
İTTİFAK, BİR BAŞKA BAHARA
İktidar cephesinin korkusu, telaşı bile akılları başlara getirmedi, ittifak hayali gerekçesiz bir açıklama ile suya düştü.
CB Erdoğan her konuşmasında Rabia işaretine benzer bir işaret yaparak 400 milletvekili istiyor. Bu sayıda milletvekili ile başkanlık hayalini gerçekleştireceğini düşünüyor. Amacına ulaşması ancak muhalefetin bu dağınık yapısını koruması ve toplumun önüne bir iktidar alternatifi çıkarmamasına bağlı.
Mevcut durum Erdoğan için tam da böyle bir imkan sunuyor. Milliyetçi/muhafazakar muhalefet dağınık. Onca şişirme ve yönlendirmeye rağmen HDP’nin baraj aşıp aşamayacağı hala meçhul. Üstelik bu yayınların bir kısmının HDP’yi tek başına seçime sokmak için yapıldığı da söylenebilir. Erdoğan’ın 400 milletvekili işareti yaparken içinde bulunduğu rahatlığın nedeni bu tabloydu. Hedefe ulaşmak için bu tablonun korunması gerekiyordu. Onun için daha ittifak söylentileri başlar başlamaz, fitne kazanı kaynatıldı. MHP’nin sinir uçlarına dokunacak yayınlar yapıldı,Heyecanla beklenen bütünleşme arzusu bağlamından çıkarılarak farklı mecralara çekildi. Buna gönülsüzlük de eklenince tabanda müthiş heyecan yaratan ittifak beklentileri akamete uğradı.
Milliyetçilik bir devlet kurma ve onu yaşatma doktrinidir. Milliyetçilerin devlet hassasiyetlerinin arkasında biraz da milliyetçiliğin bu yönü vardır. . Devlet aynı zamanda hukuk demektir. Bugün devlet aygıtı ciddi bir kuşatma ile karşı karşıyadır. Anayasayı tanımayan, onu paramparça edeceğini söyleyen, yargıyı adalet dağıtan bir müessese olmaktan çıkaran bir zihniyet iş başındadır. Dolayısıyla ülke ve millet menfaatlerinin her şeyin önüne geçtiği, kritik bir dönemden geçiyoruz. Hiç bir gerekçe bu önceliği geri plana itemez. Tek başına seçime girmenin, bu iktidarın devamına yüzde birlik bir ihtimal tanıması bile böyle bir riski göze almaya cevaz vermez. Ülkenin onarılması, adaletin tesis edilmesi, dejenere edilen devlet çarkının rayına oturtulması ancak AKP’siz bir iktidarın iş başına gelmesine bağlıdır. MHP’nin açıklaması ile oluşan hayal kırıklığının bir reaksiyon dalgasına dönüşerek bir bumerang gibi MHP’ yi vurması da mümkündür.
Milliyetçi/muhafazakar bir ittifak Erdoğan ve AKP’nin en büyük korkusuydu. Havuz yazarlarının korku/panik karışımı yazıları, Erdoğan’ın birden bire milliyetçi bir söyleme dönmesi yeterince yol göstericiydi. Daha önemlisi, ittifak imasının bile tabanda yarattığı büyük heyecandı. Bugün o heyecan yerini karamsarlığa bırakmıştır. Anketlerde ki birkaç puanlık oynama, herhangi bir politik başarının sonucu değil, tamamen konjüktöreldir. Çalışılarak kazanılmış performans oyu diyebileceğimiz tek bir oy yoktur. Bu tür seçmenler bir rüzgarın alıp getirdiği, bir başka rüzgarın alıp götürdüğü, bir yere kök salmayan seçmenlerdir. Bu küçük oynamalardan büyük sonuçlar elde etmek mümkün değildir.
8 Haziran sabahı başka bir Türkiye’ye uyanmak mümkündü. Anlaşılmaz bir tercihle bu ihtimal zayıflamış, talih AKP’ye bir defa daha göz kırpmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.