HAYATİ YAZICI’ YA

Hükümetinizin en büyük vizyon ve hedefi arasında Türkiye nin AB üyeliği olduğunu sık sık beyan ediyorsunuz. AB demek ülkelerin birbirlerine kapılarını açmak her türlü serbesti yet değimli dir?

Gümrüklerimizden Allah aşkına birkaç kez yakınlarınızı yâda müfettişlerinizi gönderip vatandaş gibi giriş ve çıkış yaptırmanızı başarılarınıza katkı sunacağını salık veririm.Eksiklikleri o zaman daha net göreceksiniz!

Yurt dışında bulunan işçi ve yatırımcılarımızla ithalat ve ihracatçılarımıza dair bir hak verilmediği gibi onlara her gün eziyet yâda küçük hesaplar yapan ülke görünümü vermek umarım sizi de rahatsız ediyordur.

Yurt dışında yaşayan özellikle sınır komşularımızda iş kuran işadamlarımız yabancı şoförleri ile dahi aracını Türkiye’ye gönderememesi saçmalığına neden son vermeyi düşünmezsiniz? Araçların tanımı dışarıda altı ay kalma şartı getirilen şirket sahiplerine bir maliyet ve zulümdür!

İstismar alanlarını kapatmak farklı yollarla mümkündür zira yurt dışında güncel ticari faaliyet belirleme şartı istismarın önüne geçebilir. Yurt dışına çıkıp yatırım yapan herkes doğal ticaret ataşemiz ve tanıtımcımız gibidir.

Bir işadamı var olan arabası ile iş yaptığı ülkenin vatandaşlarını arabasına koyup getirmesi hem çok ekonomik hem de zevkli bir turizm faaliyetidir.

Yok orda altı ay kalacan bir daha aynı arabayla gelemeyecen gibi yasakçı,statüko beyinlilerin ürettiği mevzuatlarla çağımızda gümrük idare etmek rüşvete kapı aralamak anlamında istimarada açıktır!

Övünüp durduğunuz dış ticaretimiz ve ihracat emekçisi Tığcılarımız kendi gümrüklerimizde sefalet ve zulümlere muhatap kaldığını yine vatandaşın tarafında olan müteşebbis ve sermaye düşmanı olmayan memurlar tarafından denetlenebilir.

Kapılarda günlerce kuyruk beklemenin ne anlama geldiğini anlamak için sizlerinde kuyruklarda mı beklemesi lazım? Ben bunları bizzat gidip gelirken kapılarda feryat eden vatandaşlarımızdan dinledim öğrendim belki kulak verirsiniz diye bu yazıyı size hitaben yazdım…