Ülkemizde 1946'dan bu yana, düzinelerce seçim yaşadık. 
*
Bütün seçimlerde, açık oy, gizli tasnif saçmalığından tut, sandıkların kaçırılması, sandıktaki oyların değiştirilmesi, açıktan oy kullanıp bütün oyların bir partiye verilmesi, sandık kurulunun aynı partiden olması durumunda, aynı kişilere birden fazla oy kullandırılması, muhalif oyların geçersiz sayılması, listelere kasıtlı olarak farklı geçilmesi, listelerin bilgisayarlara farklı veya eksik yazılması gibi hileleri gördük. 
*
Bütün parti taraftarları ve yetkilileri bildikleri bu yöntemlerle mücadele etmek için büyük mücadeleler verdiler. Bugüne kadar, bütün bunlardan bir kısmı her seçimde oldu, ama seçimlerin hepsi, kabul edilebilir bir kanaatle sonuçlandı.
*
Bugünse, bu referandumda millet, bildiği bu yolsuzluk ve usulsüzlüklere odaklanmışken,15 yıldır aralıksız iktidarda bulunan AKP, bütün devlet kurumlarını haksızca ele geçirmenin verdiği motivasyonla, pervasızlıkta zirveye çıkmıştır. AKP'nin YSK'sı, seçimi kaybettiğini gören AKP'den aldığı talimatla, seçim yasasını uygulamayarak, bütün mühürsüz oyları geçerli saydırıp şeytanın bile aklına gelmeyen feci bir yolsuzluğa imza atmıştır. 
*
AKP'nin bunu yapmasının iki nedeni olabilir: Ya seçmeninin eğitimsizliğini göz önüne alarak mühürsüz oyların çoğunun "evet" olduğunu düşünmesi,seçmenine güvenmemesi ya da sandıklara hariçten mühürsüz pusula sokmuş olmasıdır.
*
Bu uygulamanın sebebi ne olursa olsun, mühürsüz oylar "evet" olsun, "hayır" olsun, fark etmez. Seçim kanunumuzun 98. maddesi açıktır, "Mühürsüz zarflardaki oylar geçersizdir." diyor; 101. maddesi açıktır, "Mühürsüz pusulalar geçersizdir" diyor. Bunun yoruma açık hiç bir yanı yoktur. Bu maddelerde YSK'nın yorum yapma hakkı kapalıdır ve görevi yorum yapmak değil kanunu uygulamaktır. 
*
Eğer seçim kanunun ilgili maddeleri uygulanmazsa, bu referandum geçersizdir ve kimse milletin bu sonucu kabullenmesini beklememelidir, kabul etmeyecektir.