
TASFİYELER VE GÜVENLİK ZAAFI
TASFİYELER VE GÜVENLİK ZAAFI
Binlerce polis ve polis şefi yerlerinden edildi. Hakim,savcıların yerleri değiştirildi.
Tasfiye ve sindirmelerin bir süre daha devam edeceği anlaşılıyor.Amaç, Yargı ve kolluğu –yürütmenin- yasa dışı işlerine müdahale edemeyecek noktaya getirmek.
Bu çapta bir operasyonun tek sonucu bu olmayacaktır.
Görev yerleri değiştirilen emniyetçilerin çoğu belli alanlarda uzmanlaşmış isimler. Aralarında KCK soruşturmalarında yer alarak,terör örgütünü yakından tanıyan ve Suriye’den önce bir Türk baharı oluşturulmasına fırsat vermeyen bir çok isim var.Yılların tecrübesiyle elde edilen bu emsalsiz birikim de, onlarla birlikte yok edildi. Yerlerine gelenlerin aynı tecrübeyi kazanması için aylar, yıllar gerekiyor.
Tarihi şartlar oluşunca Suriye’de PYD ile sahne alan terör örgütü, hiç şüphesiz konjuktör müsait olduğunda aynı kalkışmayı Türkiye’de de yapacaktır. Üstelik örgütün çeyrek asırlık bir mücadele tecrübesi ve ciddi bir toplumsal tabanı var.Açılım politikaları ile birlikte, bölgede etkisini daha da derinleştirerek genişletti. Öyle ki, açılım politikalarının esas amacı şiddete son vermek olmasına rağmen, psikolojik şiddet daha etkin bir hale geldi. Güvenlik sorunu nedeniyle bölgede BDP adayları dışında hiçbir aday esnaf ziyareti, kahve veya salon toplantıları yapamıyor. Önceki gün esnaf ziyareti yapmaya çalışan AK parti Van belediye başkan adayı BDP’lilerin saldırılarından ancak polisin silahlı müdahalesi ve kaçırılarak kurtarılabildi. Tek yanlı propagandaya maruz bırakılan bölgede sağlıklı bir seçimin yapılamayacağı gün gibi ortada.Barış süreci gittikçe bölgenin BDP dışındaki aktörlerden arındırılması,barışın bu suretle sağlanması sürecine dönüşüyor.Adayı saldırıya uğrayan iktidar partisi karşı tarafa bu nasıl barış sorusunu bile soramadı.
İç istikrarın bozulduğu,siyasetin güç kaybettiği,merkezi otoritenin zayıfladığı dönemler, etnik kalkışmaların en fazla ivme kazandığı dönemlerdir. Binlerce polisin, yargı mensubunun şahsında tasfiye edilen aslında bir büyük tecrübe ve birikimdir. Üç beş tane rüşvet ve hırsızlık zanlısını koruma, iktidarın itibarını kurtarma adına ülke güvenliğinde büyük bir gedik açılmıştır.Bu boşluğun bir şekilde terör örgütleri tarafından değerlendirileceği muhakkaktır.
Bu kadar patırtı ve tasfiyeye rağmen yolsuzlukların üstünün örtülemeyeceğini önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. Çünkü yapılanlar toplumun hazmedebileceği sınırları çoktan aşmış durumda.Çürüme birkaç kişinin yaptıkları ile sınırlı olsa,o birkaç kişi ile sınırlı bir soruşturma yapılıp, mesele kapatılabilirdi. Fakat ortada sistematik ve kurumsal hale gelmiş bir rüşvet ve yolsuzluk çarkı var.Hangi zanlının üzerine gidilse arkasında kurumasallaşmış bir yapının varlığı ortaya çıkacak. Dolayısıyla, yargı ve emniyete dönük sindirme çabaları uzun vadede hiçbir işe yaramayacaktır. Bu bakımdan,AK parti sonrası sürece girildiğini,siyasetin yeniden şekilleneceği söylenilebilir..Bütün mesele bu sürecin tetikte bekleyen şer örgütlerine fırsat vermeyecek şekilde geçirilmesi, tüm tecrübe ve birikimleri yok edilen güvenlik güçlerinin bu süreçte ciddi bir kalkışma ile karşı karşıya kalmamasıdır. İktidar içine düştüğü sarmaldan kurtulmaya çalışırken, ciddi bir güvenlik zaafına vesile olmuş,tetikte bekleyen ihanet örgütlerine altın bir fırsat sunmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.