
SİYASET,İDDİA ve VEFA
Bir partiye vücut veren daha iyi yönetirim iddiasıdır. O iddia yoksa o partinin varlığı anlamsız hale gelir.
Muhalefetin her seçimden hezimetle çıkması, böyle bir iddiaya sahip olmamasındandır.
AKP her seçim toplumun karşısına alternatifim yok diye çıktı. Onlarca parti olmasına rağmen alternatifsizim diyebilmesinin sebebi, diğer partilerin muhalefete talip olmasındandı.
Hala doğu cephesinde değişen bir şey yok.
15 yıldır AKP karşısında yenilen ama hiç yenilenmeyen kadrolarla siyaset yapılıyor. Toplumun pekişen kanaatleri kimse tarafından dikkate alınmıyor. Seçimler yapılmadan sonuçlar çoktan belirlenmiş oluyor.
Bugün ki kadrolarla yüz seçim yapılsa yüzünün de neticesi bellidir. Vatandaşın kantarı AKP karşısında ötekilerde ülkeyi yönetecek kifayeti görmemiştir. Elde başka bir terazi yok.Demokrasilerde son sözü vatandaş söyler. 2002 den beri muhalefete, sizi ülkeyi yönetecek birikim ve dirayette görmüyorum diyor. Siyaset yapıyorsanız vatandaştan bana ne, diyecek şansınız yok. Çünkü direksiyon onun elinde,mührü birinden alıp ötekine verecek başka bir güç yok.
Onun için vatandaşın talepleri ile kendi prensiplerinizi buluşturacak,yeni bir yol haritası çizeceksiniz.Aksi halde siyaset sizi ebediyen bırakacak orada burada tufeyli durumuna düşmekten kurtulamayacaksınız…
VEFA
En yanlış anladığımız kavramlardan biri de vefadır. Körü körüne bağlılığı,belli makamları belli adamlara tapulamayı vefa sanıyoruz.
İnsanlara hizmetleri,emekleri, mücadeleleri ölçüsünde saygı göstermek ulvi bir duygu,bunu kimse inkar edemez.Ama belli kavramlar tek başına değerlendirildiğinde anlamını kaybeder.İslam layık olanları iş başına getirmeyi, liyakate önem vermeyi de emreder.Vefa ve liyakat birlikte değerlendirildiğinde başka bir sonuca,yalnız başına değerlendirildiğinde başka bir sonuca varırsınız.Hiç bir liyakati olmayana da vefa gösterirseniz ne olur, o zaman ehil olmayanları iş başına getirirseniz kıyameti bekleyin diyen kutsi ölçünün muhatabı olursunuz.Kıyametten maksat kamu düzeninin bozulması,devletin laçkalaşması,fazilet erbabının yerini rezilet erbabının almasıdır.
Kaldı ki vefa saygı ve hürmettir, layık olmayanları belli koltuklarda makamlarda tutmak değil. Öyle bir vefa, toplumu donmaya çürümeye götürür. Çünkü böylesine hastalıklı bir vefa duygusunun sonu insanların ölene kadar oturdukları koltuğu işgal etmesi, toplum değişirken siyasetin buna direnmesidir.
Hayat son derece dinamiktir, hiçbir an bir diğerine benzemez.Değişimi takip etmeyen,toplumsal talepleri dikkate almayanlarla hayat arasındaki makas her gün açılır.Siyasette en kötü şey hayatın ve toplumun gerisinde kalmaktır.Bu gibi durumlarda toplum sizi siz toplumu anlayamaz hale gelirsiniz.. Konuştuklarınız toplumun ilgi ağlarına takılmaz, sağır kulaklara konuşmak durumunda kalırsınız…
Toplum değişir,dünya değişir ama biz değişmeyiz derseniz, her seferinde nakavt olur oturursunuz. Vefa ne sizi, ne de koltuklarına çivilediklerinizi kurtarır. Olan yine size olur. Siz dişinizle tırnağınızla ezan-bayrak mücadelesi verirken evinde oturup mısır patlatanlara mahkum olursunuz. Onurunuza dokunmuyorsa bu şekilde devam edin….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.