~~ÜLKÜCÜLER ve SON DURUMLARI

Cengiz Akyıldız’dan sonra süreci, yaşananları görünce eyvah dedirtecek bir dünya şey gördük.

Esen yurt’ta birkaç maceracı gencin başlatıp süreci nerelere götürdüklerini okuyamayan ilçe ocak ve parti yöneticileri sınıfta kaldılar ama bu ölümle Suat Başaranın dediği gibi ölen, öldürülen ülküler ve ülkücülermiş hep beraber bunu görmüş olduk!

Dün Cengiz’in katillerini protesto etmek için adliye önünde toplananlara, resme bir bakalım bizim kuşak ve bizden sonraki son ülkücü kuşak yani en ufağı 40 ve 55 yaş arası insanlar! Sanal âlemde bize, birbirine kabadayılık yapan, hakaret edenlerin mesamesini göremedik! Göremezdiniz zira gerçek ülkücü ne olursa olsun birbirine küfür etmez, hakaret etmez bunlar serseridir derken bana kızanlar umarım beni şimdi anlıyorlardır!

Esen yurt’taki saldırı MHP’yedir dolayısı ile ben değil ülkücü MHP’liyim diyen herkese yapılmış bir saldırıdır! Demokratik bir biçimde adliye önünde protesto yasal ve demokratik haktır bu hak için İstanbul da eğer o adliye önüne elli bin kişi gitmiyorsa bu iş bitmiş demektir! Gidin bakın adliye önlerine kıçı kırık aşiretler, mafyalar, PKK ve bir sürü hain örgütler nasıl bir dayanışma içindeler? Biz işin artistliğine soyunmuşuz hasta ülkücünün, düşmüş ülkücünün yanında olmayız sadece ölünce yanında oluruz!

Faruk Bal’ın dediği çıktı adliyede ben ne istersem o olur dediğini hatırlıyorum bana bu gün gelen mahkeme emrini yayınlayacağım 8 milyar tazminat ödemeye mahkûm edilen gazeteci herhalde benim! Değil sekiz milyar sekiz yüz milyar olsa gerçekleri ve doğruları yazmaktan geri durmayacağım. Ben şu ana kadar kimseyi mahkemeye vermedim verseydim belki yüzlerce tazminat kazanırdım, kimi mahkemeye vereydim bana küfreden ülkücü olduğunu iddia edenlere mi? O mahkeme salonlarında utanırdım, yerin dibine girerdim!