
PSİKOLOJİK İTİRAF
Bu tip olaylara komplo mantığıyla yaklaşmak, sadece hırsızlığı meşrulaştırmaya yarar.
Ortada herkesin çıplak gözle müşahede ettiği gerçekler var.Medya’ya düşen görüntülere yok denilebiliyorsa, o zaman dış operasyonlardan, beşinci kol faaliyetlerinden de söz edilebilir.
Her şey o kadar açık ki, kimse iddialara itiraz edemiyor. Kala, kala geriye komplo teorilerine sığınarak kafa karıştırmak kalıyor.
Polis jargonunda psikolojik itiraf diye ifade edilen bir kavram var. Kişinin hal ve davranışlarının, mimik ve jestlerinin ne söylediğine bakmayı anlatır. .Bazen kişi ağzıyla söylemese de, hareketleriyle her şeyi ikrar eder. İki gündür öyle bir kompozisyon çiziliyor ki, en mütereddit olanlarda bile en küçük bir kuşku bırakmadı.
Operasyonu yapan polis müdürlerinin görevden alınması, soruşturmaya dahil edilen yeni savcılar,Adalet bakanının alelacele İstanbul’a gidip başsavcı ile buluşması, iktidarın gösterdiği telaş ve panik adeta biz suçluyuz diye bağırıyor. Düne kadar muhatap sadece bu işe karışan birkaç kişiden ibaretken, dünden sonra siyasi iktidar da bu işin bir parçası haline gelmiştir. İktidarın bütün imkanları bu işi örtmek,dış odaklarla irtibatlandırarak bertaraf etmek için kullanılmıştır. Keşke daha sağlıklı, daha soğukkanlı hareket edilebilseydi.
Son yılların en büyük rüşvet operasyonu yapılıyor, boğazına kadar bu çirkinliğe batmış olanlar operasyonu yürütenlerin amiri olma konumlarını sürdürüyorlar. Bu durumda hangi hukuk devletinden, hangi bağımsız yargıdan,hangi adaletten söz edilebilir.
Operasyonda dış parmak aramak biraz da milliyetçi refleksleri kışkırtmak için yapılıyor. Sanılıyor ki, ABD,İsrail denilince TV ekranlarına yansıyan o utanç görüntüleri unutulup herkes zanlılara sahip çıkacak. Milliyetçiliği ayak altına alıp çiğnemek için her fırsatı değerlendirip, şimdi de ey milliyetçilik gel bizi kurtar demek tam bir çelişkidir. Milliyetçilik Apo’yla halvete girildiği gün, tarihinin en büyük aşağılanmalarından birine maruz kaldı. Meclisi kürdistan tartışmalarının, bölünme provalarının merkezi haline getirip, sonrada milliyetçilikten medet ummak boş bir hayaldir.
Olayların bu noktaya gelmesinin sebebi, zamanında MİT başkanına soruşturma izni verilmemesidir. Onu kollayan bizi de kollar mantığı ile zanlılar son derece rahat ve pervasız hareket etmişlerdir.
Demek ki, her şeyi ve herkesi kontrol etmek mümkün değil. Milletin hukukuna tecavüz edenler bazen işte böyle vicdanlarını kaybetmemiş olanların pençesine takılıp kalıyor. Cemaat-Hükümet geriliminin aşındırdığı parti içi dengeler, bu olaydan sonra daha da sarsılacaktır. Önümüzdeki günlerde bu rahatsızlıkların yeni istifalara sebep olması muhtemeldir. Güçlü olmanın gururu çoğu zaman siyasi körlüğe neden olur. Herkesi terbiye edip, kendi çevrelerini terbiye edemeyenler er geç zaaflarının ağlarına takılırlar.Bu defa da öyle oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.