TERÖRLE MÜCADELE Mİ,AYRILIKÇILIKLA MÜCADELE Mİ?

Çözüm sürecinin ülkeyi nereye getirdiğinin hala farkında olmayan, gözünü gönlünü parti taassubuyla karartmış çevreler var. Önceki gün sona eren Silvan operasyonundaki görüntüler yeterince öğreticiydi. Şehri terk eden askerlere küfür eden,tankları tekmeleyen,PKK halktır diye bağıranları görmüşsünüzdür. Bu vahim tablo, bölge halkının en azından belli bir oranda kaybedildiğini gösteriyor.

Silvan’la ilgili çok şey yazıldı,çizildi. Sistemli olarak sokağa çıkma yasağı eleştirildi, askerin bölgede katliam yaptığı algısı oluşturulmaya çalışıldı. PKK’nın yazdığı neredeyse kesin olan duvar yazıları güvenlik güçleri tarafından yazılmış gibi takdim edildi. Bir anda PKK muhiplerinin tamamı, Silvan üzerinde insan hakları havarisi kesildi. Buna Silvan’ı haritada gösteremeyecek kadar konuya yabancı olan,iktidarla hesabını HDP üzerinden görmeye çalışan bazı kesimlerde katıldı.Asker kendi ülkesinde,kendi toprağında işgalci haline getirildi.

Bu kafayla bırakınız terörü, ülkenin hiçbir meselesi çözülmez. Sokağa çıkma yasağını eleştirmek için önce bölgenin şartlarını,örgütün ilçedeki yayılımını bilmek gerekir. Hiçbir şey bilmeden Silvan’ı PKK’nın egemenliğinde tutmak isteyen koroya katılmak en hafif tabirle hamakattır.

PKK’nın çözüm sürecini, bir işgal ve egemenlik kurma süreci olarak gördüğünü defalarca yazdık. Örgüt bölgede yapısını kurumlaştırırken iktidar seyretti.Bugün ödenen her bedelde iktidarın vebali,sorumluluğu var. PKK Silvan,Cizre gibi yerlerde bazı mahalleleri kurtarılmış bölge ilan etmiş,buralarda kanton benzeri bir yapılanmaya gitmişti. Okullara,bazı devlet kurumlarına roketler,ağır silahlar yerleştirerek muhtemel bir müdahaleye karşı hazırlık yapmıştı. Şimdi askere her köşede, her okuldan ateş açıldığı bir yerde, asker niye operasyon yapıyor,niye ağır silah kullanıyor denilebilir mi? Rokete karşı tapa tabancası mı kullanacak,bu nasıl bir mantık, nasıl bir aymazlık?

Şırnak’ta mecburi hizmetten dolayı görev yapan tanıdıklarım var.Hiç biri ev tutmaya cesaret edemiyor. Onlarca mecburi hizmet görevlisi orada ya yıldızlı bir otelde yahut korunaklı bir misafirhanede kalıyor. Yemek için bile dışarı çıkamıyorlar. Örgüt taraftarı olmayanın yaşama ve bölgede görev yapma şansı neredeyse sıfır.Ankara’da,İstanbul’da oturup her operasyondan sonra ayrımcılık yapılıyor demek kolay. Asıl ayrımcılık bölgeye batıdan giden insanlara yapılıyor. Bunu görmezden gelip terör örgütüne karşı son derece dikkatlice yürütülen operasyonları istismar etmek, PKK’nın ekmeğine yağ sürmek,Kandil’in planlarının bir parçası olmaktır.

Terör mücadelesi zor bir mücadeledir. Sadece silahla yapılan mücadele yetmez.Esas olan,teröre yataklık eden, o gençleri tankları tekmelemeye,askere küfre yönelten kini,nefreti,ayrılıkçı düşünceyi yok etmektir. Bunun için de çok yönlü bir mücadele programının devreye sokulması gerekir.Televizyonları, gazeteleri, her operasyonu Kürtler katlediliyor diyen kripto PKK lı yazar çizer esnafı ile doldurursanız, yapılan operasyonlar ayrışmayı daha da derinleştirmeye hizmet eder. Önce bu fitne fesat odaklarının kurutulması lazım. Askeri tedbirler işin bir yönüdür,örgütün para, lojistik,moral motivasyon kaynaklarının yok edilmesi ise esas yönüdür.

PKK’nın devrimci halk savaşı ilan etmesinin üzerinden 5 ay geçti,hala ortada bir terör ve ayrılıkçılıkla mücadele projesi yok.Bu şekilde devam etmek terör eylemlerini belki durdurur ama ayrılıkçılığın önünü almaya yetmez. Terörden önce bölücülükle mücadele edilmelidir. Çünkü bölücülükle mücadele terörü de içine alır. Ama tek başına terörle mücadele bölücülüğü kapsamaz.Bölgeye asker gidiyor,teröristleri etkisiz hale getiriyor ama asker çıktıktan sonra her şey eski hale dönüyor. Demek ki bu mücadeleyi askeri de içine alan daha farklı bir konseptte yürütmek lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi