ETNİK MİLLİYETÇİLİĞİ BESLEMEK

 

Güneydoğu sistemli bir şekilde etnik siyasete mahkum hale getiriliyor. Önümüzdeki günlerde, Barzani’ci bir partinin kurulacağına dair iddialar bunun ispatı. Sanki bölgede her şey bitmiş, belki bölersek  bir parça rahat ederiz gibi bir hava hakim.

Türkiye’yi  bu hale sokan da, bu her şey bitmiş duygusudur. Oysa  halkın eğilimleri zaviyesinden bakıldığında bu kabul doğru değil.Bölgenin kahir ekseriyeti ülkenin bütünlüğünden yana. Yıllar süren PKK zulmüne rağmen insanlar kalplerindeki birlik duygusunu asla yitirmediler.

 

Bir çok defalar yazdım; Türkiye’yi terör bölemez. Bölse, bölse siyasetçilerin hataları, medyanın ihanetleri böler. Bugün bu meselelerin bu noktaya gelmesinin sebebi de budur.

 

Bölgede etnik siyaset yapan partileri çoğaltma, bölgenin o etnik birimin malı olduğunu kabul etmektir. Bu çok hatalı, çok tehlikeli bir siyaset  tarzıdır. Vatan coğrafyası bir bütün olarak bu ülkede yaşayan herkesin malıdır. Bunu bölgelere, dil veya etnik gruplara göre ayırmak,ülkenin bölünmesine cevaz vermektir.

 

Başbakan bir çok konuşmasında, her tür milliyetçilik ayaklarımın altında dedi. Bazen etnik milliyetçiliğin ateşini düşürmek için ana kütlenin milliyetçiliği geri çekilebilir. Çünkü, bir milliyetçilik ötekini kışkırtır. Milliyetçilikler birbirlerinden beslenirler. Geri çekilmek de sonuçta milletin, ülkenin selameti için karşı tarafı zayıflatma,radikalizmini törpüleme amacı taşıdığından başka tür bir milliyetçiliktir. Osmanlı’da en son Türk milliyetçiliğinin sahneye çıkmasının sebebi de budur. Ama bugün yapılan, etnik milliyetçiliğin ateşini düşürme amacı taşımıyor. Israrla Etnik milliyetçiliği tahkim edecek semboller kullanılarak,ateşe benzinle gidiliyor.

 

Diyarbakır konuşması, Ahmet Kaya,Yılmaz Güney güzellemeleri hep etnik milliyetçiliğin ateşini harlayan adımlar.Kürdistan nitelemesi de  öyle. Kürtçülerin ağzıyla konuşup, bütün milliyetçilikler ayağımın altında demek inandırıcı değil. Türk kelimesinin her şeklini ırkçılık, bölücülük olarak adi bir cürüm derekesine indirmeye çalışanların, sıra Kürt ve Kürdistan’a gelince bunu bir demokrasi ifadesi olarak görmeleri manidar.Türkçülük yapmak yanlış ise Kürtçülük yapmak bin defa yanlıştır. Çünkü Kürt milliyetçiliği doğrudan doğruya dile ve etnisiteye dayanıyor.Bütünleştirmeyi değil,ayrıştırmayı amaçlıyor.

 

Kültüre değil, ırka,kana kısacası ete kemiğe yaslanıyor. A.Smith’in devlet kuramamış milliyetçiliklerin bölücü olduklarına dair tespitini daha önce yazmıştım. Türk adını yeryüzünden silerek ülke bütünlüğüne hizmet edeceğini sananlar yanılıyor.Bu sadece toplumun kimliksizleşmesine, bölücü toslamalar karşısında reflekslerini kaybetmesine, bütün direnme imkanlarını kaybetmesine vesile olur.Türk’ü bir ırkçılık kaynağı olarak alıp sıra öteki etnik kimliklere gelince alabildiğine teşvikçi olmak tam bir çelişkidir. Kaldı ki Türk kavramı tarihin hiçbir döneminde bir ırkın, etnisitenin ismi olmamıştır. O bazen Müslümanlıkla özdeşleştirilmiş, bazen de kültür vatanımızın ismi olmuştur.Bölücülüğü yenmenin yolu, bütün direnme araçlarını ortadan kaldırmak değildir. Bu politika bizi içinden çıkamayacağımız limanlara doğru götürüyor.

 

Güneydoğu’yu etnik siyasete mahkum etmek onu kaybetmektir.Şivan Perver’in babası,bir Televizyona,”dilimiz kürtçe, biz Türküz demişti.Bu son zamanlara kadar güneydoğu’da yaygın olan bir şuur ve idrakin ifadesiydi. İzol aşireti lideri Hacı Kaya istiklal mahkemesinde etnik kökenini soran hakime,” Türk’ün Kürdüyüm”  diye cevap vermişti. Bugün ortaya çıkan belgeler izol aşiretinin kesinlikle Kadıoğlu isimli bir Türk oymağı   olduğunu gösteriyor.Sistemli olarak bu bilinç yok edildi.Milliyetçiliğe karşıyız diyenler bütün devlet imkanlarını seferber ederek etnik milliyetçiliği kışkırtıyorlar. Bu siyaset ülkeye de, yapanlara da hayır getirmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi