Hukuk ve ekonomi alanında yapılacağı söylenen reformlar için Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve ekonominin komuta kademesi bir süredir toplantılar yaptı. Son olarak iş dünyasıyla bir araya gelip görüşler alındı. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu 3 Aralık'ta toplanacak, Bakan A. Gül komisyon üyelerine reform önerilerini aktaracakmış. 

Sorunun mevzuat olmayıp zihniyet olduğunu vurgulayıp, eğer samimi iseler küçük dokunuşlarla dahi reform değil ama hiç değilse biraz iyileştirme yapabilirler. Bilelim ki, hukuki bir reform yerine hukuki iyi niyete muhtacız. Yargıda yerleşik grupların(İstanbul grubu vb), altını oyarak görevden aldırmaya çalıştıkları Bakanın bu durumun farkında ve iyiniyetli olduğunu biliyoruz da iyileştirme konusunda iktidarın iyi niyetinden pek emin değilim.  

Biz gene de iyi niyetimizle eski bir yargıç olarak naçizane düşüncelerimizi önerelim. 

Yasa yönünden; 

1-CMK 100/4.maddedeki 'iki' kelimesini 'beş' yapınız. Böylece özünde düşünce açıklaması eleştiriden ibaret olan ancak siyasallaşan yargıca, hakaret, halkı düşmanlığa sevk gibi nitelemelerle anında tutuklama kararları verilmesi önlenecektir. 

İdari yönden; 

2-a)HSK Başkanı sıfatıyla, bir kısım yargıç ve savcıların alenileşen açıkça tarafsızlığını yitirmiş olmaları nedeniyle 2802 s.yasanın 68 ve 69 maddelerine göre disiplin işlemi başlatınız. İşe anayasanın amir hükmü 153. maddesi gereği   yüksek mahkeme kararına uymayan Hâkim ve heyetlerden başlayabilirsiniz. Özellikle İstanbul'da yargıç-savcı olup da halen avukatlık ofislerini kapatmayanları derhal kürsüden uzaklaştırarak devam edebilirsiniz. Partili olduğu için mesleğe alınanların yetersizlik ve disiplinsizlik nedeniyle haklarında HSK da süren (450 civarında) soruşturmalarında da aynı işi yapabilirsiniz. 

b) Bu ülkede 15 yıl önce toplamda 12 bin Hâkim-Savcı ile yargı işinin daha iyi olduğu, şimdi ise 20 bini aşkın olmasına rağmen adaletsizlikten şikâyetin ayyuka çıktığı, yargı itibarının yerlerde süründüğü herkesin kabulünde olan bir gerçektir. Nedeni de siyasi kayırmacılıktan kaynaklı liyakatsizliktir. Hâkim adayı alımlarında; Siyasi, mezhebî veya indî sebepli kayırmacılıklar yerine liyakate dayalı tercihler yapınız. Unutmayınız ki siyasallaşan yargı iki ucu keskin bıçak olur ve herkesi doğrar. (Mülakatta elemelerin objektif olmasına dair hazırladığım sistemi talep ederseniz yollarım) 

Yargı bağımsızlığının tam ve kâmil manada sağlanmasına dair düşüncelerim anayasa değişikliğine muhtaç konular olup bu aşamada buna niyetiniz olsa bile gücünüzün yetmeyeceği için şimdilik saklı tutulmuştur. 

İşin aslı ekonomik krizden çıkışa medar olacak dış kaynak temini olduğu ve esasen reformun da bu amaçla dillendirildiği vakıadır. Ekonomist değilim, sadece fakültede okuduğum birer dönemlik mikro-makro iktisat dersleriyle, takip ettiğim kaynaklardan öğrendiklerime göre; 

Yabancı yatırımcılar için mülkiyet hakkının mutlak teminatı, yerliler için de şeffaf ve hesap verebilen bir ekonomi yönetimi önemlidir. Aksi halde herkeste güven kaybolur ve milli parası yerine dolara yönelen halka söz de söylenemez. Yerli milli olma iddianızda lafta kalır.   

Örneğin; Deli Dumrul misali şu meşhur geçiş olmasa da Hazine garantili KÖİ işlerinde Türkiye'den büyük hale gelen 5 müteahhide ödemeleri liraya çeviriniz. Kamu ihale ve harcamalarının tümünün şeffaf olması ve Sayıştay denetimine açınız. Öncesinde kâr ederken devredilince zarar eden işletmeleri topladığınız Varlık Fonunu da derhal sonlandırınız. Yoksa top çevirmekten öte anlamsız toplantılarla vakit kaybederiz. Umarım vakit kaybı kan kaybına dönüşmez.