Bir tarafta yapılan her işi (doğru-yanlış ayırt etmeden) avucu patlayıncaya kadar alkışlamaya hazır ve nazır şakşakcı bir grup var. Bir tarafta da, yetkililerin ağızlarıyla kuş tutsa yaranamayacakları müzmin muhalif bir grup var.

Bir de biz varız. Her iki tarafı da izliyoruz, değerlendirip, gerekirse eleştiriyoruz. Gerekirse takdir ediyoruz.

Muhalefet iki hafta önce sokağa çıkma yasağı uygulansın dedi diye, bazıları bu kişileri vatan hainliğiyle, devletin ekonomisini batırmaya çalışmakla, fetöyle falan suçladılar. Gelinen süreçte bu talebin haklılığı ortaya çıktı.

Şimdi yetkililer (her ne kadar uygulamada yanlışlar olsa da) doğru bir karar alıp sokağa çıkma yasağı uygulandığında ise, önceden sokağa çıkma yasağını ihanet, dile getirenleri vatan haini olarak gören bu grup, uygulamadaki vahim yanlışları dahi görmezden gelip, yine köy kasaba siyasetiyle alkış pozisyonunda...

Bazı halkların kardeşliği meraklıları ise “yasaklar kaldırılmalı" teraneleri atıyor. Muhalefet ise yasağın uygulanma tarzı ve saati konusunda eleştiri yapıyor. Ama bu sefer kesinlikle haklılar! Evet yasak gerekliydi ama uygulanma tarzı yanlıştı!

Yasağın uygulanmasındaki hataları eleştirmek de sanki vatana ihanet gibi görülüyor. Yahu bu ülkede hiçbir şey eleştirilmeyecek mi? Yetkililerin her kararını haşa ayet hükmünde mi görüyorsunuz? Kendinize sahte peygamber mi yaratmaya çalışıyorsunuz! Bırakın bu köy-kasaba siyasetini...

Şimdi can alıcı soruları soralım;
- Bilim Kurulu 10 Nisan gecesi neden istifanın eşiğinden döndü? Neye ve kime kızdılar?
- Sağlık Bakanı, sokağa çıkma yasağı ile ilgili 1 gün boyunca neden sustu? Bu konuda neden 2. günde dahi tek bir mesajı yok?
- Genelge 9 Nisan tarihli ise neden 10 Nisan akşamı yayınlandı?
- İnsanların sokağa hücumuna karşı neden kolluk güçleri ve zabıtalar seferber edilmedi?
- Yasak açıklanmasına rağmen detaylar neden 40 dk sonra açıklandı?
- İlk başta genelgenin "fırınlar açık olacak, su dağıtımı serbest gibi" yasağın istisnaları kısmına vurgu yapılarak açıklama yapılsaydı, telaşe ve kargaşa önlenmiş olmaz mıydı?

Bu ve benzeri onlarca soru sorulabilir. Sonuçta sokağa çıkma yasağı ile ilgili süreç iyi yönetilmedi. Bunun yetkililer dahi farkında ama maalesef bir Bakanın genelgesini dahi (haşa) ayet hükmünde gören, eleştirilmesine tahammül edemeyen, bunun eleştirisinin partisine zarar vereceği korkusuna kapılarak gece yarısı alelacele yazı yayınlayıp, lider-teşkilat-doktrin kıvamında teşkilatlara uyarı yollayan ve eleştireni hain ilan eden bir anlayış var ülkemizde...

Ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin! Yasak süreci yanlış yönetildi. Bu sürecin üzüleni, haftalardır fedakarca çalışan, Bilim Kurulundan Sağlık Bakanına, doktorundan 112 ekibine, hemşiresinden temizlikçisine kadar sağlık çalışanları oldu! Bu sürecin kazananı ise Covid-19 oldu. O ana kadar az çok kısıtlamalara uyan milleti, açlık korkusuyla sokakta, dip dibe, tıkış tıkış bakkalda, fırında, akaryakıt istasyonunda yakaladı.
Ama tabii ki yılmak yok. Yasaklara ve diğer kurallara uyarak bu süreci atlatacağız.