
ERDOĞAN'IN İKİ YARDIMCISI;GÜL VE BAHÇELİ
Erdoğan iktidarına en büyük yardımı iki siyasetçi yapıyor:Abdullah Gül ve Devlet Bahçeli...
Görünüşte her ikisi de Erdoğan'a karşı. Ama izledikleri siyasete bakıldığında tam tersi bir yol izledikleri görülüyor.
Abdullah Gül, önceki gün CB Erdoğan'la görüştü. Medya organları görüşme üzerinden bir sürü spekülatif haber yaptılar. iki kişi arasında geçen konuşmaları -aralarında geçtiği gibi- yansıtabilmek çok zor. Bu gibi durumlarda devreye yorumlar,taraftar yönlendirmeleri ve tabi yalanlar girer. Çoğu zaman konuşmalar bağlamından çıkarılarak farklı amaçlara alet edilir. Bir konuşmadan onlarca farklı konuşma çıkar. Yine öyle oldu,kimi Gül' Arınç ve arkadaşları ile Erdoğan arasında aracılık yaptı diye yazdı,kimi Cumhurbaşkanı istediğini alamadı dedi, kimi Gül'e Başkan yardımcılığı teklif edildiğini söyledi. Bunların hangisinin doğru olduğunu en iyi bilen Gül ile Erdoğan,ötesi biraz algı,biraz beklenti biraz da temennidir.
Ancak herkesin mutabık olduğu husus Gül'ün yeni bir hareket başlatacak kadar cesur ve atak olmadığıdır. Sağlamcı yapısı en çok Erdoğan'ın işine yarıyor. Gül potansiyel muhalefet lideri olarak durdukça hem yeni bir muhalefet ortaya çıkamıyor hem de çıkmak isteyenler kamuoyunun dikkat ve ilgisini kendi üzerlerine çekemiyor. Gül mevcut duruşuyla muhalif bir hareketin ortaya çıkmasını engelleme işlevi görüyor. Ne kendisi ortaya çıkıyor ne de durduğu yerden bir kenara çekilip yeni bir hareketin ortaya çıkmasına fırsat veriyor. Bu da en çok CB Erdoğan'ın işine geliyor. Gül kenara çekilse daha atak olan Arınç veya bir başka ismin ortaya çıkması kuvvetle muhtemel.Varım da demeyen yokum da demeyen haliyle Erdoğan'ı alternatifsiz bırakarak doğrudan doğruya ona hizmet ediyor.
Bahçeli'nin konumu ise tartışılmayacak kadar açık.Erdoğan'ın sıkıştığı her yerde ideolojik kılıflara sarılmış gerekçelerle Bahçeli imdada yetişti. Önce 2002 de erken seçim diyerek AKP iktidarının önünü açtı,ardından her kritik süreçte insiyatifini AKP'den yana kullandı. 2010 referandumunda CHP ve Ulusalcılarla aynı safta olması bile muhafazakar kesimi AKP'ye yönlendirme maksadına matuftu. Bunu başta Mansur Yavaş ve Vedat Bilgin gibi bir çok isim kendisine söylemesine rağmen, dinlemedi. Söyleyenleri çeşitli bahanelerle partiden uzaklaştırdı. MHP fikriyatının en zeki, en dolu,en fedakar kadroları dışarıda bırakıldı.Bahçeli fikri mensubiyeti yok ederek onun yerine şahsi mensubiyeti ikame etti.Hiç bir milli meselede ortaya bir reçete konulamadı. Milletvekilleri Ankara'ya hapsedildi. Çözüm sürecinde bile halkın arasına karışılarak yapılan yanlışlar anlatılmadı.MHP'nin bütün enerjisi Bahçeli'nin koltuğunu koruma onu cilalama için harcandı.Dev gibi bir kadro budana budana bitirildi.Hareket eline mikrofon verildiğinde yarım saat konuşamayacak adamlara teslim edildi. MHP iktidar partisinden oy alabilecek tek partiydi. Almasın diye her yöntem denendi. Sonunda 7 Haziran'da adeta milliyetçi seçmen cezalandırılarak AKP'nin kucağına itildi.
Gül, tamamen kişiliğinden kaynaklanan bir sebeple hep ilgi odağı kalarak,toplumsal ilginin başka yerlere odaklanmasına,yeni oluşumların çıkmasına mani oldu.
Bahçeli' ise kim bilir hangi sebeple MHP'yi hep rölantide tutarak toplumun teveccühünden kaçırdı.
Erdoğan bugün hala ayaktaysa bu iki şahsiyete çok şey borçludur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.