Partilerin başarısı önce geleneksel tabanlarında sonra da toplumun genelinde kabul görmelerine bağlıdır. Kendi tabanını ikna edemeyen bir parti toplumu ikna demez. Onun için önce geleneksel tabanın ikna edilmesi gerekir.

AKP çeşitli kombinezonlarla tabanını ikna edebildiği için bugün iktidarda. Hem kendi tabanını hem de onlar vasıtasıyla hedef kitleleri ikna etti. 1 Kasım seçimlerinde milliyetçi oyların,daha önceki seçimlerde liberallerin,Kürt kökenli vatandaşlarımızın AKP ye yönelişlerinin arkasında bu gerçek yatıyor. Diğer partiler kendi tabanlarını ikna edemedikleri için yeni kitlelere açılamadılar.İktidarın güçlü salvolarına cevap veremediler,özellikle MHP sadece sempatizanlarını,potansiyel seçmenlerini kaybetmekle kalmadı,çekirdek oylarının da bir kısmını kaybetti.

Bir partinin varlık sebebi ötekinden farklı bir dünya tasavvuruna sahip olmasıdır.Farklı bir dünya tasavvuru yoksa ayrı bir parti olarak teşkilatlanmanın bir manası da yoktur. Hem CHP hem MHP iktidar partisinden farklı bir dünya görüşüne sahip olduklarını söylüyorlar. Bu partilerin kurumsal kimliklerinin iktidar partisinden farklı olduğuna şüphe yok. Ancak bu farklılığı politikalarına,sosyal projelerine,programlarına aktarabildiklerini söyleyebilmek çok zor. Milliyetçi bir partinin oylarını milliyetçiliği ayaklarını altına aldığını söyleyen bir parti alıyorsa o partinin milliyetçiliği öteki partinin milliyetsizliğini bastıramamış demektir.

CHP bugün Kürtçülükle Solculuk arasında gidip geliyor.Klasik Atatürkçü çizginin yerinde yeller esiyor.Kılıçdaroğlu ile başlayan eksen kaymasının nerede duracağını kestirebilmek çok zor. CHP, HDP nin biraz daha merkeze yakın bir versiyonu da olabilir,az Atatürkçülükle melezlenmiş sosyal demokrat bir parti de. Bunu zaman içinde CHP nin yapacağı kadro ve siyaset tercihleri belirleyecek...

MHP ise bugün kendi alanına bile hakim olamayacak bir durumda. Bunun nedeni lider ile taban arasındaki makasın her geçen gün açılması ve yönetimin yıllar boyunca ortaya tek bir toplumsal proje koyamamasıdır. Taban, MHP'nin kurumsal kimliğine sımsıkı bağlılık duyarken onu yönetenlere en küçük bir sempati duymamakta,gelinen noktanın sorumlusu olarak görmektedir. Parti içi çekişmelerin son derece sert,kırıcı ve ahlak dışı bir zeminde seyretmesi yetenekli, yüksek ahlak sahibi kadroların MHP'den uzaklaşmasına neden olmakta,MHP toplum nazarında kendini yenilemeyen eskimiş kadroların partisi durumuna gelmektedir. Bunun son örneği muhalefete destek veren teşkilatların kapatılması, tasfiyesidir.

Demokrasilerde olağanüstü kongrelerin yolu bellidir,yeterli imza toplandığı zaman kongreye gitmek partiler yasası ve ilgili partilerin tüzüğünün gereğidir. Kongre istedi diye insanların aşağılanarak,bir ömür verdikleri mücadele yok sayılarak hain ilan edilmesi son derece yıkıcıdır. Kendi tabanına karşı bu kadar nobran davranan,ülke menfaatleri yerine şahsi menfaatlerini öne çıkaran bir kadronun milliyetçiliğine kim inanır? Kim böyle kadrolarla bir iktidar yürüyüşü gerçekleştirilebileceğini düşünür?

MHP de değişim arzusu sadece MHP nin geleneksel tabanının bir beklentisi değildir. Toplum yeni bir alternatif aramakta MHP yi AKP yi durduracak bir mevkide görmek istemektedir. Mevcut kadro 15 yıl boyunca AKP nin hiç bir politikasına dur diyebilme yeteneği gösteremedi. Bu ülkede etkili bir Milliyetçi parti olsa AKP çözüm ihanetini başlatabilir miydi? Suriye'de Suriye muhalefetinin her rengi ile kirli ilişkilere girebilir, her gün onlarca şehit cenazesi gelirken bunun sorumluları ellerini kollarını sallayarak ortalarda gezebilir miydi? MHP kadrosu AKP nin hangi siyasetine engel olabildi ki bundan sonra olabilsin.

İşini iyi yapamayan bir yönetime muhalefet etmek en tabii demokratik bir haktır. Grup grup şehit cenazeleri gelirken MHP liderliği cenazelerde yok,hastaneler gazilerle doluyken MHP liderliği ziyaret edenler listesinde yok.Taziyelerde yok. Bombalar patlıyor,Suriye'de ki çatışma eksenleri Türkiye'ye kaydırılmak isteniyor MHP nin en küçük bir karşı projesi yok.Yönetim bütün dikkat ve enerjisini PKK'yı,PYD'yi,HDP'yi bir tarafa bırakarak onlardan daha hain(!?) olan muhaliflere yöneltmiş durumda. Böyle bir parti hangi siyasal başarıya imza atabilir? Topluma yönelik hangi tehdidi savuşturabilir?

7 haziran seçimlerinden önce 11 yıl hapis yatmış bir mahpushane arkadaşımı Ankara'da ofisinde ziyaret ettim. Maksadım AKP ye medyada verdiği destekten vazgeçmesini sağlamaktı.Bir süre konuştuktan sonra niçin MHP de siyaset yapmadığını/yapamadığını şöyle anlattı;" yahu kardeşim en küçük eleştiride sosyal medyada onlarca küfür yiyorsunuz. Komunistlerle yıllarca mücadele ettik, vurduk, vurulduk onlar bile bize bu kadar küfür etmedi.Ama ülküdaş dediklerimizbize  her türlü küfürü etti...Biz bunun için mi bunca acıyı çektik?."

Bahçeli yönetimi 18 yıldır sadece ülkücüleri ve ülkücüğü vuruyor. Bu kafayla bir parti milletin teveccühünü kazanabilir, iktidar olabilir mi? MHP de sadece yönetim değişikliği değil, ciddi bir zihniyet değişimi de şart.