MURSİ'Yİ ÖLÜME İTMEK!

Cumhurbaşkanını dinleyen idam cezasını Mursi’nin değil, Erdoğan’ın aldığını sanır. İdam kararı üzerinden kendini Mursi ile özdeşleştirerek, adeta Türkiye’nin Mursi’sine sahip çıkın çağrısı yapıyor.

Cumhurbaşkanı kefeni ile siyaset yoluna çıktığını söylerken, Başbakan Davutoğlu da ondan geri, kalmıyor; hücrede ölümü bekleyen bir mahkum gibi Azrail’e aleyküm selam hoş geldin diyeceğim diyor. Bu istismar yarışının nerede duracağını kestirmek zor. Ancak bu bağırış,çağırışların Mursi’nin işini kolaylaştırmadığı bir gerçek. Hiçbir ülke iç işlerine müdahale edilmesinden hoşlanmaz, bunu egemenliğine tecavüz olarak görür. Üstelik Arap ülkeleri bu konularda daha hassas ve dar düşünceliler. Mısır’ın bir de özel durumu var, kendini Arap liginin lideri olarak görüyor. Dolayısıyla daha tahammülsüz,milli gururu daha kabarık bir ülke. Cumhurbaşkanı böyle meydanlarda esip gürledikçe emin olun Mursi biraz daha ölüme yaklaşıyor. Mısır diktatörüne, bu kampanyalara karşı tepki verme, ölüm cezasını infaz etme zemini sunuluyor.

Halkın meydanlara çıkarak diktatörleri protesto etmesi doğru bir tavırdır. Akıllı siyasetçiler kendi söyleyemediklerini sokakta topluma söyletirler. Kendileri diplomatik nezaket kuralları dışına çıkmazlar. Her zaman diyalog kapılarını açık tutarlar. Bugün Sisi ile konuşamaz hale gelmiş bir lider hangi sözünü, hangi ricasını Sisi’ye kabul ettirebilir? Başta daha makul, daha rasyonel bir siyaset izlenebilse, bugün sokaklarda gırtlak patlatmaya gerek kalmaz, konuşularak çok şey çözülebilirdi.

Mursi’nin idam kararını belki Sisi aldı ama onu hapishaneye tıkan AKP ve dönemin başbakanı Erdoğan’ın akıl dışı siyasetidir. Asker ya seçim ya darbe diye açık açık muhtıra vermesine rağmen süreç doğru okunamadı. Mursi yanlış yönlendirilerek canavarın ağzına atıldı. Onu ve arkadaşlarını kurtarmak için Mısır tarafından daha kabul edilebilir, daha hazmedilebilir bir yol izlemek mümkünken, tam tersi yapıldı. Erkeksen as gibi karşı tarafı kışkırtan bir üslup tercih edildi

. Hala da bu yöntemden vaz geçilmiş değil. Sokakta bağırıp çağırarak, Mısır siyasetini bizim sokağın bir uzantısı sanarak siyaset yapılıyor. Bunun, Mursi’yi ölüme itmek, infazını çabuklaştırmak olduğunu düşünemiyorlar. Çünkü, Sisi’ye ancak ABD ve Arabistan yoluyla tesir etmek mümkün. Mısır diktatörünün bu iki hamisini kırabilmesi, taleplerini geri çevirebilmesi mümkün değil. İktidar bugüne kadar bu yolu hiç denemedi.

İktidarın Mursi’nin trajedisinden pay çıkararak ,kendini onunla özdeşleştirmesi de yanlış. Mısır’da ihvan’a yapılan burada bizzat iktidar tarafından başkalarına yapılıyor. Sisi’nin asker vasıtasıyla yaptığını, AKP yargı ve maliye bürokrasisi ile yapıyor. Havuz medyasının Sisi medyasından hiçbir farkı yok. Polise, yargı mensuplarına reva görülenlerin neresi doğru? Onun için  kefen ve Azrail edebiyatı  gülünç kaçıyor.

 Darbenin her türlüsü insan haysiyetine, birlikte yaşama iradesine ihanettir. Kime yapılırsa yapılsın İyi darbe, alkışlanacak darbe yoktur. Ancak son dönem uygulamalarına bakıldığında, darbenin sadece silahlı güçler marifetiyle yapılmadığı ortadadır. Yöntemleri farklı olsa da demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan her teşebbüs darbedir. Toplumun iradesinin yerini bir veya birkaç kişinin iradesinin alması da darbedir. Bugün Türkiye tek adam yönetimini hedefleyen bir yolda hızla ilerliyor. Dolayısıyla Mursi’nin yolunda ilerleyen bir iktidar yok ve kendini onunla da özdeşleştiremez.

İşin özü, iktidar Mursi’yi kurtarmak istiyorsa yolu bu değildir, asılmasını istiyorsa Sisi’yi biraz daha kızdırmaları lazım. Evren’i hatırlayın, her kızdırıldığında birkaç kişiyi asardı. Ha gayret!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi