Ağustosun Tarihçesi:

Ağustos ayı Türk Milleti açısından zaferler ayıdır. Malazgirt (1071), Otlukbeli (1473), Çaldıran (1514), Mercidabık (1516), Belgrad (1521), Mohaç (1526), Kıbrıs (1571), Sakarya (1921) ve Büyük Taarruz (1922), tamamı Ağustos ayında gerçekleşmişti.

Bunlardan 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 26 Ağustos Malazgirt Zaferi öne çıkmaktadır. 1071, alışılagelen ifadeyle Türklerin Anadolu’ya giriş tarihi değil, Anadolu’nun Türk vatanı kılındığı tarihtir. O bakımdan daha bir önem arz etmelidir.

Logonun Tarihçesi:

2007 yılında Muş üniversitesi kuruldu. Hakkınca da üniversiteye, “Muş Alparslan Üniversitesi” adı verildi ve logoya Alparslan figürü işlendi.  Sonra bilim adamı unvanlı birileri, güç zehirlenmesinin zirve yaptığı dönemden de istifadeyle Alparslan’ı sildiler. Muş’un lalesi meşhurdur diyerek laleyi Alparslan’a tercih ettiler. Sene 2009, gitti Alparslan geldi lale…

Bu hususu birkaç kez köşemde yazdım. En son 2020 yılında yayınlanan, “Cumhurbaşkanlığı Makamına Arzımdır” başlıklı yazım birçok gazete ve sitede de yer aldı. Hükümet kanadından konuyla ilgilenildiği haberine memnun oldum. Nitekim üniversite yönetimi konuya duyarlılık gösterip, logoyu değiştirmek üzere ödüllü bir yarışma düzenledi. Gelen 1129 logo arasından seçim yaptılar. Sene 2021, yeni logo şekildeki gibidir. Gitti lale, geldi kapı(!).

log

Yok Oluşun Tarihçesi:

Hep derim, “geçmişiyle kavgalıların payidar olmadıklarını tarih çok yazdı ve yazacak.” Türk tarihi, çok büyük komutanlara, kahramanlara ve devlet adamlarına şahittir. Ama akla ilk olarak, Hun denince Mete, Selçuklu denince Alparslan, Osmanlı denince Fatih, Türkiye denince Atatürk gelir…

Muş Belediye Başkanlarından(e), Sayın Necmettin Dede’nin şehrin en güzide noktasına yaptırdığı görkemli Alparslan heykelinden birilerinin rahatsızlığını anlayabiliriz de Üniversite mensuplarının Alparslan karın ağrısına ne demeli? Bu yaştan sonra Dede akademisyen olamayacağına göre yeni Dede’ler gerek…  

Nefsin Tarihçesi:

Aslında özelde Muşluların genelde Türk Milletinin bunu izzeti nefis olarak görmesi gerekir.  “Ahde Vefa İmandandır” hadisini bilirsiniz. Şimdi benim, doğduğum toprakların, suyunu içtiğim çeşmelerin, un öğüttüğüm değirmenlerin, tırpan çektiğim tarlaların, ilköğrenimi gördüğüm köyümün yanı başındaki Malazgirt’i unutmam mümkün mü? Hele, Alparslan gibi Türk ve dünya tarihinde derin izler bırakan bir komutanın, önemli bir devlet adamının üstünün çizilmesine hiç olmazsa buğz etmek gerekmez mi?

Yazmak, konuşmak çareyken, çaresizce buğz imanı tehlikeye sokar. Logoya bir kez daha baktım, amma-fakat ve lakin ben bu logoda; Alparslan’dan iz göremedim, Muş’tan esinti sezemedim, Anadolu nefesini alamadım, 1071 ruhunu bulamadım. Cahilliğimize(!) verin diyeceğim ama ironide olsa diyemem, kendimden, emeklerimden ar ederim. Ve nefsin hegemonyasından Hakk’a sığınırım.

Alparslan’ın Tarihçesi:

Alparslan; beyaz kefenin ve şehitliğin sembolüdür, imanın vücut bulmuş halidir, Türklüğün belleklerdeki adıdır, Anadolu’nun vatan kılınmasındaki mühürdür, bu coğrafyada yaşayan insanlardaki kardeşliğin harcıdır…

Sahi ne istiyorsunuz Alparslan’dan, Çağrı bey oğlu, Muhammed bin Davud Çağrı'dan? O, Alparslan ki Türk-İslam tarihinin dönüm noktası olarak görülen, bugünkü üniversitelerin temeli olan eğitim kurumu Nizamiye Mekteplerinin kurucusu… Bunu herkesten önce üniversite mensuplarının, ilim ve bilim adamlarının, jürinin bilmesi gerekmez mi?  16 yaşında olmasına rağmen, sadece Türkiye’de değil, dünyada logosu 3 kez değiştirilen başka bir üniversite var mı?  Gereğinin yapılması bekleniyor, beklenecek.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun, “öz ağlamazsa göz ağlamaz” mesajını alanlara