GAZETE MANŞETLERİNDE AKLANMAK VE HASTALIKLARIMIZ

Kimse miting meydanlarında, gazete manşetlerinde  aklanamaz. Çünkü bu mekanların yargılama yetkisi de,ibra etme yetkisi de yoktur. Ortada bir iddia varsa, bunun masaya yatırılıp değerlendirileceği yer mahkemelerdir. Yargıdan kaçmak,medya üzerinden psikolojik yönlendirme yapmak kimseye fayda getirmez. Üstelik bu tip bir savunma biçimi, yapana daha çok zarar verir.

Mahkemeler niçin kurulmuştur? Toplumu suç ve suçluya karşı korumak ,Adaleti sağlayarak sosyal hayatı her türlü kaos ve tehditten korumak için. Gazete köşeleri,meydan konuşmaları bunun yerine geçecekse bu mahkemeler niye var?

17 Aralık operasyonundan beri yapılan budur! Hesap vermemek, bugün şüphe aşamasında olan iddiaların gerçekliğini ortaya çıkarmamak için her çareye baş vuruluyor.Kendinden emin olan yargıdan da emin olur. Ortada  somut karineler olmadıkça kimse kimseyi mahkum edemez. Yargı delile bakar,mücerret beyanlarla,uluslar arası komplolarla hareket etmez. Bunu azıcık hukuk bilgisi olan herkes bilir.

Komplodan söz ediyorsak asıl komplo budur, Başbakan  yargıdan kaçtıkça veya kaçırıldıkça irtifa kaybediyor. Ona hedef sensin diyenler onu  bu batağın tam ortasına itiyor. Medyaya akseden görüntülerin savunulur yanı yoktur.Savunan boğazına kadar bu skandalın bir parçası olur.Operasyonları engelleyerek başbakana iyilik yaptığını sananlar onu iyice içinden çıkamayacağı bir yolsuzluk sarmalının  parçası haline getiriyorlar.Aklın yerini hiddet ve korku alınca  işte  böyle her şey birbirine karışıyor.

XXXXXXXX

Her şeyi eleştirmek, hiçbir şeyi beğenmemek  psikolojik bir hastalık biçimidir. Siyaset yapanların bundan şiddetle kaçınmaları gerekir. Çünkü, siyasetçinin işi mümkün olduğu kadar çok insanı ikna etmek, taraftar kazanmaktır.Dışlayan, suçlayan, herkeste kusur arayan bir siyaset anlayışı hiçbir zaman toplumla bütünleşemez. Bu tip hareketler bir aile derneği sınırlarını da aşamazlar. Yetmişli yıllarda Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti MHP’den Antalya adayı olmuş, kaybetmişti. O Osman Yüksel ki, Said Nursi’nin bir oğlum olsa adını Osman koyardım iltifatına mazhar olmuş biridir. Dava adamı olmanın ateşten gömlek  olduğu  bir dönemde hayatlarını bir an bile sakınmadan mücadele etmişlerdir. O ve benzerlerine ne kadar rahmet dilesek azdır. İşte bu Osman Yüksel’e rahmetli Türkeş ,Osman niye böyle oldu diye sorunca, Osman Yüksel ; Vallahi Sn Genel başkanım, yanıma öyle bir adam verdiniz ki ne solcu, ne sağcı, ne nurcu, ne mason bıraktı, önüne gelene sövdü, geriye kala, kala bizim oylarımız kaldı,der.

Aynı hastalık bugünde sürüyor.Üç kitap okuyan, iki defa bir partiye girip çıkan kendini bütün  doğruların kaynağı sanıyor. Ne kadar çok söver, ne kadar çok dışlarsak o kadar milliyetçi oluruz düşüncesinde olanlar var.Milliyetçi bir vicdan kaybettiği her ülkücüden, önce kendini sorumlu tutar.Bir tek mensubunun bile sağa sola savrulmasına gönlü razı olmaz.Tam aksini yaptığımıza göre ciddi bir fikri tedaviden geçmemiz gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi