KOMPLO DİYEBİLMEK İÇİN…

Normal şartlarda her iktidar yolsuzlukla mücadele eder.Çürüme ve çözülmenin yaygınlaşmaması için çareler arar. Gerekirse yeni yasalar çıkarır, yargıyı tahkim eder.17 Aralık operasyonundan sonra yapılması gereken de buydu.

Lakin iktidar tam tersi bir yol izledi.Suç üstü yakalanmış olmanın telaşıyla yargıyla mücadele etmeyi tercih etti.

Bu gibi durumlarda –dikkatleri başka noktalara çekmek için-sunni gündemler üretilir.

Bir günah keçisi bulunarak onun üzerinden karartma yapılır.Mümkün olduğu kadar  esas mesele gündem dışına itilir.Yapılan tasfiyelerin bir amacı da budur. Her gün onlarca emniyet görevlisinin sağa sola sürülmesi, sanal  suçlular ihdas ederek, gerçek suçluları gizlemek içindir.

Kaç gündür yargıçların, savcıların kolluk güçlerinin günahlarını konuşuyoruz. Kimse bu kişilerin hangi yasaları çiğnediğini, hangi görev kusuru nedeniyle tasfiye edildiklerini konuşmuyor. Evrensel hukukun kurallarından biri de suçun şahsiliğidir.Bir cemaate, bir partiye veya sivil bir insiyatife mensup olmak hiçbir suç kategorisine girmez.Herkes kendi eyleminin sorumlusudur.Yapılan uygulama ise tam bir toplu cezalandırma  faaliyetidir.

Aslında şu birkaç haftalık gündem,12 Eylül referandumunda –yargının,HSYK’nın- yürütmeden bağımsız hale getirilmesinin, yargı bağımsızlığı açısından ne kadar hayati önemde olduğunu göstermiştir.Bugün o noktadan geri adım atılması istikametinde yapılan çalışmalar, eksiklerine rağmen düzenlemenin doğruluğuna işaret ediyor.Referanduma sunulan Anayasa paketi, sanılanın aksine Yargıyı hükümetin emrine sokmamış, tam aksine siyasetin etki alanının dışına çıkarmıştır.

AK parti on yıl ileri demokrasi, yeni Türkiye vaadiyle toplumun desteğini aldı. Yargıdan bağışık olan dönemin güç odaklarına karşı hukukun üstünlüğünü savundu. Halka kimse hukukun üstünde kalamayacak sözünü verdi.Şimdi bütün bunlardan ricat ederek,kendini geçmişte tasfiye ettiği güç odaklarının yerine oturtmak istiyor.

Ortada bazı çevrelerin iddia ettiği gibi bir komplo,momplo yok.Böyle bir iddia ancak ortada hiçbir rüşvet, yolsuzluk yoksa  ileri sürülebilir. Olmayan bir şeyin varmış gibi gösterilmesi  komplodur. Halbuki, ortada  gazete sayfalarına,TV ekranlarına  sığmayan yüzlerce delil var. Komplo iddiasının  inandırıcı olabilmesi için bütün o belge ve bilgilerin yok sayılması gerekir.

Türkiye’nin temiz, bütünleştirici bir siyasete  her zamankinden çok ihtiyacı var.Açılım siyaseti ile ülkenin vidaları gevşetilerek,terör sorunu, Kürt sorunu haline getirildi.Bölge terör örgütünün insiyatifine terk edilerek, BDP ye her seçimi referanduma çevirme imkanı verildi.Meclisin içinde KCK dan emir alan paralel bir yapı oluşturuldu.Apo paralel başbakan mevkiine çıkarılarak adeta bölge politikasının belirleyicisi haline getirildi.Bütün bunlara çanak tutan bir hükümetin şimdi paralel yapıdan şikayet etmeye hakkı var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi