Başarısızlıklar,yenilgiler karşısında muhasebeye yanaşmayanlar, o başarısızlıkları istiyor demektir. 1 Kasım seçimlerinin üstünden 15 gün geçti. CHP'de kıyamet kopuyor. Partinin aldığı sonucu beğenmeyenler, olağanüstü kurultay çağrıları yapıyor. Halbuki, 1 Kasım'da CHP'nin aldığı sonuç başarı bile sayılabilir.Milletvekili sayısını 2 artırdı.İktidarın medya kuşatması karşısında ezilmedi, Kılıçdaroğlu il il, ilçe ilçe gezerek CHP'nin mesajlarını topluma ulaştırmaya çalıştı.

CHP'deki tepkiler bir iktidar susamışlığı ve isteğinin ifadesi. Çünkü zaten olağan kongre Ocak ayında yapılacak. Bir aylık bir gecikmenin bile bu kadar önemseniyor olması, iktidar olma arzu ve iradesini gösteriyor.

1 Kasım'ın tartışmasız en büyük mağlubu MHP'dir.. 7 Haziran'a göre milletvekillerinin yarısını kaybetti. Mecliste HDP'nin gerisine düştü. Milliyetçi bir partinin yönetimi için bundan daha büyük utanç olamaz. Bu sonuca neden olanların daha seçim akşamı istifa etmeleri beklenirdi.Davasını,inancını nefsinin önüne alanlar için normal olan buydu. Tam aksine MHP'de yaprak kıpırdamadı.Kimse alınan utanç verici sonucu üzerine almadı.Seçim akşamından itibaren muhtemel tepkiler için ajan,casus,istihbaratçı,Amerikanın adamı,cemaatçi, şucu bucu suçlamaları için kıyma makinesi hazır hale getirildi.Siyasi kariyerlerinde tek bir başarı, tek bir altı çizilecek sözü bulunmayanların ne büyük dava adamı oldukları sağa sola fısıldanmaya başladı. Bunların delege üzerinde ne kadar tesir icra edeceğini göreceğiz. Ama bir gerçek var, o da MHP'nin her seçimde yenilgi ile çıktığı ve bu yönetimin geçmişinin, başarısız bir gelecekten başka bir şey vaat etmediğidir.

Yalan propaganda ile gerçeğin üstü örtülmez.MHP liderliği son 13 senede AKP'nin önünü kapatacak hiç bir şey yapmadı. Bilakis, sıkıştığı her yerde imdada yetişti. Nefesimiz enselerinde, dedikleri dönemde bile AKP şehir şehir miting yaparken bir tek Kırşehir mitingi ile iktifa edildi.Yönetimin nefesi ancak bir mitinge yetti çünkü.

2011 seçimlerinden sonra AKP'den istifa edip MHP'ye geçen Yusuf Ziya İrbeç'in başına gelenleri hatırlamakta fayda var.AKP'den başka gelen olmasın,partisinden rahatsız olan oradan ayrılmasın diye İrbeç'e yapılmayan kalmadı.İktidar partisini bırakıp gelen bu sayın milletvekili önce Erdoğan'ın ajanı ilan edilerek itibarsızlaştırıldı, ardından da partiden ihraç edildi. İhraç gerekçesi ise memleketi Antalya'ya giderken yol üstündeki bir Afyon ilçe teşkilatını ziyaret edip bir bardak çay içmesiydi.. İrbeç'e yapılandan sonra partisinden rahatsız olan hiç bir AKP'li partisinden istifa edip MHP'ye geçme cesareti göstermedi. Çünkü, MHP bu tavrıyla AKP'nin rahatsızlarına orada kalın mesajı vermişti.

Yüz defa kaybedip bir defa olsun muhasebe yapmayanların kazanma şansı yoktur. MHP bu zihniyetten kurtulmadığı takdirde kendi kendini yok ederek ülkeyi iki partili sisteme götüren karanlık projenin parçası olacaktır.MHP için değişim artık bir tercih meselesi değil, bir zorunluluktur. Çünkü çalışmayan,çalışacak enerjisi olmayan,bırakınız toplumu kendi tabanının bile nabzını tutmayan bir yönetimle bundan sonra ayakta kalmak mümkün değildir.Sandığa giden seçmen, liderler arasında mukayese yaptığı zaman MHP liderliğini ülkeyi yönetecek iktidarda görmüyor.Toplumla MHP liderliği arasında bir sevgi bağı kurulamamış, bu yönde bir gayret de sarf edilmemiştir.Duygusal bağlar bazen fikri bağlardan daha yönlendirici, daha etkili olabilmektedir. MHP lideri ile Türk toplumu arasında en küçük bir duygusal bağ yoktur. Çünkü halkın içine karışmamış, onlardan biri gibi davranmamış, cenazesinde,düğününde, sevincinde kederinde bulunmamış,mahallenin bir ferdi gibi davranmamıştır.Siyaset bir imaj oluşturma ve imajları yarıştırma sanatıdır.MHP lideri kendini hep mahallenin dışında,halktan ve kendi tabanından soyutlanmış cam bir fanusun içinde tutmuştur. Toplum cenazesinde, Cumhurbaşkanını,Başbakanı tabuta omuz verirken görmüş, Bahçeliyi boşuna aramıştır

.Siyaset toplumun dikine gidilerek yapılmaz,onun istek ve talepleri dikkate alınarak yapılır. Bundan sonra MHP liderliği ile ilgili oluşan imajı ortadan kaldırmak mümkün değildir.Enerjisi bitmiş,toplumu ikna imkanını yitirmiş,bugünün siyaset etme şekline ayak uyduramamış bir kadro ile bundan fazlası hayaldir.MHP bu kadroyla varlığını sürdüremez,kendini yenilemeye,bütün bir Türkiye'yi kucaklayacak yepyeni bir milliyetçi siyasete mecburdur.