PKK bir defa daha çatışmasızlık ilan etti. Bunun bir sulh arayışı olmadığına şüphe yok. Her zaman olduğu gibi köşeye sıkıştığını hissettiği için ateşkes çaresine sarıldı. İktidar bu oyuna gelir operasyonları durdurursa, arada yaralarını sarma imkanı bulacak. Ama tek sebep bu değil,PKK'nın başlattığı halk ayaklanması sürecine bölge de büyük bir tepki var. İnsanlar belki açıktan öfkelerini dile getiremiyorlar ama yalıtılmış ortamlarda hem PKK'yı hem HDP'yi eleştiriyorlar.Üstelik PKK Kantonlaşmayı umduğu bölgelerde beklediği halk desteğini de bulamadı. Bir iki istisna dışında halk PKK'nın çağrılarına kulak asmadı. İstisnalar,bazı bölgelerde güvenliğin tesis edilememesi, askerin,polisin bölgeye nüfuz edememesi üzerine ortaya çıkan bir durum.Mesela, Diyarbakır Sur mahallesinde hala tam hakimiyet sağlanmadı. Örgüt herkese kapısını,penceresini açık tutma zorunluluğu getirdiğinden operasyonlar esnasında militanlar istedikleri evin kapısından içeri girip saklanabiliyor,güvenlik güçlerinin halkla örgüt militanları arasında bir ayrım yapmalarına mani olabiliyorlar. Bu durum operasyonların hızını da kesiyor.

Örgüt geçmişte de en az on defa çatışmasızlık ilan etti. Ama amacına ulaşacağına dair motivasyona kavuştuğu an tekrar silaha sarıldı. Örgütün durduğu her an devlet de durdu. Bunu bir fırsata çevirerek örgütün üzerine gitmedi. İstihbarat faaliyetlerini derinleştirerek bölgede yeni sempati ve bilgi alanları oluşturamadı.Yüz-yüz elli yıl önce Osmanlı'nın Dersimde yaptığı hataları tekrarladı.Hatırlanacağı üzere, Osmanlı her seferinde Dersim'e kısa bir süreliğine girip sonra geri çekilmiştir. İçe nüfuz edemediği, orada kalıcı olmadığı için çekilir çekilmez başa dönülmüş,yapılan onca operasyon boşa gitmiştir. Onun için girip nüfuz etmeden çıkılan bu seferlere sel seferleri denilmiştir.Sel gibi gelmiş,sonra çekilmişlerdir. Güneydoğu'da da aynı hataya düşülmemelidir. PKK/HDP çevrelerinin çıkardığı gürültü ile arkalarında ki destek bir değildir. Çok deği, bir buçuk yıl önce mahalli seçimlerde yüzde 6 oyu zorla alan bir partinin kısa süre içinde oyunu iki katına çıkarması iyi irdelenmelidir. İktidarın olaylara seyirci kalması,vatandaşı kendi kaderi ile baş başa bırakması örgüte yeni oy alanlarına kavuşma imkanı vermiştir. Son bir buçuk yılda kazanılan kitle henüz tam anlamıyla partilileşememiş,HDP'lileşememiş seçmendir.Doğru bir siyasetle bu seçmen kitlesinin etkilenmesi mümkündür. Nitekim, bölgede çıplak gözle bile seçilebilecek şekilde PKK ve HDP'ye dönük eleştiriler başlamıştır. İktidarın kararlı olduğuna inanılması halinde -korku tercihi- yapan bu seçmen kitlesi tercihlerini gözden geçirecek, büyük ihtimalle geldiği yere dönecektir. Ancak ortada kararlığına inanılabilecek bir siyasi kadro yok. Öcalan'ın yedekte tutulması, seçimden hemen sonra PKK ile vatan pazarlığına girişilebileceği ihtimalini canlı tutuyor.. Hatta bazı çevrelerde operasyonları,iktidar PKK'yi Apo'nun çizgisine çekmeye çalışıyor diye yorumlayanlar bile var. Operasyonların hedefine varması için bu intibanın kırılması şarttır. Aksi takdirde onca emek,onça şehit onca kan bir defa daha heder edilmiş olacaktır.

SEÇİME ÇEYREK KALA MHP

Seçime üç haftadan az bir süre kaldı.AKP,CHP ve HDP liderleri meydan meydan dolaşıyorlar.Kılıçdaroğlu şimdiye kadar onun üzerinde miting yaptı. Seçime kadar hedefi elli civarında miting yapmak.AKP liderinin hedefi 30 mitingdi,ama dün Manisa mitinginde bu sayı elliyi aşacak dedi. Demirtaş, Güneydoğu'da il il,ilçe ilçe geziyor.Meydanlardan çekilen tek parti MHP,sadece üç miting yapacak. Muhtemelen bu mitingler de tabandan yükselmesi muhtemel homurtuları önlemek için. Mümkün olsa Twiter mesajlarıyla yetinecekler.

Aslında şu anda en çok çalışması gereken parti MHP. Gözlemlerime göre 7 Haziran seçimlerinin bir iki puan gerisinde olan iki parti var,HDP ile MHP.Bu performansla devam edilmesi halinde AKP'nin bıçak sırtı bir sayı ile iktidar olması mümkün.Bahçeli seçim beyannamesini sunarken Erdoğan'la ilgili bazı iddialarda bulundu. Mesela,Apo'ya İmralı'dan günü birlik çıkma izni verdin mi, onunla görüştün mü,KCK'nın kurulmasında dahlin var mı gibi sorular sordu. Bu soruları 7 Haziran seçimlerinden önce de bazı mitinglerde Erdoğan'a yöneltmiş ama cevaplarını da vermemişti. Bu iddiaların her biri iktidara ölümcül darbeler vurabilecek iddialar. Ama içinin doldurulması, cevaplarının verilmesi şartıyla. Bahçeli,Apo'ya günü birlik İmralı'dan çıkma izni verdin mi derken belli ki bunu elindeki bazı bilgilere dayanarak söylüyor. Bu soruları cevapsız bırakmak, sorup beklemek yerine cevaplarını da vermelidir.Aksi takdirde MHP'nin aşağı dönen ibresini yukarı çevirmek çok zor gözüküyor./ Haziran seçimlerinde AKP'den MHP'ye yönelen bir kitle vardı. O kitlenin bir kısmı geri döndü.Tepkileri seçimden sonra yürütülen ve tutarlı bulunmayan politikalarla ilgili. MHP hem 7 Haziran sonrasını iyi anlatmalı hem de ortaya attığı iddiaların içini doldurmalı belgeleri ile birlikte milletin karşısına çıkmalıdır. Aksi takdirde 1 Kasım MHP için tatsız sürprizler getirebilir.