MHP DAVASI KARAKOLDA BİTECEK

1997'de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. 1999'da MHP, %17 oy alarak iktidar ortağı oldu. Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP, ülkeyi ve partisini iyi yönetemedi. 2002'de seçime daha 2 yıl varken, durup dururken ve hiç kimseye danışmadan "erken seçim" istedi. Ülke erken seçime gitti ve AKP tek başına iktidar oldu. 14 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. 2002 seçimlerinde MHP baraj altı kalınca Devlet Bahçeli şerefli davranarak "istifa" etti.

Dalkavukları bırakmadı. O da zaten devam etmeye meyilliydi, Genel Başkanlığa devam etti. MHP bundan sonra 10 seçime daha girdi. AKP'ye karşı hepsini kaybetti. Devlet Bahçeli'nin bir türlü İSTİFA aklına gelmedi. MHP'yi tam bir padişah gibi yönetti. Ne derse o oldu. Milletvekili olmaktan başka hiçbir kutsalı olmayanlar da seslerini çıkartmadı; itiraz etmediler.

7 Haziran seçimlerinde AKP iktidardan düştü. MHP 80 milletvekili çıkardı. Seçmenlerin talebi iktidara ortak olmak ve AKP'nin kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesiydi. Devlet Bahçeli 7 Haziran'da AKP'nin iktidarı kaybetmesi karşısında üzüntüden kahroldu. Gece saat 23.00'te hiçbir Genel Başkan yardımcısına, milletvekiline ve Ülkücü iradeye danışmadan "seçimden" bahsetti. Sonraki süreci de oyun kurma yeteneği, siyasi sezgileri olmadığı için yönetemedi. Ülke 1 Kasım'da seçime gitti. Ülkücüler Devlet Bahçeli'nin kimseye danışmadan keyfi yönetimini, siyasette yeteneksizliğini, başarısızlığını görerek Devlet Bahçeli'yi cezalandırdı. MHP'nin oyları düştü.

Bu olaylar, gelişmiş ve ahlaklı toplumlarda olsaydı Devlet Bahçeli 2 Kasım'da istifasını verirdi. Ama vermedi. Çünkü o da bu coğrafyanın insanı. Ne ahlaka, ne hukuka ne de adalete ne de insana saygıya inanıyor. Ve biz Türklerin bu coğrafyada öteki milletlerden ayıran özelliğimiz savaşmak. Çünkü savaşan Türklerde karakter, ahlak, fedakarlık ve asalet duygusu artıyor.

543 Ülkücü Delege, MHP'nin hemen olağanüstü kurultaya gitmesi için Genel Merkeze müracaat etti. Genel Merkezden MHP'yi yöneten Genel Başkan ve yardımcıları ise koltuklarına yapıştıkları için, ölene kadar milletvekili olmak istedikleri için "hak ve hukuku" hiçe sayarak olağanüstü kurultay talebi için atılmış 543 imzayı yok saydılar. Çünkü hiçbiri ne hukuka, ne hakka, ne ülkücü iradeye ne sorumluluk duygusuna inanıyorlar. Onların inandıkları ve tapındıkları tek bir değer var: KOLTUK.

Sayın Bahçeli, Ülkücülerin %90'ı sizi istemiyor. Bunu anlamayacak kadar SİYASİ KÖRLÜK içinde misiniz? 68 yaşındasınız, iki kalp ameliyatı geçirdiniz, paranoyalarınız artıyor. Sizde Ülkücü Gençliği yönetecek ne enerji var ne de bilgelik. Etrafınızdakilerin de ne halkta ne de ülkücülükte karşılığı var. Siyasi tarih de bilmiyorsunuz.

Türk Halkı onayladığı liderleri ilk genel başkanlıkları ve ilk seçimlerinde iktidar yapar. Süleyman Demirel de Turgut Özal da Tayyip Erdoğan da girdikleri ilk seçimlerde tek başlarına iktidar oldular. Yani sizin ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun tek başlarına iktidar olması siyaset bilimine ters, olmamış bir şey.

Ülkücü iradeyi neden hiçe sayıyorsunuz?

O makamı bırakmayacak mısınız?

Ülkücülerin mahkeme kapılarında ne işi var?

Bu iş KARAKOLDA bitecek!

Muhtemelen sokakta halledilecek. Balgat'taki MHP Genel Merkezi'nin önünde hesaplaşacağız.

Ülkücüyü, ülkücüye niye kırdırtıyorsunuz?

Ülkücü kanının akması vicdanınızı sızlatmayacak mı?

Asil insanlara yakışır şekilde İSTİFA EDİNİZ.

Ve MHP'yi kongreye götürünüz.

Yoksa bu dava karakolda bitecek...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Saral Arşivi