MHP'NİN DERİN DEVLET'LE MÜCADELESİ....

 Bahçeli, beklendiği gibi kongreye gitmeyeceğini açıkladı. Bundan sonrası meselenin hukuk yoluyla çözülmesidir.

Demokrasilerde normal yollarla gelenler yine normal yollarla giderler.

Normal yol halkın,tabanın kendini yönetenleri seçmesidir.

Başka yollarla gelenler, tabanın iradesini sadece kendi menfaatlerine olduğu zaman dikkate alırlar. Bir parti yönetimi tabanının muhalefetine rağmen gitmiyorsa onu orada tutan başka bir güç ve irade var demektir. Uzun bir süredir Başkanlık ve iki partili sistemi ikame etmek için MHP planlı olarak zayıflatılıyor. Bir siyasi kadronun asla yapmayacağı planlı hatalar yapılıyor. Alternatif olma potansiyeli taşıyan bir parti bilinçli olarak ana kütleden uzaklaştırılıyor. Bu gerçeği teşhis etmek için çok uzaklara gitmeye gerek yok. 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümetin kurulamayacağı,Türkiye'nin erken seçime gideceğinin belli olduğu bir dönemde Hürriyet'ten Ahmet Hakan Coşkun MHP Lideri Bahçeli ile bir röportaj yaptı. Röportajın resimleri yayınlandığında muhafazakar kitle büyük hayal kırıklığına uğradı. Bahçeli, Ramazan ayı olmasına rağmen elinde ince belli çay bardağı ile poz vermişti. Tepkiler büyüyünce A.H.Coşkun da,MHP yetkilileri de fotoğrafın eski olduğunu Bahçeli'nin mülakat yapıldığı gün niyetli olduğunu söylediler.Ama resimle verilmek istenen mesaj hedefine ulaşmış,muhafazakar seçmenin midesi bulandırılmıştı.

Bu bir iletişim kazası değil, planlı,bilinçli bir hataydı. Bir insan hasta olur,mazereti,özrü olur oruç tutmayabilir. Ama bunu teşhir etmenin özrü olmaz. Bir parti lideri Ramazan ayında elinde çay bardağı ile çekilmiş resmini servis ediyorsa partisine oy verilmesini istemiyor demektir.Bunun gibi sayısız örnek gösterilebilir. MHP yönetimi ne kendini var eden toplumun hassasiyetlerini ne de kendini iktidara taşıyabilecek olan kitlelerin duyarlılıklarını dikkate aldı. Çünkü mekanizma önce MHP gençliğini sonra da MHP'yi etkisizleştirmek,itibarsızlaştırmak üzerine kurulmuştu. Bunu yeni anayasa çalışmalarında ve terörle ilgili gelişmelerde de görmek mümkün. Seçimden önce Ankara'da patlatılan bombadan sonra Başbakan Davutoğlu'nun görüşme talebini ret eden Bahçeli, seçimden sonra aynı sebeple yapılan görüşme talebini kabul etti. Seçim bitmiş amaçlanan gerçekleştirilmişti çünkü.

1 Kasım seçimlerinde MHP büyük bir hezimet yaşadı. Bölücü, ayrılıkçı talepleri dengelemek için mecliste güçlü bir sayıyla bulunması gereken MHP 2002 seçimlerinden sonra tarihinin belki de en büyük yenilgisini aldı. Normal olan bu sonuçlardan sonra yönetimin güven tazelemesiydi. Bahçeli tam tersini tercih etti. Adeta seksen milletvekilinden kırka çıktık,başarılı olduk, daha ne istiyorsunuz demeye başladı. Açıktır ki bu Türk milliyetçiliğini siyasi alanda bir silme planıdır. Yıllarca MHP'yi büyütecek olan kadrolar arkalarına bir kulp takılarak teker teker MHP'den uzaklaştırıldılar.Topluma güven vermeyen,ülkeyi yönetme görüntüsüne sahip olmayan bir kadro oluşturuldu.Böyle böyle MHP onu yönetenler tarafından uçurumun kenarına getirildi.

Bu hareketi uçurumun kenarından alacak olan onu yaşatmak,büyütmek,iktidar yapmak isteyenlerin dirayetleridir. Atatürk, bir millet bir şeye karar verirse onu kaderi ilahiden başka hiç kimse engelleyemez diye çok doğru bir söz söylemiştir. Taban karar verir, bunda sebat gösterirse onu kaderi ilahiden başka kimse engelleyemez. Bu değişim süreci mümkün olduğu kadar MHP'nin imajını lekeleyecek,yıpratacak bir zemine taşınmamalıdır. Mevcut yönetimin her zaman yaptığı gibi mücadeleyi seviyesizleştirerek MHP'yi itibarsızlaştırma oyununa gelinmemelidir. Kongre olursa biz kaybederiz öyleyse geride öyle bir enkaz bırakalım ki kim gelirse gelsin MHP bir daha iflah olmasın diyenlerin oyunu bozulmalıdır. Bu mücadele MHP'nin bir iç mücadelesi değildir,ülkücü hareketin derin Devlet'le mücadelesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi