Milli Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Tayfun Ozankaya, Çay Tv’de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, ülkenin özellikle seçimden sonra büyük bir iflas dalgasının yaşanmasını beklediklerini dile getiren Ozankaya, Altılı Masa’nın açıkladığı Ortak Milli Mutabakat Metni’nin de çözüm olmayacağını savundu.

Ozankaya, gençlerin KPSS sınavlarında yüksek puan almalarına rağmen mülakatlarla elenmesinin devlete yerleşen liyakatten kaynaklandığını belirterek, aynı sorunun hakim ve savcılarda da yaşanmasının adaletteki liyakatsizliği de gözler önüne serdiğini söyledi. Yazılı sınavları kazanan çok sayıda hakim ve savcı adayının torpil aradığına dikkat çeken Ozankaya, “Mesleğe gelirken adil olmayan bir şekilde gelen kişinin adalet dağıtması ne derece olabilir? Veya böyle bir talebi ondan beklemek ne kadar doğru olabilir? Sistem bunu doğurmuş durumda” dedi. 

Benzer liyakatsizliklerin kamu kurumlarında da görüldüğünü vurgulayan Ozankaya, liyakatsizliğin aslında kurumlarda başladığına dikkat çekti. Ozankaya, “Siz vatandaşınıza eşit ve adil davranmadığınızda konu yargıya gidiyor. Kişiler devlet mekanizmasında vatandaşına adil davranacak ki, ondan sonra çıkan sorunlar adalet mekanizması içinde çözülecek. Biz Milli Yol Partisi olarak bunu bütün olarak görüyoruz. Buna çözüm olarak da adaletin tesisini önce kurumlardan başlatırız ilkesi çerçevesinde bütün kurumlarda liyakat esaslı özellikle yönetici kadrosu oluşmasını sağlayacağız. Bu çok önemli. Liyakatin olmadığı yerde keyfilik olur. İnsanların yetersiz kararlarıyla insanların mağduriyeti söz konusu olur. Hukuk fakültesi sayıları çok fazla. Biz bu fakültelerin sayısını 20‘ye düşürüp, diğer okullarda adaleti tesis edecek adalet meslek yüksek okulu gibi, adli kolluğu gibi, hakimlik teminatı gibi bölümler kuracağız. Ayrıca ihtisas mahkemelerini kaldırmayı düşünüyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in bir sözü var: Aklı öldürürsen ahlak ölür, akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın alırsan adalet ölür, adaleti öldürürsen de devlet ölür. Biz bu felsefedeyiz. Bu devleti öldürmeyeceğiz. Adaleti tekrar ayağa dikeceğiz.” diye konuştu. 

“İKTİDAR VATANDAAŞI TAVLAMAYA YÖNELİK HAREKET EDİYOR”

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve yüksek enflasyona da değinen Ozankaya, hükümetin günü kurtaran politikalarla piyasaya para verdiği için bu uygulamanın yüksek enflasyon olarak döndüğünü ifade etti. Ozankaya şöyle devam etti:

“Bütçe açığına rağmen kazanmadığımız parayı harcayan bir iktidar var. EYT, vs parayı dağıtıyor. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Seçimden sonra ciddi bir problem ve iflas dalgasının yaşanmasını bekliyoruz. Üretim esaslı olmak lazım. Biz iş dünyasına dedik ki korkmayın, biz arkanızda duracağız. Hazineyi iş dünyasının emrine açmayacağız. Yatırımları kurtaracak Özel Varlık A.Ş. diye bir şirket kuracağız. Buraya sanayi odaları, ticaret odaları, ihracatçılar meclisi, bankalar zorunlu ortak olacak. Herkes para koyacak. Sermayesi güçlü olacak, milyarlarla ölçülen paralar. Bunların paraları bankalarda duruyor. Biz bu özel varlık fonu anonim şirketi sayesinde, ki siyaseti buraya hiç sokmayacağız, bu şirketi de özel varlık fonunun bizzat kendi analistleri, uzmanları, bakacak evet bu şirkete örneğin 50 milyon sermaye aktarımıyla faiz demiyorum, kredi demiyorum. Sermaye takviyesiyle bu şirket ayakta tutulur, kurtarılır. Buraya siyasetin eli değmeyecek, kaynak aktarılacak. Dolayısıyla yatırımı ayakta tutacağız. Bu şekilde de asıl fabrikalarda çalışan işçiyi korumuş olacağız. Böylece işçi işsiz kalmayacak, devlet vergisini almaya devam edecek, SGK primini almaya devam edecek. Yatırım kurtulacak yatırımcı değil. Banka ve reel sektör de zarar görmüyor. Bankanın kredisi de batmıyor.

Şimdi çiftçi malını üretti, satamıyor ki, bahçede duruyor. Ona mazotu 1 lira yapsan ne olur? Sıfır liraya versen ne olur. Biz zaten mazotu falan düşürürüz o dert değil. Önemli olan çiftçinin ürettiği ürünü tarlada, bağda bahçede bırakmamak. O malın alım garantisi olacağız. Bir dönemin Fiskobirlik, Çaykur, Pamko, Tariş vardı. Bunlar üreticilerin alan kurumlardı. Buralarda şimdi devlet kota koyuyor. Yani üreticinin asıl dertleri burada. Bunlar tavlamaya dönük. Biz ürünü alacağız dediğimizde bizimle muhatap oluyor ve bizi yedirmeyin diyorlar. Milli Yol olarak halkımızın kursağından netameli bir lokma geçirmeyeceğiz. Türkiye’de halk çalışmaya değil çalışmamaya özendiriliyor. Tarlasını ekenle ekmeyene aynı teşvik verilir mi? Ekmemeye özendiriyorsunuz.”

HDP’nin kapatılma süreci, Altılı Masa’nın Ortak Mutabakat Metni’ne de değinen Ozankaya, eskiye dönmeye gerek olmadığını, açıklanan metnin yüzde 99’unun Milli Yol’un programında olduğunu söyledi.

ÜLKEYİ ÜÇ TEKEM STRATEJİ AYAĞA KALDIRIR

Milli Yol Partisi olarak ülkenin kalkınması için üç temel stratejileri olduğunu anlatan Özankaya, bunları şöyle açıkladı: 

“1. Yüksek miktarda stratejik olarak gıda üretimi yapmak zorundayız. Çiftçi ve besiciler, hayvancılık hayvan ürünleri, tarım. Bir ülke kendi kendini besleyecek.

2. Kendine yetecek enerjiyi üreten ülkeler. Biz enerjisi kendine yetecek hatta komşusuna satacak ülke olmak zorundayız. Bunlar gelecekte var olmanın ve güçlü kalmanın olmazsa olmazı. 

3. En önemlisi de temiz su kaynakları. 

Ekonominin çarkları öyle tepeden kural koymakla yürümez. Piyasayı dengeye getirmek de seneleri alır. Beka meselesi diyorlar. Eğitim, tarım hayvancılık ve balıkçılık sektörü, ileri teknoloji üretim yapan sanayi sektörünün güçlenmesi gerekiyor. Tüm bu yapıyı koruyacak güçlü bir ordu ve istihbarat ve emniyet birimi. Esas beka meselesi budur.”

Editör: Yadigar Hanım