Onu yazılarından hizmetlerinden tanıyordum, o vatanda TURAN diyordu ben sürgünde TURAN diye haykırıyordum. 

Ben sürgün, o hizmette kendini sürgün etmişti.

 Değerli Türkolog Dr. Erol Cihangir hocam Türk Diplomatik dergisini Beçika’ya getirdiğinde ondan bazen söz ederdi. Erol hocam ile bazen turan illerinden bahsederken Aydil Erol ağabeyden söz etmemek ve Almanya’dan Rafet Karanlık’ı anmadan olmazdı tabi.

 Sürgünlüğüm bittiğinde Erol hocamın vasıtasıyla tanıştık vegüleç yüzlü, yerinde duramayan kanı kıpır kıpır Türklük için çarpan bir yiğidin mekanı Ufuk Ötesi gazesenin merkezinde bazen kısa da olsa sohbetlerimiz olurdu.

 Belçika’da birkaç dergiye abone bulmuştum, bizim ülkücü camianın belirli isimlerini abone ettik ve bir kısmı bu Türkçü dergi diye iki yıllık obone paralarını ödememişlerdi:

 “Boşver Ahmetçim, biz paraya değil hizmete önem veririz.” Diye tatlı tebessümüyle geçiştirirdi. Erol Cihangir hocamın Doğu Kütüphanesi yayınevinde çıkan (Fener Yayınları olarak) kitaplarımı hemen dergide tanıtır ve üzerinde kısa konuşmalarımız olurdu.

 Bir defasında yaşayan efsanelerden Aydil Erol ağabey, Kemal Çapraz, Hüdavendigar Onur ve bazı dostlarla bürosunda sohbet ediyorduk. Aydil ağabey başında kalpağıyla bana sert sert baktı:

 “Ulan rezil ettin Türklüğü Avrupalarda!” deyince hepimiz şaşırmıştık.

 Ben hepsinden daha şaşkındım, bir hata mı yapmıştım. Yaptığım hata neydi herkes merakla bir bana bir Aydil ağabeye baktık.

“Hayrola ağabey, beni başkasıyla karıştırıyorsun” deyince:

 “Firari Sevdam kitabında Türklüğü rezil etmişsin, manastırda kalıyorsun madem rahibelerin arasında Bir Malkoçoğlu gibi olamazmıydın, bir baltacı… en az oralarda torunlarımız olurdu.” deyince elimizdeki çaylar üzerimize döküldü.

 Aydil ağabey hiç istifini bozmadı, bizlere o haşin bakışıyla kızgın kızgın baktı. Fakat bizler gülme krizine girdik.

 Belçika’dan Türkiye’ye her gelişimde başta Erol hocam ve Kemal Çapraz’ı görmeden yapamazdım. Yeni yayınlarından alır ve Türk dünyası üzerine sohbetlerimiz olurdu.

 Bir gün haber geldi. O an ne diyeceğimi şaşırdım.

 Ecel onu bir iftardan gelirken otobanda yakalamıştı.

 Mekanı Cennet olsun.

 Seni unutmayacağız yüreği Turan, sözü Turan, icraatı Turan olan gönüldaşım.

 Unutmak ihanettir.