
Kaybolan gençlikler !. Çile ile evlat büyüten analar .
Kaybolan gençlikler.! Gelmeyen baharlar.
Çile ile evlat büyüten analar!.
Bir ömür tüketen nice insanlar tanıyorum.
Ben biliyorum ne sıkıntılar ile oğulları için var olma mücadelesi verdiler,babalarını erken yaşta kaybedenler oğullarına hem analık , hemde nasıl babalık yapanlar.
Hayatın cenderesinde zorluklarla geçenler.
Evlatlarının hem ümidi olanlar hemde rızıklarını temin edenler.
O ana ve babaların evlatları ;
Ömürlerini belkide boşa harcadılar , sabrettiler sabırlarıda güçleride yetmedi ve kaybolmaya yüz tuttular.
Belkide boşa kürek salladılar,belkide olmayacak dualara âmin dediler.
Bu ülkeyi Belki çağdaş uygarlığın üzerine çıkarırız dediler.
Paçavralar kadar olamadılar,rüzgar onları buluşturamadı savurdu,bir ömrü verdiler.
Zor günlerde terk edenleri bile analiz etmediler.
Yazık ettiler bir davaya değil,binlerce insanlara yazık ettiler,biz olacağız demediler, ben olmalıyım şu olmamalı dediler.
Gidenler;
İdeallerimiz uğruna ölürüz dediler,öldüler.arkalarına bile bakmadılar.
Kalanlar;
idealleri ne ?belkide fark edemediler.
Kalanlar;
Meğer uğrunda ömrünü verdikleri idealleri hayalmiş meğer.!
Sadakatlı olalım dediler,meğer sadakatin adının vefasızlık olduğunu çözemediler.
En kötü zamanda biz olmalıyız,bu büyük millete hizmet etmeliyiz dediler,
Meğer planı ve projeleri olanların kazanacaklarını düşünemediler.
İyi niyetli arkadaşları vardı,onlarada enayi aptal dediler? onunda farkına varamadılar.
Evet.! Gençliklerini verdiler.
Analarına babalarına bir sürü sıkıntı verdiler,çoğunun ailesi olmayan paradan harçlık verdiler.
Nedenleri belli herkes ince hesap yapıyordu,hesabı olmayanlar hep kaybettiler.
Bir ömür tükettiler beceremediler,becermek onların elinde olmadığı için beceremediler.
Bir ömür verdiler muaffak olamadılar,başarının veya başarısızlığın anahtarı, onlarda değildi anlamadılar.
Bazen kafa tutanlar oldu,hakaret edip susturdular,ömürlerini harcadıkları mefkurelerini ellerinden bile aldılar,ağızlarını bile açamadılar.
Kimi ihale kovaladı,kimi şan,kimi şöhret,konuşamadılar.
Kimi koltuğu davasının önüne geçirdi, konuşamadılar.
Konuşsa lider teşkilat doktrin diyerek,tehtid ettiler kimini bazen yanına alıp, öbürünü dışladılar ve gerçek manada ömrünü bitiren insanları, hareketten davadan kopardılar.
Biz farklıyız dediler farklarını gösteremediler,kavgalarını anlatamadılar,bazen anlatsalarda muhatap bulamadılar.
Aslında bu bir öyküdür,yazsanız üç beş tane roman çıkarırsınız.
Oyuncuları belli ben yüzlerce isim veririm ama değmez,çünkü isime sabrı olmayan bir birliktelik, hep kendilerinin ön planda olmasını isteyen, bir toplulukla karşı karşıyayız.
Savaşın adı bile değişti,manası yok oldu bilemediler,yada düzene ayak uyduramadılar.
Ne için kavga yaptıklarını göremediler, görenler bırakıp gittiler.
Hemde bir daha gelmemek üzere gittiler.
Farklılığı küfretmek olanlar kazandılar,adam gibi eleştirip yapmayın diyenler, hep kaybetmeye mahkum oldular.
Yeryüzüne sığmayan bir Ülküyü,bir ideali kağıt parçalarında yok edenler, Kahraman ilan edildiler.
Delegesine şerefsiz diyenler,mükafatlandırıldılar...
Ülküdaşına sahip çıkanlara,bunlardan bir şey olmaz dediler.
Arkasına bakandan başkan olmaz diyenler,malesef kazandılar.
Düzelecek diyenler bekliyorlar,menfaatlenenler için farketmez,çünkü onlar kim ne olursa olsun onlarla oluyorlar.
Memleket dava hep lafta, onlar dün küfür ederler bugün yüzyüze bakarlar.
İnanan ve inandığı davaya bağlı kalanlar,özyurdunda gariptir özyurdunda parya,hala bekliyorlar AYAĞA KALKACAK SAKARYA.!
Sonuç olarak Kayahan 'ın bir parçası, siyah beyaz film gibi biraz bitirdiler.
Bende zaten bu yazıda anlatamadım,hangisi gerçek ne yalan, söyleyecek tek şey kaldı.
Tüm geçmiş Şehitlerimize rahmet dilerken,uzun vadede ülkücü hareketin yeniden kendine dönüp, iktidar olmasını Allah'tan diliyorum.
Tanrı Türkü korusun
HABİB YALÇIN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.