
Hüseyin Özcihan
UYAN! DOĞRUL VE DOĞRULT!!!
Biz Türk’ler savaşmayı “erdem” kabul etmişiz, çocuklarımıza ve gençlerimize, yiğit olmayı, mert ve cesur yaşamayı öğütlemişiz. Hep mücadele içerisinde olmayı, sınır boylarında düşman kovalamayı, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar ulaşmayı; cihan hâkimiyeti gibi bir mefkûrenin efsunlu dünyasında yorulmuş, yoğrulmuşuz
Para kazanıp, servet yığmayı ayıplamışız, bu gibi işleri azınlıklara uygun işler olarak değerlendirmişiz. Dünya malı gelir geçer demişiz ve evimizde baş yastıkta ölmeyi zül kabul etmişiz! Altı yüz yıllık saltanatımız boyunca parayı azınlıklara kazandırmış, devletimizin önemli mevkilerine azınlıkları atamışız. Cumhuriyet döneminde de durum pek farklı olmamıştır. Dolayısı ile ekonomiyi elinde tutan Devleti yönetmiş, siyasal iktidarları belirlemiş, Türk Milleti’ni kendi çıkarlarına göre dizayn etmekten geri durmamışlardır.
Küresel düzenin bireyci menfaatçi ve hedonist yaşama biçimine endeksli, kapitalist düzen ve sistem, ürettiği yasalarla, çevremiz kuşatılmıştır. Para kazanmaya, sürekli kazanmaya, hak hukuk gözetmeden hak etmediğini kazanmaya odaklanmış bireylerin, doyumsuz ve sınırsız istekleri karşısında; mertliğimiz, yiğitliğimiz ve cesurluğumuz kullanılarak, vatan, millet ve bayrak diyerek, kurulu kahpe düzenin gönüllü korumacılığına düşürülmüşüz!
Ana mecrasından saptırılmış, yörüngesinden çıkarılmış ”Ülkücülük davası ”Allah, vatan, Millet gibi idealize edilmiş değerler etrafında hamaset söylemine dönüştürülmüş, içerisi boşaltılmıştır. Küresel düzenin olumsuz getirileri gözetilerek doktrine edilen, Türk Milliyetçiliği davası Öz’ünden uzaklaştırılmış, birtakım kutsiyetlere bulandırılarak, akıl ve mantıktan yoksun bırakılmış, zorba ve adaletsiz küresel düzenin payandası durumuna getirilmiştir.
Evet, bu gün uyanma günüdür! Uyanma, aydınlanma, yeni bir geleceği planlama ve kurma günüdür! Bizden görünüp, bizleri çile çekmeye, yoksulluğa yok etmeye çalışan zavallıları deşifre etme, silahlarımızı hainlere doğrultarak, doğrulma günüdür! İnsanlık adına cenk edenler, savaş meydanlarında yaralı yalnız kalanlar, sahipsiz kimsesiz yorgun ve yoksul kahramanlar, başınızı kaldırıp, son kez etrafınıza bakarmışsınız?
Sizler savaşırken ticaret yapanlar, sizler zindanlarda çile çekerken dergi gazete çıkarıp, ülke ve millet aleyhinde tezvirat yapıp para kazananlar. Bunalımlı Türk çocuklarını akın akın meczuplara taşıyanlar, Ülkemizin kaynaklarını kasalarına akıtanlar… Tıpkı Osmanlı da olduğu gibi kendilerini azınlık görüp(şuur altın da) askere gitmeyenler, Tekke zaviyeler oluşturarak, genç nesilleri iğdiş edenler, paralel yapılar da saltanat sürenler, Bizden görünen asla bizden olmayan Man kurtların beceriksizlikleri yüzünden İktidar olanlarla hesaplaşmak üzere ayağa kalkın ve doğrulun!
Ülkünüz ve imanınız gereği ölümlere meydan okuyanlar, zindanlarda gençliklerini heba edenler, Darağaçlarına selam duranlar. Anne baba ve kardeşleri ile topyekûn zulme uğrayanlar, ağır bedeller ödeyip, çaresiz ve kimsesiz terkedilenler, aşağılananlar, ötekileştirilenler…
Küresel kapitalizmin ve derin siyasi yapıların asla bizden olmayan bize benzer görünen elamanları tarafından; ”ağır hasarlı nesil ”ilan edilen nefret duyulan, ”bunlar ile bir iş yapılamaz ”denerek, yerimize ikame edilen, hedonist, seksapel üçkâğıtçı tiplerden hesap sormak için ayağa kalkın ve doğrulun!
Bugün ülkemiz, ülküsüz ve ilkesiz küresel görevli memurların elinde kardeş kavgasına sürüklenmek istenmektedir. BOP projesinin eş başkanı ve beceriksizliği ile ona ve avenesine iktidarı bahşeden, görevli memurlardan kurtulmak için uyan! Türk Milliyetçiliğinin olmazsa olmazı olan demokrasiye ihanet edercesine, kongreye gitmemek için direnen, kongre isteyenleri hain ilan eden, Millî maskeli, menfaatperest siyasilerden hesap sormak için Uyan! Doğrul! Ve Doğrult!
Hüseyin ÖZCİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.