Ümit Özdağ, 223 kurucudan oluşacak kadronun oluşturulduğunu, parti programının uzmanlar tarafından hazırlandığını belirtti.

Özdağ, yeni başlattıkları oluşumun adının Ayyıldız Hareketi olduğunu ilan ederek partinin adının ise farklı olduğunu ve logo çalışmalarının tamamlandığını ifade etti.

“Türkiye için korona virüs sonrası milli siyasete cevap verecek bir program hazırlıyoruz. Cumhuriyet’in kuruluş esaslarını 21. yüzyıla taşıyacak, Türkiye’nin önündeki meydan okumaları aşacak ve önünü açacak bir program hazırlığı içindeyiz.

Hem çiftçiye dokunan hem imalat sanayinin sorunlarını çözen hem de Türkiye’nin demokratik hukuk devleti emellerine dönmesi mücadelesi veren bir program hazırlıyoruz.

Bu program çerçevesinde İstanbul’da iki çalıştay yaptık. Bunlardan biri Suriyelilerin ülkeye dönüşü, bir diğeri ise AB ile tam üyelik dışında geliştirilebilecek yeni bir üyelik modeli çalıştayları.

Yeni çalıştaylar da olacak. Tüzük çalışması devam ediyor.

19 Mayıs’ta Ayyıldız Hareketi olarak Anıtkabir’de olacağız. Ancak partimizin adı Ayyıldız Partisi değil şu an mevcutta böyle bir parti var. Partimizin adı belli, logosu hazır, bunları da duyuracağız.”

İstanbul milletvekili Ümit Özdağ’ın açıklamalarının ana başlıkları şöyle:

Oldukça da ciddi bir mesafe kaydedecek 223 parti kurucusu olacak.

Neden 223?

2023'e cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılına atıfla oluşacak.

Şu anda partileşme sürecinde bir Ayyıldız Hareketi şeklinde çalışmalarımızı bütün Türkiye'de yürütüyoruz. 150'ye yakın arkadaşımız da geleceğe yönelik mutabık kaldık. Bu sayı her geçen gün biraz daha artıyor. Bir yandan da program çalışmalarımız devam ediyor ve biz hem dünya hem de Türkiye için, korona sonrası küresel, bölgesel ve milli siyasete cevap verecek bir program hazırlıyoruz.

Ciddi fikri temeli olan cumhuriyet'in kuruluş esaslarından hareket eden ama cumhuriyet'in kuruluş esaslarını 21.yüzyıla güçlü bir şekilde taşıyacak Türkiye'nin önündeki meydan okumaları aşabilecek ve Türkiye'nin önündeki fırsatları değerlendirebilecek bir program çalışması gerçekleştiriyoruz.

Bu tabii kapsamlı bir program olacak. Kısa bir dostlar alışverişte görsün programı değil. Entelektüel temelleri çok sağlam bir program ama hayatın içinden bir program.

Hem pazarı hem köyde çiftçiyi yakalayan ve ona değen, hem Türk re sektörünün imalat sanayinin tahrip edilen sorunlarını çözen, hem de Türkiye'nin tekrar demokratik hukuk devleti olması mücadelesini verirken, uluslararası planda da yeni Türk dış politikasının temellerini ortaya koyan bir çalışma gerçekleştiriyoruz.

Bu çalışmayı gerçekleştirirken çalıştaylarda yapıyoruz.

İstanbul'da 2 çalıştay gerçekleştirdik. Türkiye'nin önemli iki konusu ile ilgili birisi Suriyelilerin dönüşünü nasıl şekillendirici bir çalıştay oldu.

Diğeri Avrupa Birliği ile tam üyelik dışında bir ilişki modelinde geliştirmek yaptığımız bir başka çalış daydı.

Bayram sonrası yeni çalıştaylar planlanıyor onlar yürüyor.

Parti'nin tüzük çalışması gerçekleştirildi internet sitesinin kurulması için çalışmalar sürdürülüyor, değişik sosyal platformları oluşturuyoruz.

Bu arada tabii Türkiye'yi gezmek üzere ziyaretlerde bulunmak üzere planlamalarımızı da yaptık.

19 Mayıs'ta Ayyıldız Hareketi olarak İnşallah, Anıtkabir'de olacağız ve daha sonra Ayyıldız Hareketinin Ankara'da irtibat bürosunun açılışını gerçekleştirerek, çalışmalarımızı partileşme sürecinde yeni bir aşamaya taşıyacağız.

Yanlış anlaşılmasını istemem partimizin adı Ayyıldız Partisi değil esasen böyle bir parti var zaten Türkiye'de.

Bir başka ismi var logosu hazır ismi hazır onu da Parti'nin kuruluşu ile birlikte açıklayacağız daha önce açıklayacağız onun da çalışmaları yapıldı ve etkili bir şekilde çalışmalarımızı bundan sonraki süreçte de yaz aylarında Anadolu'da geçirmek üzere gerçekleştiriyoruz.

MİİLET İTTFİAKNIN HDP İLE YAKINLAŞMASI

Nedim Şener’in CHP’li Dursun Çiçek’in HDP ile ilgil yaptığı “İki bakanlık verilebilir” sorusuna Özdağ şöyle cevap verdi: “Her şeyden önce ben sarı muhalefeti çaresizlik içerisinde görüyorum. Yüzde 50'yi açmak için HDP'nin oyuna ihtiyacımız var. Bu bir siyasal zaaf, siyasal tükenmişlik ve siyasal teslimiyettir. Kime HDP'ye ve PKK'ya teslimiyettir. Neden aklınıza gelen ilk şey sarı muhalefet temsilcileri soruyorum, Erdoğan'ı seçimde yenmek için geçmişte AK Parti'ye oy veren seçmenden oy almak, onları ikna etmek Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy veren vatansever seçmenden oy almak onları ikna etmek gelmiyor da HDP’ye bakanlık vererek HDP’ye mahkum olmakta aklınıza ilk gelen şey oluyor.

Bu yaklaşım aslında sarı muhalefetin, Türkiye'yi yüzde 50 yüzde 50 diye ikiye böldüğünü, diğer yüzde 50 olarak gördüğü seçmene ulaşma imkânını olmadığına inandığı, onun için mücadele etmediği ve tek yol olarak HDP ile açık - kapalı mahçup veya mahçup olmadan ittifak düşünün.

Geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Görev yapmış bir CHP'li siyasetçi bile HDP’ye bakanlık vermeyi teklif ediyor. Ne için?

Seçimleri Erdoğan'a karşı kazanmak için.

Peki, bunu vatansever CHP seçmeli kabul edecek mi?

Vatansever İYİ Parti seçim ile kabul edecek mi?

Hiç zannetmiyorum ama hiç zannetmiyorum.

Oysa yapılması gereken şey ki biz çok net bir şekilde söylüyoruz.

Bu çizgimizin arkasında duracağız.

Ne Cumhur İttifakı ile ne de Millet İttifakı ile ne bir de bu ittifakların oluşturduğu cepheleşme ile bir işimiz olmayacak.

Biz ittifakı Türk milleti ile yapacağız.

Bu ittifakı yaparken de Türkiye için hayati konuda Türkiye'nin yanında olmayan ama Türkiye'nin düşmanlarının her zaman yanında ve Türkiye'nin karşısında olan en aşırı Türk düşmanı Ermeni Partisi kadar, Türkiye düşmanı en aşırı Türk düşmanı Yunan Partisi kadar Türkiye düşmanı olan HDP ile şu veya bu şekilde bir ilişki içerisinde olmayı doğru, ahlaki, milli siyasi bir süreç olarak kabul etmiyorum.

Türk milletinin, Cumhuriyet Halk Partisine ve İYİ Parti'ye oy veren seçmenin de çok büyük bir bölümünün böyle bir ilişki içerisinde olmayacağını düşünüyorum.

Böyle bir ilişkiyi onaylanmayacağını düşüyorum.

AK Parti HDP ile benzer bir ilişkiye girerse, AK Parti'nin vatansever MHP'nin vatansever seçmeni de böyle bir ilişki onaylamaz. Onun için kendi sorunlarıdır. Ama seviyorum her geçen gün Türkiye, Türk halkı bizlerin nasıl bir mücadele verdiğimizi ve neyin mücadelesini verdiğimizi daha yakından görüyor ve anlıyorlar bazı şeyler geçte olsa çalışıldığını görüyor. Önümüzdeki dönemde görmeye devam edeceğiz. Türk kamuoyu da bu gelişmeleri soğukkanlılıkla ve sağduyu ile izleyip değerlendirmesini yapacaktır diye düşünüyor.

ERKEN GENEL SEÇİM

Sokaklar bomboş. Yeni bir açılım yapılacak ama açılma ne kadar sürdürebilecek bunu bilmiyoruz. Özetle Ben bir erken genel seçim beklemiyorum ve 2023'e kadar Erdoğan'ın bu süreci değerlendirmeye çalışacağını bunun hamlelerini yapacağına inanıyorum.

Bu hamleler konusunda öngörülerimde var. Neler olabileceğine dair.

En azından bunun bir tanesi ekonominin uçağın burnunu çevrilecek bir ekonomik girişimde bulunmak şu anda çünkü uçağın burnu aşağı doğru hızla inmeye devam ediyor ve ekonomide durum o kadar kötü ki hani 2001 ekonomik krizini şöyle hatırlarız “Başbakanlığın önünde rahmetli Ecevit çıkarken bir kişi geldi, bir esnaf yazar kasayı Başbakanlığın önünde fırlattı”

O an 2001 ekonomik krizinin görsel anlatımıdır bu. Peki günümüzün görsel anlatımı ne olacak? Bundan 20 sene ne olacak sorabilir misiniz?

Toplu intiharlar ilk kez bu ülkede ekonomiden dolayı insanlar intihar ediyor. Kendisini yakıyor, bugün kimse gidip Saray'ın önünde yazar kasa fırlatmaz.

Çünkü beğenmenizde beğenmemenizde 2001 senesinde yazar kasanızı fırlatıp kucağınıza alıp Başbakanlığın önüne kadar gidip Başbakan ay 20 metre yaklaşıp yazar kasayı fırlatacağınız demokratik bir Türkiye vardı. Bugün bir esnaf yazar kasayı alıp saraya yürümeyi düşündüğü an kapısının önüne çıktığında gözaltına alırlar adamı.

SURİYELİLER

Türkiye bizim vatanımız. Burası tatil köyü değil evet geldik burada kaldık hadi biz başka yere gidiyoruz. Biz bu topraklarda yaşamak için bin seneden beri kan döküyoruz ve hala bu topraklarda Özgür bağımsız yaşamak için kan dökmeye devam ediyoruz.

Dün 2 tane şehidimiz var.

Toprağı kazdığın an altından 50 milyon Türk şehri çıkıyor. Suriye'de bir iç savaş belirli bölgelerde dar bölgelerde var. Ama Suriye'nin büyük bir bölümünde iç savaşı sona erdiği için Avrupa Birliği ülkeleri tek tek artık Suriyelilerin ülkelerine dönmesi için mülteci olarak kabul ettiklerini dahi çalışmalar başlattı.

Benim söylediklerim AK Parti'nin çıkarmış olduğu yasa ve sığınmacılarla ilgili tüzükle yüzde yüz uyum içinde.

Diyorum ki tüzük şöyle diyor “İç savaş bittiği gün sığınmacı statüsü sona erer”

Peki, iç savaşın bittiğine kim karar verecek? Hangi devlet o kakarı aldıysa iç savaşla ile ilgili “Burada iç savaşla kabul ettik” tamam iç savaş bitti geri dönüyorsunuz” o statülerini kaldıracaksınız.

Ama insanları trenlere yükleyip oraya göndermekten bahsetmiyoruz. yani süreci doğru şekillendireceğiz. Önce Şam'da görüşeceğiz. Şam’la görüşeceğiz, Esad'la görüşeceğiz. El sıkışacağız diyeceğiz ki “bu insanlar hangi Suriye'de hangi kasabadan geldiyse, hangi köyden geldiyse o köye o kasabayı o şehre dönecekler”

Türkiye İran ve Rusya'nın Astana'da Hasan Anlaşması çerçevesinde birlikte açıklamış oldukları ve Birleşmiş Milletlere verdikleri, Birleşmiş Milletlerin de yayınladığı bir anlaşmamız var.

Bu anlaşma çok net diyor ki “Hangi köyden kasabadan gelirlerse Suriyeliler oraya dönecekler” yani bunun uluslararası hukuki boyutu da hazırlanmış durumda.

SURİYELİ NUFUSU

Ajan örgütü PKK'nın tezgâhladığı şey olmadı. Şimdi başka bir şey devreye sokuldu. Bir ayrı ulus devlet çatısı altında, en milliyetçi Arap halkı olan Suriyelilerin bir bölümü Türkiye itildi ve Suriye adeta Türkiye'nin içine genişledi.

Lütfü Savaş Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı söylüyor 9 senesi 11 sene sonra ama 9 sene su kaldı Suriyelilerle diyor Türk vatandaşlarının oranı Hatay'da yüzde elli, yüzde elli olacak. Gaziantep'te resmi rakamlara bakıyorsunuz, 450 bin Suriyeli var, America yayınladı 700 bin. Gerçek rakamda 70o bin zaten.

Birleşmiş Milletler mülteciler komiserliği İstanbul için geçen sene rakamı 964 bin verdi, İçişleri Bakanlığı 550 bin verirken. Yani bu 3 milyon 600 bin de bir safsata. Gerçek rakam 5 milyonun üzerinde. Tamam insani gerekçelerle geldiler ama “ben gitmiyorum kalıyorum burada hayat daha güzel” burası Tatil Köy değil arkadaşlar.”

Editör: TE Bilişim