
TAAMMÜDEN BÖLÜNME
Cemaat hükümet gerilimi, alttan alta kozasını ören terör örgütünün işine yarıyor. Önceki gün Beşir Atalay Apo’nun Kürtlerin lideri olduğunu söyledi. Atalay tipinde bir siyasetçinin bu lafın sonuçlarını düşünmeden konuşması mümkün değil. Belli ki inceden inceye düşünülerek söylenmiş bir söz.
Apo, PKK çizgisinde olan veya Türkiye ile hesabı olanların lider kabul ettikleri bir isim. Bu tipler için ayrıca Beşir Atalay’ın referansına ihtiyaç yok.Dini refleksleri baskın olan,bir PKK devletinin felaket olduğunu bilenler için ise Apo hem kanlı bir katil, hem de asla peşinden gidilmeyecek din dışı bir insan.
İşte Atalay sözünü bu kesime söylüyor. Onlara Apo sizin de lideriniz telkininde bulunuyor.Adeta bölgenin PKK ekseninde türdeşleşmesi için çaba harcanıyor. Nitekim Atalay’ın bu akıl almaz beyanından sonra iktidara yakın gazeteler sırayla Öcalan’ın tebessüm eden-sevimlileştirilmiş- bir resmini yayınladılar. Bu resim, Apo ile ilgili ciddi bir imaj çalışması yapıldığını gösteriyor. Dünün bebek katilini, bugün sevimli bir kedicik gibi takdim etmeye, böylece Oslo’da verilen af sözüne toplumu hazırlamaya çalışıyorlar.
Bunun bir imaj çalışması olduğu şuradan belli, bir defa bu resimleri,BDP milletvekillerinin, cep telefonlarıyla çekip,paylaşmaları mümkün değil. Çünkü içeri cep telefonu sokmak yasak. Geriye bir ihtimal kalıyor, o da bu resimleri MİT’in çekip servis etmiş olması ihtimali.
Bu planın Türkiye’ye felaket getireceğine şüphe yok; Adım, adım ülke bölünmeye götürülüyor. Birinci adım yarı bölünme olan federasyon veya özerklik, ikinci adım ise tam bölünme olan Birleşik Kürtdistan.Apo’nun Nevruz’da yayınlanan konuşması da Misak-ı milli başlığı altında Birleşmiş Kürdistan hedefini gösteriyodu. Bazıları sevinç çığlıkları atarak Musul Kerkük’ün Türkiye’ye katılmasının kast edildiğini sandı. Oysa örgüt Jargonunda Misakı Milli Birleşik Kürdistan hedefini ifade ediyor.
Açılım siyasetinden sonra PKK bölgede alan hakimiyetini hem genişletti, hem derinleştirdi. Alternatif polis gücü,şehir içinde, dışında yapılan kimlik kontrolleri, paralel yargı,paralel vergi neredeyse kanıksanır hale geldi.Bütün bunlar olurken iktidar kan mı istiyorsunuz suçlamasıyla gidişatı gören,uyarılarda bulunanları susturmayı tercih etti. Tercih edilen akil adamlar bile nasıl bir çözümün hedeflendiğini gösterir mahiyetteydi. Birkaç istisna dışında,PKK’lılardan, Marksistlerden ve Kürtçü İslamcılardan oluşan akil adamlar il, il gezdirilerek çözüm adı altında teslimiyeti,yenilgiyi, PKK’nın çözümünü telkin ettiler. Hazırladıkları raporlara sadece PKK’nın istek ve taleplerini yazdılar. Kimse milletin hukukunu düşünmedi. Bugün geldiğimiz nokta ortada. Bir kaç gün önce Hakkari’den yazan bir okuyucum, açılımdan beri Hakkari’de 6000 kişinin örgüte katıldığını,birkaç gün önce Emniyetin tamir,teknik işlerini yapan iki kişinin kaçırıldığını, şehirde devletin olmadığını,her gün polis ve jandarmaya taciz ateşi açıldığını belirtiyor. Medya, üzerindeki siyasi baskıdan dolayı, bölgede olup bitenleri yazamıyor. Yazık ki, bir sorunu görmemek onu yok etmeye yetmiyor.Türkiye çok vahim bir noktaya doğru hızla sürükleniyor.Olayı İslam kardeşliği ile çözeceğini söyleyerek toplumu avutanlar aslında hem kendilerini hem toplumu aldatıyorlar. Yanı başındaki Müslümanla din kardeşi olamayanlar PKK ile hangi din kardeşliğinde buluşacaklar?.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.