AKP ile birlikte siyasi literatüre havuz medyası kavramı eklendi. Ondan budnan tırtıklanan paralarla Erdoğan/iktidar destekçisi bir medya oluşturuldu.Hayatı tetikçilik yapmakla geçmiş ilkesiz,omurgasız,kıblesiz yazar çizer takımı bu medyaya dolduruldu. Muhalefet eden,eleştiren,kaşının üstünde gözün var diyen herkes bu yazarların hedefi haline getirildi

. Tek görevleri; Erdoğan'ı övmek geriye kalan herkese sövmek. Görünüşte çoğu Erdoğan destekçisi ama gerçekte bir çoğu PKK/HDP yardakçısı. Erdoğan güzellemeleri üzerinden PKK yandaşlığını tolere ettirme imkanı buluyorlar. Yazılarından Erdoğan ile iktidar için yazdıkları methiyeler çıkarıldığında geriye PKK/HDP yandaşlığından başka hiç bir şey kalmadığını görüyorsunuz.

Bunların başında Hilal Kaplan geliyor; 28 Mart 2013 tarihinde A Haber'de Türk Bayrağı adını da tartışmalıyız. Türkiye bayrağı veya Devlet Bayrağı denilmeli, 13 Haziran 2015'de Kürdistan Kurulmalı, 8 Mart 2013 de attığı twitte,Sarı kırmızı yeşil,Sarı Kırmızı yeşil,sarı kırmızı yeşil,Sarı Kırmızı yeşil diyen oydu. Bir başka twitinde ,Bu yazıyı okuyup da başı öne eğilmeyen yoktur.Diyorlar ki," Devlete katil deme", olur.Seri katil.. Bu yazı ve twitleri atanın PKK/HDP çizgisinden şüphe edilebilir mi? Kaplan daha önce de İngiltere de faaliyet gösteren PKK uzantısı Demokratik Gelişim Enstitüsünün (DPI)direktörlüğünü yapan Kerim Yıldız'ın İstanbul'da yaptığı basına kapalı toplantıya katılan bir kaç isimden biriydi.Yıldız'ın esas görevi bağımsız bir Kürdistan için Lobi faaliyeti yapmak. O toplantıya C.Çandar,M.Sancar gibi isimlerde katılmış, toplantı sonrası basına en küçük bir açıklama yapılmamıştı.

Havuz'un PKK'ya at gözlüğü ile bakan isimlerinden biri de Emre Aköz. 16 Ocak 2013'de şunları yazmış;"Öcalan Barış yapılacak Makul bir politikacıdır(...) PKK bir terör örgütü değildir. 100 kişiyle sınır karakoluna saldıran, ağır makineli tüfekler kullanan, halktan destek alan, 30 bin ölüme rağmen varlığını sürdüren bir örgüte terör örgütü demek kendini kandırmaktır. Dolayısıyla Öcalan'a terörist demek, denize 'göl' demek gibi bir şey: Bir Kürt ulusalcısı olarak, siyasi amacına ulaşmak için şiddeti kullanan bir politikacıdır Apo"

Bu isimleri çoğaltmak mümkün, O.Miroğlu'nun da buna yakın görüşleri var. Miroğlu, seçim sürecinde yazdığı yazılarda Mardin'i kanton olarak nitelerken bir çok TV programında da PKK'nın terör örgütü olmadığını söyleyen bir isim. Yazık ki AKP'nin terör politikasına genelde bu tipler yön veriyor. İktidar bir taraftan terörle mücadele ettiğini söylüyor,öbür tarafta terör örgütüne methiyeler düzenleri havuzunda besliyor. Sokaktaki vatandaş söylediğinde yakasına yapıştığı sözlerin kendi gazetelerinde yazılmasına göz yumuyor.Terör örgütü ve onun siyasi uzantısı için kalem çalanları, kendisi için de kalem çaldıkları için görmezden geliyor.

Terör mücadelesi çok yönlü bir mücadele;askeri, polisi,siyasetçisi, medyası ile amaç ve söylem birliği içinde yapılması gerekir.CB ve İktidar her gün PKK ve HDP'yi hedef alırken medyasının örgüt meddahlığı yapanlarla dolu olması tam bir çelişkidir. Öyle ki havuzun hakim rengi H.Kaplan'ın dediği gibi daha çok sarı,kırmızı,yeşil,sarı,kırmızı,yeşil'dir.