
YA UYANACAĞIZ,YA PARÇALANACAĞIZ!
Prof.Dr.E.Kurubaş,” aşırı siyasallaşan hareketlere verilen tavizlerin onları frenlemek yerine tam aksi bir tesir yapacağını” söylüyor. Açılım süreci başladığından beri, bu tespitin safha, safha gerçekleştiğini görüyoruz.
Yasaklarla bir yere varılamayacağı doğrudur, ancak yasaksız toplum da yoktur. Önemli olan bu yasakların insan hayatını zorlaştırmaması,insan hak ve hürriyetlerine aykırı olmamasıdır. Özgürlükler için de aynı mantık ve duyarlılık geçerlidir. Ne pahasına olursa olsun özgürlük olmaz. Hiçbir şeyin pahası kendisinden daha ağır olmamalıdır.Özgürlük veriyoruz diye toplum hayatını, bir arada yaşama imkanlarını tehlikeye atacak adımlar atılmaz. Çünkü zaten böyle bir teşebbüsün bizzat kendisi özgürlüğü yok eder.
Yaklaşık bir yıldır devam eden açılım süreci bu açıdan değerlendirildiğinde, atılan adımların gittikçe bir arada yaşama imkanlarını tehdit etmeye başladığı görülecektir. Terör ve bölücülüğü durdurmayı amaçlayan girişimler, ne terörü durdurmuş ne de bölücülüğü zayıflatmıştır. Terörü sadece öldürme olayı olarak anlarsanız kısmi bir durmadan söz edebilirsiniz. Lakin Terör tanım olarak, insanları yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek demektir.Bunun için her türlü şiddet vasıtasına baş vurulabilir, bunlardan biri de öldürmedir. Öldürmenin geçici olarak bırakılması tanımdan da anlaşılacağı gibi terörün bittiği anlamına gelmiyor. Bölgede şiddetin diğer şekilleri aynı biçimde devam ediyor. Baskı, zulüm, korkutma, sindirme,haraç,adam kaçırma, kundaklama faaliyetlerinde en küçük bir azalma yok. Bilakis süreç başladığından beri bu faaliyetler daha rahat, daha pervasız bir şekilde sürdürülüyor.
Birkaç gün önce Muş’ta görev yapan bir yetkili, 6 yıldır bu bölgede görev yapıyorum, son bir yılda aldıkları mesafe son on yılda aldıkları mesafeden daha büyük,açılım devleti geri çekti, örgütü ileri itti dedi. Bir proje uygulanırken taraflar en azından bunun icaplarını karşılıklı olarak yerine getirirler PKK hiçbir sözünde durmadı ama iktidar bir daha eylem yaparlarsa oy kaybederim korkusuyla taviz üstüne taviz veriyor.
Terör örgütünün hasta ve problemli unsurlarının dışında hiçbir militanını dışarı çıkarmadığını artık hükümette itiraf ediyor. O zaman sormak lazım tek taraflı barış veya antlaşma olur mu? Daha geçen hafta Şırnak’ta şehrin 10 km ötesindeki PKK kampına tabildotla yemek götürürken bir belediye aracı kaza geçirmedi mi? Millet kesesinden terörist beslemek hangi hukuka sığar. Aynı yetkili sadece son iki ay içinde Muş Alparslan Üniversitesinde 27 öğrencinin dağa çıkıp, örgüte katıldığını söyledi. Barışa niyeti olanın yeni militanlar devşirmesine gerek var mı? PKK için bütün kapıları açarak vatan çocuklarını zehirlemek için her imkanı sunmak barışa hizmet etmez.İktidarın kendi projesini uygulamakta bile bir kararlılığı yok, uygulanan proje PKK projesidir.
Halbuki atılan adımın içi doldurularak bölgede PKK etkisiz hale getirilebilirdi. Örgütün sınır dışına çıkması sağlanarak örgüt baskısından kurtulan kitlelere yönelik bir kampanya başlatılabilirdi.Meydana gelen rahatlama ortamından istifade edilerek bölge insanı tek taraflı propagandanın tesirinden kurtarılabilirdi.Bölgeye terör yüzünden gidemeyen partilere, sivil toplum örgütlerine projelerini sunma bölge politikasını çeşitlendirme imkanı sunulabilirdi. Bu yapılmadığı gibi tam tersi yapıldı. Terör örgütünün ideolojisini tahkim edecek, propagandasını doğrulayacak adımlar atıldı. Örgüt destekçileri övüldü,asimilasyon kabul edildi,hak iddiasının aracı haline gelen isimlendirmeler en yüksek düzeyde telafuz edildi. Kısacası açılım baştan beri örgütün hesapladığı şekilde sürüyor.PKK nın çekileceği alanları devlet dolduracağına, PKK çekilmediği için devlet geri çektirilerek onun boşalttığı alanları örgüt doldurdu.İndirilen bayrağına bile sesini çıkaramayan bir devlet, bayrağının indirildiği yerde bir varlık iddiasında bulunamaz.Bölge sistemli bir şekilde özerklik veya federasyon hedefine doğru götürülüyor. Bilinçli olarak örgütün etki sahası genişletilerek, farklılıklar derinleştiriliyor. Birkaç yıl sonra tıpkı şimdi olduğu gibi başka çare yoktu, özerkliğe mecbur kaldık diyecekler. Aslında çok çare var ama projenin müellifleri bizi buna ikna ederek yollarına devam ediyorlar. Ya uyanacağız, ya parçalanacağız. Bunun ortası yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.