Ankara'da her kesimden, her siyasetten ve her sınıftan insanların gelip geçtiği bir yerdir Kızılay. Ankara'da yaşayan, Ankara'ya uğrayan herkesin 3-5 gün içinde yolu mutlaka Kızılay'a geçer. 13 Mart'taki patlamadan sonra insanlar korkudan ve güvenlik endişesinden sokaklara çıkmaz oldu. Esnafın hali ise perişan. 17 Şubat patlamasında "İçişleri Bakanı istifa etsin" diyen Devlet Bahçeli, sadece 25 gün Kızılay'daki patlamanın ardından ise Başbakanın istifasını isteyeceğine, Başbakanı ziyaret ederek açık destek verdi.

25 günde ne oldu da istifadan açık desteğe geldi bizim bilge liderimiz?

Muhtemelen sebebi "Mahkeme" ve Meral Akşener korkusudur.

Halk korkuyor; çaresiz ve sığınacak bir liman, güvenecek bir lider arıyor.

AKP perişan halde. Geldiği nokta: "teröre alışın". TERÖRE ALIŞMAYACAĞIZ. Teröre alışın diyen 13 yıllık AKP düzenini de tasfiye edeceğiz.

Peki nasıl edeceğiz? Aslında 7 Haziran günü halk AKP'yi %40'a düşürerek gereğini yapmıştı. Ama halk "kifayetsiz muhteris" Devlet Bahçeli'nin siyasi akılsızlığını hesap edememişti. 1 Kasım'da Devlet Bahçeli'yi cezalandırdı.

Şimdi yapılması gereken; Türk Halkına siyasi önderlik yapmaktır. Korku, endişe ve güvenlik insan doğasının temel dürtüleridir. Ve insanların birinci önceliğidir. Halkın gözleri bir UMUT aramaktadır.

Halka umut vermek, halkın duygularına tercüman olmak ve önderlik yapmak "LİDER" olmaktan geçer.

Ankara Kızılay'da protesto için 100 binlerce kişiyi bombaların patladığı Kızılay'da toplayan "siyaset" Türkiye'nin lideri ve umudu olacaktır.

Mehmet Saral.