Yıllar önce taş fırında pişirilerek at sırtında Güvende, Kazıkbeli, Kadırga ve civar yaylalara götürülerek satılan ekmekler Kürtün Baraj gölünün kıyısında yer alan Araköy köyünde bir sektöre dönüşürken, Doğube Mahallesi’nin adı da ‘Ekmekçiler’ Mahallesi olarak değişti. Fırın sayısının 15’e ulaştığı mahallede ekmekçilik yapan ailelerde 7’den 70’e kadınından erkeğine herkes bu işle meşgul oluyor. Özellikle yaz aylarındaki yayla şenlikleri nedeniyle günün 24 saati bacası tüten fırınlar nedeniyle mahalle ve köy buram buram ekmek kokarken, patenti alınan Araköy ekmeğinin şimdi de coğrafi işaret belgesinin alınması için üreticiler kamudan destek istedi.

Yaklaşık 100 yıllık ekşi maya, su, un ve tuz kullanılarak yapılan Araköy ekmeğinin her biri 4 kilogram gelirken, bir tanesi normal bir ailenin 7 günlük ekmek ihtiyacını karşılayabiliyor. Bayatlamadan bir hafta durabilen ekmek ayrıca dolapta saklandığında bu süre 6 aya ulaşıyor. Odun ateşinde taş fırında pişirilen ekmekler Türkiye’nin dört bir tarafına hem yaş hem kuru olarak gönderiliyor. 200 derecelik fırında yaklaşık 4 saat boyunca pişen ekmekler özellikle Doğu Karadeniz sahilindeki illerde yoğun olarak satılırken, Gümüşhane bölgesinde ise kuru ekmek diye tabir edilen el kırması peksimet şeklinde daha çok satılıyor.

“ÇOK BÜYÜK BİR DEĞER”

Trabzon’dan 12 yıl önce gelin geldiği Araköy köyünde eşi, 2 çocuğu ve eşinin kardeşleriyle ekmekçilik yapan Selma Bodur, atalarından miras kalan Araköy ekmeğinin çok büyük bir değer olduğunu gelin geldiği zaman fark ettiğini belirterek, “12 yıl önce gelin geldiğimde bu ekmeğin çok büyük bir değer olduğunu fark ettim. Eşimin babaannesi ve büyükleri bugüne kadar getirdiler, bunun sonlanmasını istemiyorum. Çok büyük bir değer. Büyüklerimize gerçekten müteşekkiriz. Ben bu işi devam ettiriyorum yaklaşık 12 yıldan beri, öğrendim. Yapmasından unu elemesine, hamuruyla çeşitli aşamalarını öğrendim ve ben de devam ettiriyorum” dedi.

“EKMEĞİN PATENTİNİ ALDIK AMA COĞRAFİ İŞARETİ HENÜZ ALAMADIK”

Ekmeğin yaklaşık 100 yıllık bir geçmişi olduğunu, eskiden anne, nine ve dedelerinin elle yoğurarak bu işe başladığını, hayvan sırtlarında yaylalara götürerek sattıklarını kaydeden Bodur, “Ekmeğin patentini aldık ama coğrafi işareti henüz alamadık. Bunu hak ettiğini düşünüyoruz. 80-90 yıllık geçmişi olan bir ekmek. Büyüklerimiz elle yoğurur hayvan sırtlarında Güvende, Kadırga, Kazıkbeli yaylalarına götürür satarlardı. Çok sağlıklı bir ekmek, kabuğunda B12 vitamini var, sindirim sistemini çalıştırıyor. Yerel yönetimler ve büyüklerimiz tarafından daha çok ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Hamurun mayalanması yaz aylarında 2 saati geçtiğini, kış aylarında 4-5 saati bulduğunu ifade eden Bodur, her şey hazır olduktan sonra ekmeğin fırında 4 saatte piştiğini, yaz aylarında fırınların 24 saat çalıştığını belirterek, “Satışlarımız iyi. Başta Gümüşhane olmak üzere Giresun’un ilçeleri, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi Türkiye’nin dört bir yanına gidiyor” diye konuştu.

“BU EKMEK BAŞKA YERDE AYNI ŞEKİLDE OLMUYOR”

Ekmeği Kürtün’de başka köylerde yapmayı deneyenlerin olduğunu fakat aynı lezzeti tutturamadıkları için vazgeçtiklerini anlatan Bodur, “Bu ekmek karşı köyde, Kürtün ilçesinde aynı şekilde olmuyor. Daha önce deneyenler oldu ama tutmadı. Suyun, havanın etkisi çok ama bu konuyu ben Allah’ın bu insanlara lütfu diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“İÇERİSİNDE SADECE UN, TUZ, SU VE EKŞİ MAYA VAR”

Ramazan Bodur ise Kürtün ilçesine bağlı Araköy köyünün Ekmekçiler Mahallesi’nde yaklaşık 15 fırın olduğunu, bu mahallenin komple ekmekçilikle uğraştığını belirterek, “Ekmek 4 saatte pişiyor. Yıllardan beri kendi doğal mayası olan ekşi mayayla yapılıyor. İçerisinde sadece un, tuz, su ve ekşi maya var. Yaklaşık 4 saat pişen ekmeğimiz 7 ile 10 gün arasında bayatlamadan saklanabiliyor. Eğer dolaba konulursa 6 ay boyunca ilk günkü gibi taze şekilde saklanabiliyor. Ekmeğin tazesini sattığımız gibi el kırması yaparak fırında 12-24 saat arasında kurutup peksimet halinde de satıyoruz. Yaş olarak Giresun ve diğer iller daha fazla tüketirken Gümüşhane tarafında daha çok kuru ekmek halinde satılıyor. Haftanın 6 günü Giresun’un Espiye, Görele, Çanakçı, Tirebolu gibi ilçelerine gönderiyoruz. Ekmeğin sağlığa zararlı hiçbir noktası yok. Şeker hastaları bu ekmeği daha çok yiyor. Köyümüzde yıllardan beri yapılıyor. İlk kim ve nerede yapmaya başladı bilmiyoruz. Dededen toruna sürüp gidiyor” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha