Sırrı Süreye Önder,–İmralı dönüşü- Apo’nun hazırladığı yol haritasını açıklayacaklarını söyledi. Yol haritası, adı üstünde sürecin bundan sonra nasıl ilerleyeceğini, hangi aşamalarda nelerin yapılacağını gösteren bir belge. Demokratik ülkelerde bunu siyasi iktidarlar yapar. Aksi takdirde ikili bir otorite görünümü ortaya çıkar ki,çatışma kaçınılmaz olur.

Ülkede iktidarı elinde tutan, on iki yıldır gücü elinde bulunduran bir kadro var. Son bir yıl, bütün gücüyle devletin tecezzi kabul etmeyen bir aygıt olduğunu söyleyerek paralel ilan ettiği kesimlerin üzerine gitti. 17/25 aralık operasyonlarını darbe olarak niteledi. Ülkede, benzeri tek parti döneminde görülen bir cadı avı başlattı. Gerekçe, devlet otoritesinin yanında paralel otoritelerin palazlanmasına engel olmaktı.

Ama aynı iktidar, yetkilerini binlerce insanın hayatına kıymış, ülkeyi tarihinin en ciddi felaketinin eşiğine getirmiş bir katille paylaşmakta beis görmüyor. Örgütün siyasi kanadının açık, açık ilan ettiği bu yol rehberliği iddiasını ret etmiyor. Aksine her olumsuzluğu elverişli bir malzeme haline getirdiği paralel yapı yalanına boca ederek, içerisine düştüğü sarmaldan kurtulmaya çalışıyor.

Geçtiğimiz günlerde Van-Bergama spor maçında Van stadı neredeyse bir katliama sahne olacaktı. Gol atan oyuncunun sahalarda çokça tanık olduğumuz asker selamı ile sevincini göstermek istemesi, tribünleri karıştırdı.Futbolcuların çoğu tartaklandı. Bergamalılar hayatlarını zor kurtardılar. Futbol maçı PKK’nın gövde gösterisine döndü. Bir çok ilde polis, karakolların dışına çıkamayacak hale getirildi. Vali’lerin bazıları öyle inandıkları için, bazıları korkudan insiyatif kullanamaz hale getirildi. Önceki gün Demirtaş’ın yeni güvenlik paketi için söyledikleri, AKP’nin terörsüz devraldığı ülkeyi nasıl terör örgütünün emrine verdiğini gösteriyordu. Demirtaş, sokağı göstererek bu paketi çıkarmayacağız dedi. Başbakan ona cevap vermek yerine, cemaatle PKK iş birliği yapıyor diyerek bilinen yalana sığındı. Halbuki, daha birkaç ay önce cemaat çözüm sürecini baltalıyor, KCK operasyonlarını onlar yaptı diyenler de yine kendileriydi. Üzücü olan, bütün bu olaylar olurken toplumun tavrıdır. İnsanlar masal dinler gibi hiçbir tepki tezahürü göstermeden olayları seyrediyor. Nereye gittiğini, götürüldüğünü idrak edemiyor. Öyle bir uyuşturulmuşlar ki, artık maske takmadan aramızda dolaşan ihaneti bile teşhis edemiyorlar. Bu bir masal değil, bir milletin birliğinin,bütünlüğünün adım adım,planlı bir şekilde yok edilmesidir

. ****

BBP-MHP’nin kaderlerini ve siyasetlerini birleştirme ihtimali arttıkça, bazı çevrelerin telaşı da büyüyor. Böyle bir birlikteliğin oluşturacağı sinerjinin bütün hesapları altüst edebileceğini biliyorlar. Onun için maaşlı maşalarını kullanarak iki parti arasında esasa taalluk etmeyen ufak tefek politik farklardan, bir araya gelemezliğin şartlarını oluşturmaya çalışıyorlar. Seçim yaklaştıkça bu kışkırtma, çatıştırma ameliyesi hızlanacaktır.Ülkenin içerisinde bulunduğu durum, bütün politik çelişkileri bir tarafa bıraktırmayı,kayıtsız şartsız kucaklaşmayı icbar eden bir durum. İktidar hedeflerini gerçekleştirmek için Apo’yla bile masaya oturabiliyor.Eğer bu tablo da milliyetçileri/ülkücüleri bir araya getirmeyecekse artık o ülkede ne milliyetçilik ne de ülkücülük diye bir şey yoktur.