
TÜRKİYE LİDERİNİ ARIYOR...
Toplum partilere değil, liderlere oy verir. Liderlerin duruşuna, hitabetine, ülkeyi yönetip yönetemediği hususunda verdiği güvene bakar. İkna edici bulduğu lider veya liderlerin arkasında gözü kapalı gider.
AKP’li yıllarda seçmen hep Erdoğan’la aynı liderleri mukayese etti. MHP’de karşısında hep Bahçeli vardı,toplum tercihini her seçim Erdoğan’dan yana kullandı. CHP’de ise karşısında Baykal ve Kılıçdaroğlu oldu, toplum ikisini de tercih etmedi. Aynı liderin karşısına her defasında toplumun tercih etmediği, yeterli bulmadığı liderlerle çıkmak seçimi baştan kaybetmektir.
18 yıldır Türk toplumu her seçimde aynı şeyi söyleyerek ben Bahçeli’yi tercih etmiyorum diyor.Eğer mesele dava ise bir kişide ısrar etmenin, toplumun dikine gitmenin herhangi bir dava ile alakası olmadığı ortadadır. Eğer dava vefa ise hiçbir başarısı, yeteneği,akılda kalan icraatı olmayan birine 18 yıl lider koltuğunu vermek tarihte hiçbir lidere nasip olmayan bir vefadır. Bundan sonrası binlerce şehidi, mağduru ve tarihe altın harflerle yazılacak bir mücadelesi olan bir hareketi hep beraber mezara gömmektir.
Üstelik dava dediğimiz; kendi değerlerimizi yeniden üretip maziden daha ihtişamlı bir ati yaratmanın aradığı hiçbir meziyete sahip olmayan bir kadro var ortada. Bu millet Türk’ü,İslamı davranışlarında göremediği, hayallerini gerçekleştirecek iradeyi şahsında bulamadığı liderlerin peşinden gitmez. Kendisi günahın gayyasına bulanır ama peşinden gideceği adamın üstün ahlaki vasıflara sahip olmasını ister. Ben bu meziyetlere sahip olmadığım için onun peşinden gidiyorum der.
Olanca yanlışına, yıpranmışlığına rağmen Erdoğan’ın hala en tercih edilebilir lider olmasının nedeni budur.Muhalefet Erdoğan’ın karşısına toplumu ülkeyi daha iyi yöneteceğine inandıracağı bir lider çıkaramadı. Mevcut liderlerin kifayetsizliği yüzünden AKP her seçim kendi kendisiyle yarıştı. Muhalefet liderleri o kadar kötü bir profil çizdiler ki çözüm sürecinin ülkeyi felaketin eşiğine getirdiği görülmesine,dış politikada tam bir iflas yaşanmasına rağmen toplum yine de Erdoğan’ı tercih ederek bunun yanlışı sizin doğrunuzdan daha doğrudur dedi.Bir başka ifadeyle, beni bu hale bu lider getirdi, ama bu durumdan çıkarırsa yine o çıkarır dedi.
Lafı eğip bükmenin anlamı yok. Toplum liderini arıyor. Mevcut muhalefet liderlerine oy vermeyeceğini her seçim iktidar partisine yüklenerek deklere ediyor. Yeni liderler,kadrolar çıkarın diyerek adeta muhalefeti değişime zorluyor.Kamuoyu araştırmalarında hiçbir partinin tabanının mutlu olmadığı,kerhen oy kullananların,isteyerek oy kullananlardan fazla olduğu biliniyor.1 Kasım’da özellikle MHP liderine kırmızı kart göstererek, sen oldukça ben yokum demiştir.
İnsanlar gelip geçicidir,aslolan ülkenin,milletin menfaatleridir.Liderler gelecek,gidecek ama bu millet bu coğrafyada ilelebet yaşayacaktır.Liderleri ülke ve milletin geleceğinden vaz geçmek pahasına koltuklarına sabitlemek,onların egolarını,hırslarını gayeleştirmek bir davaya hizmet değil,kula kulluk etmektir. Bütün tuzakların aziz vatanımız için kurulduğu, beş koldan kuşatıldığımız bir süreçte, siyasi kariyerinde tek başarısı ülkücülere hakaret etmek ve yetişmiş kadrolarını tasfiye etmek olan birkaç kişiyi koltuğunda tutmaya çalışmak iman ve inançlarımızın omuzlarımıza yüklediği büyük davaya ihanettir. Vaz geçilmez olan inançlarımız,mukaddeslerimiz,ülke ve milletimizin menfaatleridir. Yola çıkarken ezan susmaz,bayrak inmez diyerek yola çıktmıştık. Şu veya bu şahıs ölene kadar bir koltukta otursun, bir büyük camia da ona hizmet etsin diye yola çıkmadık. Bugün bu kadronun bu bayrağı taşıyamayacağı anlaşılmıştır. O halde taşıyabilene devretmek hepimiz için bir dava ve iman borcudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.