
MHP kongre krizini nasıl yönetebilir?
Birçok arkadaşımız MHP genel merkezinde görev yapan arkadaşların çok rahat olduğunu kongre yapılmayacağı konusunda çok emin davrandıklarından bahsediyor.
Onlara Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in dedesi Abdülmuttalip’in Ebreh ile görüşmesinde; Ebreh: “Seni ilk gördüğümde gözüme büyük bir şahsiyet olarak görünmüştün. Ama sen Kâbe’nin korunmasını isteyeceğin yerde develerinin peşine düşünce gözümden düştün.” Abdülmuttalip: “Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de sahibi var! O onu korur!” dediğini hatırlatıyorum.
Sanırım MHP üst yönetimindeki arkadaşlar develerini düşünürken partinin sahibinin(!) partiyi koruyup onların ellerinde kalmasını sağlayacaklarını zannediyorlar.
….
Mahkeme kararından sonra koca koca profesörlerin, haktan ve kanundan anlamadan nasıl hukukçu olduklarını hayret ve dehşetle izliyoruz.
Mahkemenin yasaya dayanmadan bir karar vermesi halinde kararı, hem temyiz aşamasında, hem de karar ve yasal unsurlar oluşmadan sadece keyfiyet veya başka unsurlarca oluşması halinde: hâkimler savcılar kurulunca teftiş yoluyla denetlenebilmektedir.
Dernekler, şirketlerde ve siyasi partilerde yani tüzel kişilik oluşmuş yapılarda; yönetimlerinde ihtilaf çıkması halinde, ihtilafın ortadan kaldırılması için 6100 sayılı hukuk mahkemeleri kanunu vardır.
Burada MHP’nin yönetilmesiyle ilgili değil, MHP yönetim organlarından birinde, bir hakkın kullanılması ile ilgili çıkan ihtilafa; 12. Asliye Hukuk Mahkemesi bakmış ve bu hakkın kullanılmasının önünü açmıştır.
Bu hakkın nasıl kullanılacağını hiç kimse bilmemektedir. 12. Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi’nin de bilmesi mümkün değildir. Delege karar çoğunluğuna göre değil, toplantı yeter çoğunluğuna göre muracaat etmiştir. Karar çoğunluğunun ne karar vereceği, toplantının gerçekleşmesi ile ilgili yeterli hazirunun toplanıp toplanmayacağı belli değildir,
Hak kullanılırken ortaya çıkacak sonuçları bugünden tahmin ederek, istemedikleri sonuç doğacak endişesiyle herkese çamur atmak; bir hukuk değil, kişilik ve vicdan meselesidir.
Burada insanları bu kadar meşgul etmeden MHP üst yönetimine bir çözüm öneriyorum;
Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin MHP’yi yönetmesinin, Türk Devletinin beka sorunu haline getiren! AKP’li dostlarıyla beraber, TBMM’ye acil bir şekilde siyasi partiler kanununa geçici bir madde ilave ederek, sorunu kökten çözmelerini tavsiye ediyorum:
“Siyasi partiler, siyasi partiler kanununa göre yönetilir. Ancak MHP Devlet Bahçeli tarafından yönetilebilir.
Siyasi partilerde belirtilen olağan ve olağanüstü genel kurul yaparak tüzük ve parti organlarının yenilenmesini çağrı usullerine uygun olarak yapabilirler. Ancak MHP Devlet Bahçeli tarafından takdir ve tensip görmeyen hiçbir kararı alamaz ve uygulayamaz.
Bu madde Devlet Bahçeli’nin uygun göreceği bir zamana kadar geçerlidir.”
Diye bir maddeyi siyasi partiler kanuna ilave ederek konuyu kökten çözüp, artık bir daha kriz çıkarmadan MHP’yi yönetmeye devam edebilirler!
Bu olamaz diyenlere, 1982’deki Anayasa geçici maddelerini hatırlatıyorum!
Eğer söz konusu ülkenin bekasıysa: geçici, kalıcı kanun maddelerini yazmaya, çizmeye, çıkarmaya, silmeye her şeye muktedir bir irade tarafından yönetilmiyorsak, ben buna yönetilme demem!
Türk milletine hak ve hakikatten bahsedip, hak ve hakikati alınıp satılan bir değere dönüştürmek ve dönüşmesine katkı vermek: "artık bir siyaset değil" "şahsiyet" ve "vicdan" meselesi olmuştur.
Son söz: Ne olduğunuzu ifade ettiğinizde, ne olmadığınızın açıklanmasını bekleyenlere soruyorun; siz ne değilsiniz?
Ülkemizdeki Dünya’daki bütün terminolojilerde yer alan felsefi, fikri, içtimai, her kişi ve grupla ilgili fikrinizi açıklamadan, asla sizin kim olacağınıza inanmıyoruz!!!
Sayın Genel Başkan, size muhalif olan hiçbir kimse hakikatlere muhalif değildir.
Bilinmeyen bir yerden değil, helalden beslenmektedir.
Hiçbir harama tenezzül edilmemektedir, edilmeyecektir.
Her zaman Allah’a emanet olun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.