Meral Akşener, anlaşılıyor ki kurucusu olduğu Altılı masada siyasi bir oldubitti ile kumpasa getirilmek istenmiştir. Bu kumpasın piri de belli ki Kemal Kılıçdaroğlu ve masa yandaşlarıdır.

Bugün bütün açıklığı ile ortadadır; Kılıçdaroğlu kendi adaylığını ilan ettirmek için (zamanı daraltarak) bu masayı kullanmıştır. Görülen yek diğer husus ise Meral Akşener hariç, diğer küçük partiler Kılıçdaroğlu’nu adaylığı hakkında ikna edilerek Akşener yalnız bırakılmıştır. Demek o ki müzakere, uzlaşı, ortak karar gibi cicili martavallar CHP genel başkanı aday olsun diye imiş.

Biliyoruz ki Akşener, Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde seçimi kazanamayacağına inanmıştır. Ahad Andican, bu hakta Meral Hanımın masa bileşenlerini bilgilendirdiğini; ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun rest çektiğini söylemektedir.   

CHP’nin dar, bencil bürokratik kafası ne Ekrem İmamoğlu’nu ne de Mansur Yavaş’ı sürece dâhil etmek istemedi ve şimdilik muvaffak oldular. Esasen bir tiyatro izledik… Neredeyse 1,5 yılı bulan bir tiyatro… Nedir o tiyatro: oy oranı %1 bile olmayan parti genel başkanlarının koltuk derdi, çapına göre ödün koparmak ve o ödünü verecek kişiye istediğini verme oyunu...

Kılıçdaroğlu, sahnelediği tiyatroda kimi ödünleri (aday olmak için) vermekte beis görmedi. Burada 4 isim/genel başkan bir yerde dururken Akşener yalnız bırakılıp, siyaseten harcanmak istenmiştir. Yani Meral Akşener masanın dışına itilmiştir. Şimdi pazarlıkçılar 5’li masa ile yollarına devam edecekler.

Yukarıda özetle yazdıklarım demokrasi adına utançtır. Ardısıra HDP meftunluğunun kuvvetli olasılığı da bir diğer talihsizliktir. Biliyoruz ki İYİ Parti’nin HDP’ye karşı açık ambargosu bulunmaktaydı. Akşener saf dışı edilerek şimdi CHP/HDP dirsek teması rahatlamıştır; hatta el ele vermelerinde sorun isim (Meral Akşener) ortamdan dışlanmıştır.

Akşener’i günah keçisi ilan ederek İYİ parti tabanını Kılıçdaroğlu’na mecbur bırakma operasyonu kurnazca bir taktiktir. Taktik kurnazca olmakla beraber demokrasi zibil edilmiş oldu. Bakalım, Sn. Akşener bu oyunu nasıl çevirecek? Örneğin Elfin Tataroğlu gibi CHP tandanslı isimler, yapılan oyunu görmezden getirip Akşener’i sürecin zarar vericisi ilan ediyorlar. Şu manzarada hiçbir dürüst vatandaş, Akşener’i kabahatli saymaz! Efendim neymiş.. “Akşener çok sert konuşmuş”muş… Kumpas kuranlara, oldubittiye getirmek isteyenlere bir kelime fiske vurmayanlar; ancak komik oluyorlar.

Bu nasıl “masa demokrasisi ki!” aday isimler müzakere edilmeden Kılıçdaroğlu ismi hem-an 5’li tarafınca aday ilan ediliyor! Böyle bir masada ne demokrasi ne hukuk söz konusudur. “Halkın iradesi” cümlesi ise “laf ola beri gele”dir.

Halkın iradesi pazarlıklara kurban edilmiştir. Yine maalesef demokrasimizin yüz karası cürmü, dayatma söz konusu olurken Türk milletinin geleceği değil, 4 partinin elit kadrosuna koltuk arayışı öne çıkmıştır.

Yarın 75 yaşına dayanmış Kılıçdaroğlu (kesin) aday olup Cumhurbaşkanı seçilse dahi şu gördüğümüz süreç tam anlamıyla güven zedeleyicidir. Bu zihniyete/masaya “Devlet”i teslim etmek, oy vermek benim harcım ile olamaz! Ufak hesaplarla demokrasiyi sabote edenlerin ülke yönetiminde söz sahibi olmasında dahlimiz olamaz!

CHP elitleri anti-Erdoğancılık ile İYİ partilileri çantada keklik görüyorlar. Akşener aradan çıkarıldı ki şimdi HDP ile istedikleri gibi kucaklaşabilirler. Diğerlerini bilemeyiz; ama biz Türk Milliyetçileri, asla böyle zelil bir oyunun figüranları değiliz. Umarım İYİ partiye oy verenler de bizim gibi düşüneceklerdir.  

Ülkenin talihsizliğine bakınız! Siyasetin düştüğü seviye (ister iktidar ister muhalefet olsun) vahim haldedir. Deprem felaketi haneleri viran etmiş, çarşı pazar yangın yerine dönmüşken bu siyasilere baktıkça “vay halimize” diyorum.

Bu arada Mansur Yavaş’ın ne lider özelliği taşıdığı ne cesur olduğu asla iddia edilemez. Ümit Özdağ, bu isim hakkında yanılırken Meral Akşener de aynı hataya düşmüştür.