DOLMABAHÇE YALANLARI....

 CB Dolmabahçe mutabakatına karşı olduğunu söyledi. İnansanız destek olacaksınız, ama öyle çelişkiler, öyle tenakuzlara tanık olduk ki inanmak için tek bir gerekçe bulamıyorsunuz.

Nitekim, daha Cumhurbaşkanının açıklamasının üzerinden bir kaç saat bile geçmeden Dolmabahçe'de konuşulan her şeyin bizzat Erdoğan'ın onay ve olurundan geçtiği ortaya çıktı. Ondan önemlisi, Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yaparken Dolmabahçe'nin mimarlarından Yalçın Akdoğan'ın çözüm sürecinin başına getirilmesiydi. Hem karşı olacak, hem de karşı olduğunuz projenin mimarlarından birini çözüm sürecinin başına getireceksiniz. Bu durumda Cumhurbaşkanının beyanlarının propagandanın ötesinde bir anlamı kalır mı?

Erdoğan'ın bu muhalif/Milliyetçi söylemi boşuna değil. Cumhurbaşkanı hala 7 Haziran'ın şokunu üzerinden atamadı. Bir türlü hazmedemediği seçim sonuçlarını bir şekilde bertaraf ederek, seçmenin buruşturup çöp sepetine attığı başkanlık hayalini gerçekleştirmek istiyor. Bunun için de daha iyi şartlarda bir erken seçim şart. İşte Cumhurbaşkanının Dolmabahçe siyasetinin arkasında bu hesap yatıyor.

Kamuoyu araştırmaları AKP'nin bir kısım oyunu MHP'ye bir kısmını HDP'ye kaptırdığını gösterdi. Dolmabahçe, her iki partinin seçmenine mesaj vermek için çok uygun bir zemin. Bir taraftan milliyetçi seçmenin gururu okşanırken diğer taraftan HDP' sertleştirilmeye, eski çizgisine dönmeye zorlanıyor.Böylece bir taşla iki kuş birden vurulmuş olacak. Muhtemel bir erken seçimde 3 puanlık bir artış Erdoğan'ın hayallerini askıdan indirmeye yetecek... Yoksa Dolmabahçe'de sahneye konulan ikinci Sevr kimsenin umurunda değil.

7 Haziran seçimlerinden sonra bir kısım yazarlar bir dönemin sonu diye düğün/Bayram modunda yazılar yazdılar.Seçim sonuçlarının bir çok olumsuzluğu değiştireceğini,hukuksuzluğun,nefret siyasetinin son bulacağını belirttiler. O zaman da yazmıştım,bu çok erken ve iyi niyetli bir yaklaşımdı. Bazı tip siyasetçilerin kaderi sadece seçim sonuçlarına bakılarak değerlendirilemez. Bazen siyasetçinin yetiştiği çevre,aldığı eğitim ve kültürel kodları seçim sonuçlarından daha belirleyicidir.

Erdoğan'ın şahsiyet çizgisinde Necip Fazıl'ın büyük tesiri var.Necip Fazıl, kendini okuyana teslim olmamayı,risk almayı,mücadele etmeyi, geri çekilmemeyi telkin eden bir düşünür. Söz gelimi Menderes'e ya ol ya öl telkininde bulunur, Abdülhamit'in İttihatçılara mücadele etmeden teslim olmasını eleştirir, böylece okuyucusunun kafasında ciddi bir direnme iradesi oluşturur. Onu okuyan için mağlup olmak diye bir şey yoktur, her hal ve şart altında savaşmak bir karakter halini alır. Bu bakımdan seçim sonuçlarına bakarak farklı bir Erdoğan profili ile karşılaşacağını sananlar aldanıyor. Tam yenilgi söz konusu oluncaya kadar Erdoğan'ın siyaseti kendi emellerine göre dizayn etme çabası sürecektir. Cumhurbaşkanı, hükümetin kurulmaması halinde erken seçime götürme yetkisinin kendinde olduğunu biliyor.Koalisyon kurulduktan sonra insiyatif meclise geçecek... Yeni bir meclisi de seçime götürmek o kadar kolay değil. Onun için top kendinde iken son kozlarını oynamak istiyor. Dolmabahçe yalanlarının arkasında bu gerçek yatıyor; MHP ve HDP'den seçmen çalarak erken seçime gitmek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi