“Merhum Cumhurbaşkanımız Cumhuriyetle doğdu, cumhuriyetten doğdu. Tıpkı kendisinin ifade ettiği gibi; eşit fırsatlar sunan cumhuriyet sayesinde başbakan, cumhurbaşkanı ve bir millete “baba” oldu, şefkati ile tüm halkı kucakladı”

9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in doğumunun 94. yılı dolayısıyla yayınladığı yazılı mesajda Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal şunları ifade etti:

“O abide şahsiyet, eksikliğini bir kez daha hepimize hissettiriyor”

“Üç gün evvel cumhuriyetin 95. kuruluş yılını idrak ettik. Bugün ise o kutlu cumhuriyetin yetiştirdiği mümtaz şahsiyet Merhum Cumhurbaşkanımız, Türk siyasetinin “baba”sı Genel Başkanımız Süleyman Demirel’in 94. Doğum günü vesilesiyle yad ediyoruz.

Cumhuriyet’e olan borcunu her fırsatta büyük bir samimiyetle anlatan, “babalık” ettiği Türk Milleti için cumhuriyetin nimetlerini tahayyül edip gözleri dolan o abide şahsiyet, eksikliğini bir kez daha hepimize hissettiriyor.

“Cumhuriyet herkese eşit fırsatlar tanır”

Merhum Cumhurbaşkanımız, bugün Cumhuriyet’in nimetlerinden azami düzeyde istifade etmesine rağmen geçmişi yok varsayanlara, İslamköy’deki güzide külliyenin açılışında kendi hayatını mesel gösterip şöyle cevap vermişti:

“Cumhuriyet herkese eşit fırsatlar tanır. İşte bakınız Demirel'e fırsat tanınmış. Bir köylü çocuğuna, herkese fırsat tanıyor bu cumhuriyet. İşte, bu fırsatları kullanın diyoruz. Bana açık olan, sizin çocuklarınıza da açık. Ben bunu söyleme geldim. Çocuklarınız ülkenin kalkınmasında rol alsınlar, önleri açıktır, bunun bir misali benim.”

“Yeri doldurulamaz bir değer”

Merhum Cumhurbaşkanımız, yalnız “hizmet” aşkı ile değil, yalnız hürriyetçi kimliği, demokratlığı, adalete olan inancı, zora, zorbaya karşı dik duruşu ile değil; içinde bulunduğumuz zamandan geleceğe taşan sözleri sayesinde de yeri doldurulamaz bir değerdir.

Muhalefet etmenin en naif ve nazik örneklerini, en akılcı ve zeka dolu şekilde ortaya koyan merhum liderimiz Demirel, bugün hayatta olsaydı herhalde şöyle seslenirdi:

Liyakati bir kenara bırakıp sadakati temel değer kabul eden ve bu şekilde eğitimden üretime ve nihayetinde ekonomide ülkemizi dara sokan, ancak mesuliyet almayanlara “Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir.” derdi.

Hoşgörüsüzlükte zirve yapan, eleştiriye, nükteli bir karşıt söyleme dahi tahammül göstermeyen, karikatür sanatçılarını, gazetecileri hürriyetlerinden edenlere ise; “Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.” der, üstüne bir de tutar kolundan “Demokrasi Müzesi”ne sokar, “hoşgörü köşesi” diyebileceğim, kendi hakkında çizilmiş karikatürleri gösterirdi.

Kendinden önce memlekete çivi çakılmamış, sanki 16 sene önce çivi yazısı kullanılmış gibi davrananlara “barajlar kralı” ünvanını hatırlatmaya gerek duymadan Anadolu’nun dağına taşına saçtığı fabrikaları, tüten bacaları’ gösterirdi muhakkak.

Bugünkü hatalarını, yanlışlarını, aksaklıklarını geçmişin sayfalarında kaybolmuş meselelerle örtmeye çalışanlara; “Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.” diye seslenirdi.

Bugün aramızda olsa idi; cumhuriyeti, demokrasiyi, adaleti ve tüm bu değerlerin “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Büyük Türkiye” ideali için elzem olduğunu hatırlatır “Aksini diyenin alnını garışlarım” diye cevap verirdi.

“Bıraktığı demokrasi, kalkınma, adalet ve hizmet mücadelesine Allah ömür verdikçe kararlılıkla devam edeceğimize, söz veriyoruz”

Onun hayatı Cumhuriyet’in merhaleleri ile özdeştir. Cumhuriyetle doğdu, cumhuriyetten doğdu. Tıpkı kendisinin dediği gibi eşit fırsatlar sunan cumhuriyet sayesinde başbakan, cumhurbaşkanı ve bir millete “baba” oldu, şefkati ile tüm halkı kucakladı.

Doğum günü vesilesiyle bizlere bıraktığı “büyük” mirasın murisleri olarak, evlatları olarak Demirel'e Allah'tan rahmet diliyor, açtığı bu doğru yolda yürümenin onur ve gururu ile bıraktığı demokrasi, kalkınma, adalet ve hizmet mücadelesine Allah ömür verdikçe kararlılıkla devam edeceğimize, söz veriyoruz.”

Editör: TE Bilişim