TARİHİ BİR SEÇİMİN EŞİĞİNDEYİZ...

Yeni Ufuk:Sn Sönmez, 7 Haziran’a az bir zaman kaldı, partiler arasında kıyasıya bir yarış var, bu seçim için ne söyleyeceksiniz?

Cevap: Cumhuriyet tarihinin belki en kritik seçimini yapacağız. Seçimler, ülkeyi yönetecek parti ve kadroların belirlendiği süreçlerdir. Bundan ibaret kalsa üzerinde çok durmazsınız. Ama bu seçimi ülke kaderi bakımından kritik hale getiren birkaç yönü var. Birincisi Cumhurbaşkanı parti lideri gibi mitingler tertip ederek başkanlık sisteminin alt yapısını oluşturmaya çalışıyor. Umduğu rakama ulaşabilirse Türkiye parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçecek. İkincisi, HDP’nin oylarını artırması halinde ülkenin karşılaşacağı durumdur.

Yeni Ufuk: Ne gibi?

Cevap: HDP terör örgütü ile bağlantılı bir parti. Örgütün siyasi kanadı. Bugüne kadar terörle, kanla arasına bir mesafe koymadı. Siyaset kan dökülmemesi için yapılır. Kan dökülen yerde siyaset değil kavga olur. HDP siyaseti bir savaş olarak görüyor. Alacağı oyu savaşının cephanesi yapacak. Şu kadar oy aldım özerklik, federasyon ,kanton istiyorum gibi taleplerini daha yüksek sesle dillendirecek. Bazılarının ısrarla vurguladığı gibi Türkiyelileşmeyecek, böyle bir taahhüdü de yok zaten. Türkiye’yi ayrıştırma taleplerini daha büyük bir tabanın sesi olarak dile getirecek.

Yeni Ufuk,siyasi bir partiye seçime girmesin denilemez ki?

Cevap: Kimse demiyor zaten ama şu söylenebilir, siyaset yapacaksan kandan, göz yaşından, yasa dışı işlerden uzak dur. Kardeşi kardeşe düşman etme. Erivanda,Waşintonda,Brüksel’de kurgulanan oyunların bir parçası olma. Taleplerini ülke bütünlüğünü bozmayacak çerçevede tut.

Yeni Ufuk: Yani yasa içinde kal, istediğini söyle.

Cevap: Elbette yasanın olmadığı yerde devlet yoktur. Hukuk bir çiğnenmeye başladı mı her taraftan delinmeye,göz ardı edilmeye başlar. Ülkeyi yöneten veya sorumluluk mevkiinde olanların son derece dikkatli olmaları gerekir.

Yeni Ufuk: O zaman sn Cumhurbaşkanı’nın yaptığı mitingleri de normal bulmuyorsunuz?

Cevap: Sizce normal mi? Cumhurbaşkanlığı makamı ülkenin birliğini temsil eder.Bir partiyi, bir grubu temsil edemez. Ederse doğrudan ayrımcılığın, bölücülüğün odağı haline gelir. Anayasa seçilen kişinin hemen o an partisiyle ilişkisi kesilir diyor. Yasalar hepimizi bağlar. Kimse anayasanın üzerinde değildir. 12 Eylül referandumu niye yapıldı? Hukuk devletini hakim kılmak,kendini hukukun üstünde görenlerden kurtulmak için. Millet birilerini hukukun üstünden başka birileri oraya geçsin diye indirmedi. Tek parti döneminin CHP sinin uygulamalarını eleştirenler şimdi onları taklit ediyor. İki binli yıllardan 1930 ların Türkiyesine geri döndük. Bunu kabullenmek mümkün değil.

Yeni Ufuk: Ama ben farklı bir Cumhurbaşkanı olacağım demişti zaten.

Cevap: Farklı olsun. Farklı olmak milletin Cumhurbaşkanlığını bırakıp sadece bir partinin Cumhurbaşkanlığını yapmak olmamalıdır. Dünyada hangi Cumhurbaşkanı seçim döneminde bu kadar miting yapıyor? Müspet farklılığı hepimiz destekleriz. Bu ülkenin çok çalışan, çok terleyen, ülkesini, milletini canından aziz bilen siyasetçilere ihtiyacı var. Ayrıştıran, toplumun bir kısmını bir kısmına tercih eden siyasetçilere değil. Milletin kaderi kimsenin hırslarına kurban edilemez. Bunları hoş görürsek yarın şartlar değişir bir başka Cumhurbaşkanı da bir başka parti adına miting yapar. Böyle bir ülke nereye gider?

Yeni Ufuk: Anladım prensipleri bir kaybettiniz mi bir daha zor toparlarsınız diyorsunuz?

Cevap: Evet,bugün AKP için miting yapan bir Cumhurbaşkanı , yarın yerine gelecek Cumhurbaşkanının CHP,MHP veya başka bir parti için miting yapmasını da meşrulaştırmış olur. Maalesef çok çifte standartlıyız. Parti taassubu gözlerimizi karartıyor, dün şikayet ettiklerimizi şartlar değişince kendimiz yapıyoruz. Bu ölçüsüzlüktür, ahlaki değerleri kaybetmektir. Bir şey yanlışsa kim yaparsa yapsın yanlıştır. CHP yaparsa yanlış, biz yaparsak doğrudur derseniz kaybedersiniz. Bu ahlaki bir çürümedir.

Yeni Ufuk: Ahlaki çürüme demişken sorayım, son günlerde Cumhurbaşkanını övelim derken bazıları işi salavata kadar götürdü.

Cevap: Maalesef,Müslüman bir ülkede Müslümanlığın içi nasıl boşaltılıyor. AKP’li Yasin Aktay’ın yaptığını başka ülkede başka biri yapsaydı kıyamet kopardı. Ama kuralları çiğneyen partilinizse ayaklar altına alınan dini değerleriniz bile olsa insanlar görmezden gelmeyi tercih ediyor. Bu Peygamberimize Danimarka’da yayınlanan karikatürlerden daha ağır bir saldırıdır. Serok Tayyip,sallü ala Muhammed diyor. Eğer islami şuur parti taassubunun önünde olsaydı bunu diyen kişi bu ülkede bir gün bile siyaset yapamazdı. Onu kapı dışı etmeyen parti en ağır seçim yenilgisini alırdı. Herhangi bir faniyi Peygamber efendimizin yanına koyup onunla anmak edepsizliklerin en büyüğüdür, ama bunu kime anlatıyorsunuz ki? İdrakleri iğdiş edilmiş, vicdanları susturulmuş olanlara ne anlatırsanız anlatın beyhude bir çaba.. Duymak görmek kulak veya göz işi değildir,vicdan işidir. Bu ülkede vicdanlar kaybedileli yıllar oldu. Önce onu bulacağız, görmek,duymak, anlamak için.

Yeni Ufuk: Sık sık yerel ve  ulusal TV lere çıkıp eleştirilerde bulunuyorsunuz, sebep bu mu?

Cevap: Tek sebep bu değil. Bazıları iyiyim derken elini cüzdanına koyar, bazıları vicdanına.. Bu, dünyayı nasıl algıladığınıza bağlıdır. Eğer her şey karın doyurmaktan ibaretse karnı doyan için herşey iyidir. Eğer dünya karın doyurmaktan ibaret değil,bir sorumluluk ve sınav alanıysa iyiyim diyebilmek için başka şeylere bakacaksınız. Ahlaken tefessüh mü ediyoruz tekamül mü? Ülke bütünleşiyor mu,bölünüyor mu? Madde bizim için amaç mı araç mı.. bu ve benzeri bir çok soru sorulabilir. Daha iyiye gittiğimizi söyleyebilmek için gözünüze, gönlünüze mil çekilmesi lazım.

Yeni Ufuk: Bunun için mi eleştiriler?

Cevap.Bir ülke düşünün ki yönetenlerin çoğu tepeden tırnağa rüşvete hırsızlığa bulaşmış. Ayakkabı kutularında milyon dolarlar ele geçmiş. Sıfırlama tapeleri yayınlanmış. Ve herkes hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. O zaman Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde yakalanan milyon dolarlar için bir imam hatip için , bir Makedonya’da üniversite yapılacak onun için toplandı demişlerdi değil mi? Yargıya darbe yapılarak o kişiler serbest bırakıldı,Süleyman Aslan’da milyon dolarlarını aldı gitti. Şimdi bir tane vicdanlı ses arıyorum,şu soruyu sorması için: Madem o paralar İmam hatibindi, Makedonya’daki kardeşlerimiz için toplanmıştı niye o paralar oralara verilmedi. Niye Süleyman Aslan’ın cebinde kaldı? Bunu soramıyorsanız yapılan günaha da ortaksınızdır? Sıfırlama tapeleri vardı, bize darbe yapıldı dediler, madem darbeydi, montajdı, niye o tapeleri uluslararası bir bilirkişilik kurumuna gönderip rapor almıyorsunuz. Montaj mı, dublaj mı , hırsız mı ,masum musunuz anlayalım. Bunu yapamıyorsanız kendinize güvenmiyorsunuz demektir. Bunu soramamak bunları benimsemektir.

Yeni Ufuk: Anladım, peki ülke nereye gidiyor?

Cevap: Nereye gittiği belli. Bir ülkede bir etnik kimlik yükseltiliyor üst kimlik yumuşatılıyor, etkisizleştiriliyorsa o ülke bölünmek isteniyor demektir. Bir alt kimliğin bu kadar öne çıkarılması ve iktidarın da buna ön ayak olması ülkenin,vatanın,devletin tekliğinden vaz geçiliyor demektir. Bunun başka izahı yoktur.Başkanlık sistemi ile bölgesellik veya özerklik temelinde bölünme birbirini tamamlayan unsurlardır. HDP nin özerklik talebi ile Erdoğan’ın başkanlık talebi birbirini besliyor. Seçimden sonra iki parti arasında bu eksende bir iş birliği görürseniz şaşırmayın. Öte taraftan ciddi uzmanlar ekonominin gittikçe kötüye gittiğini,üretimde,ihracatta başlayan düşüşün büyük bir krizin habercisi olduğunu söylüyorlar. Döviz son 6 ayda TL karşısında yüzde 35 değer kazandı. Bu Türkiye’nin borçlarının TL bazında Yüzde 35 artması demek. 16. büyük ekonomiden 18. ekonomiye düştük. Bütün bunlar çok güzel gelişmeler demek mümkün mü?

Yeni Ufuk: Bazıları AKP den kurulmak için HDP ye ümit bağlamış durumda. Hatta bunu teşvik edenler bile var siz de aynı kanaatte misiniz?

Cevap: Aynı kanaatte nasıl olayım, yanlış yanlışla izale edilir mi? Bu ülkede 40 bin insan öldü AKP gitsin diye bu insanların kanı elinde olan bir partiye destek verilir mi? Efendim Kürtler eskiden çok acı çektiler şöyle oldu böyle oldu diye propagandalar yapılıyor. Bir defa toplumu Kürt Türk diye ayırmak yanlış. Güneydoğu’da başka bir hükümet batı da başka bir hükümet hiç olmadı. Kime ne yapıldıysa herkese birlikte yapıldı. Aksini iddia etmek ayrılıkçıların ekmeğine yağ sürmektir. Hadi diyelim kimi yanlışlar oldu, bunun karşılığı bebek, çocuk ,kadın demeden insan öldürmek midir? Allah aşkına o öldürülen,katledilen çoğu kürt kökenli ailelerin çocukları olan o bebekler bunlara ne yapmıştı? Öldürülen öğretmenler, mühendisler,doktorlari,kadınlar,yaşlılar bunlara hangi kötülüğü yapmıştı? Bu temelsiz propagandalara nasıl inanırsınız? Apo açık açık inançsız olduğunu söylüyor. Günümüzde bir Ebu Cehili, bir Ebu Lehebi güncelleştirsek buna en çok kimin uyacağı ortada. Bir kişi Müslümanım dedikten sonra Ebu cehille,Ebu leheble beraber olur mu? Bunu söyleyenler kini dinini aşanlardır. Kinin dini aşması kinin din halini alması demektir. Ayrıca ehveni şer kavramı da burada kullanılamaz. İki şerre mecbur olduğunuz yerde ehvenini tercih edebilirsiniz. Seçime giren bir çok parti var MHP,SP,CHP gibi.. Ortada bu alternatifler varken ehveni şer kavramından söz edilemez.

Yeni Ufuk: Müslümanlık demişken, son günlerde meydanlarda Kuran gösteriliyor,din üzerinden propaganda yapılıyor buna ne diyeceksiniz?

Cevap.: Bu çok tehlikeli, çok yanlış bir durum. Kuran siyasi bir rekabet aracı değildir. Onu meydanlarda propaganda amaçlı kullanmak, onu bağlamından çıkararak bir parti broşürü haline getirmektir, araçsallaştırmaktır. Daha kötüsü onu tahdit etmek, etkisini, mesajını daraltmaktır. Kuran şu veya bu partiye gelmedi, bütün insanlığa indi. O Allah sözüdür ve mesajı herkese, hepimizedir. Kuranı partileştirmek diğer partilerdeki, insanları onun hedef kitlesinin, davetinin,çerçevesinin dışına çıkarmaktır. Buna kimsenin hakkı yoktur. Kuran yaşanmak içindir,kavga yapmak,maraza çıkarmak onun üzerinden itişip kakışmak için değildir. Üstelik siyaset bir dindarlık yarışı alanı değildir. Siyaset ülkeyi yönetmek için yapılır dolayısıyla seçilenlerde önce ülkeyi yönetme iktidarı aranır. Aksi takdirde bütün vekilleri hocaların içinden seçmek gerekirdi, bu ne İslam’ın mantalitesine uyar ne de hayatın gerçeklerine. Şunu diyebiliriz, ülkeyi yönetecek olanlar hem yetenekli hem de mümkünse dindar olsunlar. Ama öncelik her bakımdan yöneticilik vasıflarına sahip olmadadır.

Yeni Ufuk: Peki bu güzel sohbet için teşekkür ediyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi