
KOALİSYONA HAYIR DEMEK...
Muhalefet, AKP ile koalisyona hayır dedi. Seçimden önce bazı çevreler ısrarla AKP/ MHP veya AKP/CHP koalisyonundan söz ediyordu… Bu iddiaların şimdilik mesnetsiz olduğu anlaşılıyor, ama şimdilik…
AKP’ye hayır demek için acaba bu kadar acele edilmeseydi daha mı iyi olurdu?
Siyaset artık her dakika seçmen nabzını tutmayı gerektiren, bilimsel metotlara ihtiyaç duyan bir alan. Atılan her adımın, söylenen her sözün sonuçlarının inceden inceye hesaplanması gerekiyor.
Türk toplumu istikrara büyük önem veriyor. AKP’nin onca yanlışa rağmen bu kadar oy almasının arkasında biraz da bu hassasiyet var. Yarın, hükümet kuramamanın piyasalar üzerinde bazı sonuçları olacaktır. Her menfi sonuç, bir araya gelmekten kaçınan partilere kesilecektir. Yeni bir seçime, AKP’nin elindeki medya ve devlet imkanları ile gitmek, muhalefet açısından rasyonel bir tercih olmaz.
AKP’ye hiçbir risk almadan hayır demenin başka yolları da var. İktidar partisinin bir koalisyon hükümetinde bile evet diyemeyeceği onlarca sebep göstermek mümkün. Mesela, 17/25 Aralık dosyalarının açılması, hırsızlardan, rüşvetçilerden hesap sorulması, Oslo/İmralı pazarlıklarının teşhir edilmesi, Cumhurbaşkanının yetkilerinin daraltılması, HSYK’nın yapısının değiştirilmesi, AYM üyelerinin seçiminin(en azından bir kısmının) Cumhurbaşkanından alınarak TBMM’ye verilmesi, tarafsızlığını kaybeden Cumhurbaşkanının görevden alınması, Yargı’da, Emniyette, Milli Eğitim’de yapılan haksız-hukuksuz atamaların durdurulması, mağdurların görevlerine iadesi, Cumhurbaşkanlığına tahsis edilen örtülü ödeneğin kaldırılması, asgari ücretin yükseltilmesi, emeklilere yılda bir veya iki defa ikramiye verilmesi, Cumhurbaşkanlarının yüce divana gönderilmesi için gereken oy oranının düşürülmesi gibi… AKP bunların hiç birine evet diyemez. Böyle olunca da, elindeki bütün propaganda silahlarını kaybeder, halkın önüne hırsızlardan hesap sormaktan kaçınan parti olarak çıkar. Yolsuzluk dosyalarını açamayan bir parti kolay kolay erken seçime gidemez.
Hükümetin kurulmaması, kaotik bir ortamın doğması halinde ortalama seçmen siyasi tercihlerini rahatlıkla değiştirebilir. Seçmen kolay kolay risk almaz, aldığı zaman da sonuçlarını görmek ister. Mevcut tablo AKP açısından bu sorumluluğu muhalefete yıkmaya müsait. Onun için AKP’ye hayır demekte acele etmenin istikrarı bozmanın mesuliyetini üstlenmek gibi bir riski var.
AKP, Erdoğan’ı anayasal çerçevede tutmak, yolsuzluk dosyalarını açmak,hukuku hakim kılmak gibi koalisyon şartlarına evet der mi? Büyük ihtimalle demez. Çünkü, 17/25 Aralık dosyalarının kapağının açılması demek soruşturmaların en yukarıya uzanması demektir. Böyle bir ihtimalin belirmesine CB Erdoğan’da -işin nereye varacağını bildiğinden-yol vermez. Rüşvetin, hırsızlığın üzerine gitmeden iktidar ortağı olan bir parti de mevcut şartlarda ölüm fermanını imzalamış olur.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen yeni bir hükümet kurulması ihtimalini erken seçim ihtimalinden yüksek görüyorum. Heyecanlar yatıştıktan sonra daha soğukkanlı yaklaşımlar ortaya çıkacaktır. Muhalefet iktidarın kendine giydirmek istediği kaos gömleğini giymek istemeyecektir.
Kim kiminle hükümet kurar sorusunun cevabı bugün için meçhuldür. Her partinin ayrı bir kırmızı çizgisi var. MHP’nin kırmızı çizgisi ülke bütünlüğü ve yolsuzluklar. CHP-AKP ve HDP Kürt meselesinde birbirine yakın görüşler taşıyorlar. AKP’nin kırmızı çizgisi Erdoğan’ı korumak. HDP, özerklik,ana dille eğitim ve Öcalan’a özgürlüğü temelinde bir iş birliğine hayır demez. Erdoğan başkanlık istiyor,HDP’nin talepleri ile kendi taleplerini takas edebilir. MHP ülke bütünlüğü için AKP’yi HDP nin kucağına itmeyelim diyebilir. Bugün için bu ihtimallerin hepsi de eşit nispette mümkün görünüyor.
Hülasa,nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun iki büyük problem ile karşı karşıya; birincisi Erdoğan sorunu… Erdoğan, meydan, meydan dolaşarak bu seçimde kendi Cumhurbaşkanlığını da oylatmış,makamını tartışılır hale getirmiştir. İkincisi yine Erdoğan’ın yanlış politikalarla besleyip büyüttüğü güneydoğu sorunu… Yeni hükümeti büyük ihtimalle bu iki sorunda uzlaşan partiler kuracaktır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.