
Mehmet Saral
YOZGATLI SARIŞIN ÇOCUK İLE ERZURUMLU YİĞİT ÜLKÜCÜNÜN HİKAYESİ
Erzurumlu yiğit Mahmut, daha lisede okurken iyi bir futbolcu, çok güzel resim yapan ve aynı zamanda mobilya ustalığı da olan yetenekli bir Ülkücüdür. Üniversite hayatına Ankara'da Bankacılık-Sigortacılık Yüksek Okulunda devam ettim. "Solun" etkinliğindeki okulunda Ülkücüleri organize etti. Kendisine yakın arkadaş olarak Abdullah Çatlı'yı, Ünal Osmanağaoğlu'nu ve Ülkücü mücadelenin diğer gözü pek, cesur militanlarını seçti. Ankara Ocağı ikinci başkanı oldu. Kendisine Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı için hazırlanması söylendi. Ama her idealist yiğit Ülkücünün kaderi onu da buldu: Bahçelievler davasıyla aranmaya başlandı. Geri kalan ömrünün önemli bir kısmı kaçaklıkla, mahpuslarla, hastalıklarla, "icraatın içinden" programlarıyla geçti. Mahmut kaçak durumda olunca yerine "Yozgatlı sarışın çocuk" Ülkü Ocakları Genel Başkanı oldu.
Yozgatlı 12 Eylül'de kısa bir süre tutuklu kaldı. Mahmut, Abdullah Çatlı ve diğer kaçak Ülkücü arkadaşlarıyla Avrupa'ya kaçtı. Ne paraları ne de kalacak yerleri vardı. Aynı odada 10 kişi yattıkları oldu. Ekmeklerini ve çilelerini bölüştüler. Ermeni "ASALA" örgütü Türk Dışişleri mensuplarını öldürüyordu. Abdullah Çatlı ve arkadaşları "Alparslan Türkeş ve Ülkücülerin" tahliyesi talebiyle devletle işbirliği yaparak Asala örgütünü kurulduğu Fransa'da bitirdi. Abdullah Çatlı gizli servislerin taleplerini reddedince, Fransa ve İtalya'da hapse girdi. Daha sonra hapisten kaçtı.
Mahmut da Türkiye'ye döndü. Havaalanında ihbar neticesiyle yakalandı. Onun için hapis günleri başladı. Ankara'daki hapishanede ilk icraatı "Ben burada hapiste yatarken kimse dövülmeyecek, sövülmeyecek ve ezilmeyecek" diye racon kesmek oldu. Ünlü kabadayılara ayaklarını denk aldırdı. Cezaevi arkadaşları Atilla Kaya ve Feridun Öncel'di. 4 yıl yattıktan sonra 1991 infaz yasasından faydalanarak tahliye oldu. Ama, "Sol" görüşlü Yargıtay Mahmut'a 104 yıl hapis cezası verdi. Tekrar kaçak duruma düşmüştü.
Kaçaklık günlerinde mobilya ustalığıyla çalışarak ekmek parasını çıkartıyordu. Kimseye minnet etmedi. Çocuğunun annesi kanser olmuştu. Tedavisiyle ölene kadar ilgilendi. Ölüme çare bulamadı...
Yozgatlı sarışın çocuğun işleri ise hep rast gitti. Eski bir Ülkü Ocağı Genel Başkanı titriyle MHP'de Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı oldu. Mahmut, MHP iktidar ortağı olduğu günlerde yakalanarak tekrar cezaevine konuldu. MHP'den ve Yozgatlı sarışın çocuktan sol ve PKK'nın faydalandığı aftan yararlanmak istediğini söyledi. İktidardaki Devlet Bahçeli ve Yozgatlı sarışın çocuk o "işi" de beceremedi.
Mahmut cezaevinden çıktı. Ne devletle iş yaptı ne de kimsenin kapısına gitti. Çalışarak, yetenekleriyle iyi bir iş adamı oldu. Kimseye muhtaç olmadı. Ülkücülükten ve bu dava için cefa çekmiş çileli arkadaşlarından başka derdi yoktu.
Yozgatlı sarışın arkadaş, Devlet Bahçeli ile yollarını ayırdı. Devlet Bahçeli arkasından onu küçümsemek için "Yozgatlı sarışın çocuk" diye konuştu. Devlet Bahçeli o lafları Mahmut'a edemezdi. Mahmut kendisine gereğini söylerdi ve yapardı. Yozgatlı sarışın çocuk ile Mahmut'un arasında karakter farkı vardı.
Yozgatlı sarışın çocuk kendisini küçümseyen Devlet Bahçeli'nin seneler sonra "bir daha vekil olmak için" ayağına gitti. MHP'nin özgül ağırlığını beraberce neredeyse yok ettiler.
1 Kasım'dan sonra Erzurumlu yiğit Ülkücü Mahmut kendisi gibi çileli yollardan geçmiş Ülkücü arkadaşlarıyla, Ülkücü kardeşlik hukuku içerisinde MHP'nin olağanüstü kongre yaparak değişime gitmesi gerektiğini bir bildiriyle açıkladılar.
Makamına, koltuğuna, Milletvekilliğine büyük bir aşkla sarılan Yozgatlı sarışın çocuk, yiğitler yiğidi, delikanlı, mert, yol yemez Ülkücü Mahmut ve arkadaşlarına saydırdı: "Saray projesi, Fetö Örgütü, ajanlar" ve diğer bir sürü hakaret.
Ömrü Ülkücülükle ve çileyle geçmiş Mahmut'a mı inanalım?
Ömrü Başkanlık ve Milletvekili makamlarıyla geçmiş Genel Başkanı tarafından küçümsenmiş Yozgatlı Sarışın çocuğa mı inanalım?
Sizce hangisi romantik, mert, yiğit Ülkücü?
Sizce hangisi Ülkücü?
MHP'yi Yozgatlı Sarışın Çocuktan ve kifayetsiz muhterislerden kurtarmalıyız.
Mehmet Saral 29.12.2015
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.