AKP’nin olağanüstü itiraz gerekçesinde “tam kanunsuzluk” saydığı iddiaların tümü yasaya uygunluk içeren hallerdir.

1- İstanbul’daki 31 bin sandıktan 13 bininde kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanlarının olması hali; 298 s. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 23/7 maddesine göre, sandık kurulları için yeterli sayıda kamu görevlisi bulunmazsa, İlçe Seçim Kurulu başkanı Hakim, “o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimseleri” görevlendirir.
Yani bu bırakın tam kanunsuzluğu yarım, çeyrek  kanunsuzluk bile değil, tersine yasaya tamamen uygun bir haldir!  Reddedilecektir.

YSK daha geçen hafta; Bursa’da bazı sandık kurullarında başkan ve üye olarak sivillerin görevlendirilmesini “tam kanunsuzluk” sayan İYİ Partinin itirazına 3469 nolu kararıyla; “Sandık Kurullarının teşkiline dair itirazlar 2 Mart tarihinde kesin olarak karara bağlanmış olması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine…” dedi! Kaldı ki YSK’nın bu tür itirazlara öteden beri verdiği böyle birçok kararı da var. Sandık kurullarının teşkili gerekçesiyle seçimlerin iptal edilmeyeceği müstakar yani “yerleşik içtihat”tır.

2- İstanbul’da “kısıtlı, hükümlü ve ölü” seçmenlerin oy kullandığı, bunun üç yüz binden fazla olduğu iddiası da soyuttur. Hükümlülük veya akıl hastalığı gibi sebeplerle “kesinleşmiş mahkeme kararı ile kısıtlanmış” olanlar hakkında YSK’nun süregelen içtihat niteliğinde kararları var. Örneğin 1133 nolu kararında özetle: “Kasten işlenmiş bir suçtan hükümlü ve kısıtlı olanlar sadece ceza evinde bulundukları sırada oy kullanamazlar, tahliye edilmişlerse oy kullanırlar'' der. TCK 53. md. ye göre hukuki kısıtlılık ''hapis hali sona erinceye dek''dir. Yani kişi oy verme günü dışarıda ise Adalet Bakanlığı’nın adli sicil kayıtlarında “hükümlü ve kısıtlı” gözükseler de, 31 Mart’a kadar tahliye edilmişlerse, seçmen kütüğünde yazılı oldukları yerde pekala oy kullanırlar.

-Medeni haklar bakımında da sadece bir akıl hastalığı sebebiyle mahkeme kararıyla kısıtlanıp kendisine “vasî”atanmış olanlar oy kullanamaz. İstanbul’da 17 bin engelli seçmenden sadece 3’ü bu anlamda mahkeme kararıyla “kısıtlı”dır ve kendilerine “vasî” tayin edilmiştir. Yani hepi topu 3 oydur sonuca etkisizlikten reddedilir.

-Ölülerin oy kullandığına ilişkin hiç bir belge ya da delil yoktur. Soyut iddiayı incelemeye bile almaz.

Ayrıca YSK’nun yine yerleşik içtihadına göre, bu tür itirazların da seçmen kütükleri askıya çıktığında yapılması gerekir. 3119 nolu karar tereddüde meydan vermeyecek açıklıkta ..kütükler kesinleştikten sonra “tam kanunsuzluk” iddiasıyla itiraz yapılamaz'' der.

Ezcümle ya da hulasaten iddialar soyut, delil yok ve en önemlisi hiç biri olağanüstü itiraza konu olamayacak hallerdir, reddi gerekir ve reddedilecektir.