CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhuriyet’in gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.  

Kahramanmaraş depreminden kentsel dönüşüme, yüksek enflasyondan ekonomiye, genel seçimlerden Altılı Masa'nın Cumhurbaşkanı adayına, seçim güvenliğinden depremzedelerin nasıl oy kullanacağına kadar pek soruya açıklık getiren Öztrak, partisinin adayını da açıkladı.

İşte Öztrak'ın siyaset gündemini ısıtacak açıklamaları...

Depremin ardından kısa çalışma ödeneği, işsiz kalanlara yönelik yardımlar açıklandı. Nasıl karşılıyorsunuz? 

Kısa çalışma ödeneğini koşullu getirdiler. Biz ‘Yararlanmak için bu koşulları bir kereye mahsus kaldırın’ dedik, yapmadılar. Prim ödemesine, hizmet süresine bakacaklar ve ona göre yararlandıracaklar. ‘İşsiz kalanlara Fon’dan ödenecek para en az asgari ücret kadar olmalı’ dedik. Onlar, günlük 133 TL bağlayacaklar. Yani asgari ücretin yarısı kadar. ‘Hiçbir koşul aramadan ölüm aylığı bağlayın’ dedik. ‘İstihdamı korumak için işverene karşılıksız hibe verin’ dedik. Bunun yerine 6 ay borçları ertelemekle yetindiler, Kredi Garanti Fonu’ndan da sınırlı imkânlar sağladılar. ‘Borcu silin’ diyoruz, erteliyorlar. Hayat durmuş ama her şeyini kaybeden depremzedelere ‘Sen bu parayı ödeyeceksin’ diyorlar. Hükümetin getirdiği düzenleme; bizim önerilerimizin gerisinde kaldı.

TÜRKİYE İKİ KRİZLE BOĞUŞUYOR: DEVLETTE YÖNETİM KRİZİ VE EKONOMİK KRİZ

Deprem bölgesindeki yaraların sarılmasıyla birlikte riskli kentlerin güvenli hale getirilmesi için de finansmana ihtiyaç olacak, bu kaynak nasıl bulunacak?

Doğru politikalarla kaynak bulunur. Bunun için ülkede doğru düzgün bir yönetim olmalı. Türkiye’de boğuştuğumuz iki önemli kriz var. İlki devlette yönetim krizi. Depreme müdahale sırasında neler yaşandığını gördük. Hala çadır ulaşmayan yerler var. İkincisi ekonomik kriz. Bu iki kriz birleşince de buhrana dönüşüyor. Deprem, maliyetleri itibariyle, zaten kırılgan olan ekonomiyi daha da kırılgan hale getirdi. Enflasyon yıl sonunda en iyi tahminle, 10 puana yakın daha yüksek olacak. Bölge, hayvancılık ve tarım bakımdan da çok önemli. 

O halde zaten yüksek olan gıda fiyatları daha da mı artacak? 

Gıda fiyatlarımız zaten dünyadan kopmuştu. Depremin etkisiyle gıda fiyatlarının daha da yukarılara gitme riski var. Deprem, hayat pahalılığını daha da artıracak. 

Kurda artış bekliyor musunuz?

Döviz piyasasında oyuncu yok. Yabancılar tamamen çekildi. Yerliler de emir kulu haline getirildi. İlan edilmemiş bir sabit kur sistemi uygulanıyor. Hükümet dövizi Merkez Bankası’nın arka kapısından kamu bankalarına veriyor. Kamu bankaları ‘Kur yükselmesin’ diyerek, dövizi satıyor. Zaman zaman Rusya gibi yabancı güçler de, doğal gaz bedellerini öteleyerek, yardım ediyor. 

Nereye kadar böyle devam eder?

Bu tür yapılar birden bire çöker. Bunun ne zaman olacağını tahmin edemezsiniz. Çünkü ortada sürdürülebilir bir denge yok. ‘Döviz kuru şöyle olacak’ gibi bir tahmin yapmak çok zor. Hükümetin niyeti seçime kadar kurları buralarda tutmak. Ama nefesleri buna yetecek mi göreceğiz. 

‘TÜRKİYE'NİN 5 YILLIK KENTSEL DÖNÜŞÜM SEFERBERLİĞİNE İHTİYACI VAR’

Millet İttifakı iktidar olursa, acil önlem alınması gereken kentlerde yaşayanlar, depreme karşı ne zaman kendilerini güvende hissedecek?

Biz CHP olarak, Türkiye’nin en az 5 yıllık kentsel dönüşüm seferberliğine ihtiyacı olduğunu, 2020’de ifade etmiştik. Yine Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde en ayrıntılı bölümlerden birisi, afet yönetimidir. İlk 5 yılda bunu halletmeliyiz. Tabi gerçekçi de olmak gerek. ‘Tüm binaları bir yıl içinde yapacağım’ gibi daha önce de birçok vaatler verdiler, ama hiçbiri tutulmadı. Bu pozisyona da düşmemek lazım. 5 yıldaki en önemli projelerimizden biri kentleri güvenli hale getirmek olacak. 

Erdoğan bir yıl istedi. Bu seçmeni etkilemez mi?

Kimse buna inanmaz. Bu, milletimizin ferasetini küçümsemek olur. Hala bölgede artçı sarsıntılar devam ediyor. Çok geniş bir alanda, zemin etüdü yapılması gerekiyor. Yine kaldırılması gereken çok büyük bir hafriyat var.  Bunlara bağlı ciddi çevre sorunları yaşayabiliriz. Acele gidenin ecele gittiğini yaşayarak gördük. Bu nedenle yapılacaklar, aceleyle seçime endeksli değil; planlı programlı yapılmalı. 

İçişleri Bakanı Soylu, CHP’li belediyelerin kentsel dönüşüme karşı çıktığını söylüyor, ne dersiniz?
CHP olarak vatandaşı mağdur etmeyecek bir kentsel dönüşüm seferberliğini hep savunduk. Karşı çıktığımız yandaş cebini doldurmak için yapılan, ‘rantsal dönüşümlerdir.’ Türkiye’de, vatandaşı mağdur etmeyecek; bir kentsel dönüşüm kurumsal çerçevesini hızla hayata geçireceğiz. Ortak Politikalar Mutabakat Metninde ifade ettiğimiz gibi deprem ve doğal afet riskinin yüksek olduğu tüm kentlerde güçlendirme ve yeniden inşa projelerini yapacağız. 

Kılıçdaroğlu ‘Çuvaldızı kendimize batırmalıyız’ dedi. Bu söylem, Hatay Belediye Başkanı’nın kenti üç dönemdir yönettiğini akıllara getirdi. Nasıl batıracak CHP çuvaldızı kendine?

tamamına baktığınızda, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı değiştirmenin ötesinde Türkiye’de yapılması gereken bir zihniyet değişikliğini kastediyor. Rant değil, millet demeyi; zulüm değil, bilim demeyi; sadakat yerine liyakat demeyi kastediyor. Saray rejiminin bu sakat zihniyeti nedeniyle, depremde 40 binden fazla vatandaşımızı yitirdik. Normal bir ülkede 20 yıldır Hükümette olup bu korkunç yıkıma sebep olanlar, koltuklarında bir saniye dahi oturamaz. 

Ortada bir sürü beceriksizlik var ama istifa eden tek kişi yok. Binlerce bina göçtü ama saraydaki altın varaklı koltuklar ve onun üzerinde oturan sahiplerini bu depremler hiç kıpırdatmıyor. Önce ‘kader planı’ diyor. Ardından ‘Not alıyoruz’ diye milleti tehdit ediyor. Küfür ediyor. En sonunda ‘Kentsel dönüşümü yapın, yeni bedeller ödettirmeyin’ diye vatandaşı suçluyor. Vatandaşın bir suçu yok ki. Kentsel dönüşümün en etkili biçimde gerçekleşmesine dair, gerekli tedbirleri almayan, afetle etkili mücadele plan ve protokollerini yapamayan, enkazın başına arama kurtarma ekiplerini, iş makinalarını ve operatörleri aynı anda gönderemeyen sensin. Vatandaşların enkazın altında yardım edin diye bağıra bağıra ölmesine sebep olan da sensin. Bu işlerde kimin, hangi kuruluşun vebali varsa bu ortaya çıkmalı ve bunun bedeli de sorumluları tarafından ödenmelidir. 

Kendi belediyeleriniz için bir araştırma yapacak mısınız?

Belediyelerimizi zaten sürekli yakından takip ediyoruz. 

Peki, zihniyet değişikliği nasıl gerçekleşecek?

Dükkân sahibi dükkânını genişletmek için kolon kesmeyecek. Vatandaş imar affı çıkarana oy vermeyecek. Siyasetçi, müteahhit ve ranttan güç devşirmeye kalkan yönetim biçimlerinin peşine takılmayacak. En önde milletini, ülkesini tutacak ve rekabeti hizmet üzerinden yapacak. Böyle bir zihniyet değişikliği gerçekleşmezse, başka bir deprem olur, yine aynı acıları yaşarız. Ders, öğrenilene kadar devam eder. Biz Millet İttifakı olarak önümüzdeki ilk sandıkta sadece iktidarı değiştirmeye değil, bu rejimi ve arkasındaki sakat zihniyeti de değiştirmeye talibiz.

Depremden önce barınma sorunu vardı şu an daha da arttı, ne yapılmalı?

Bu hükümet depremden önce, ‘faiz sebep, enflasyon netice’ diyerek; konut fiyatlarını, kiraları zaten patlattı. Büyük bir barınma krizine yol açtı. Deprem ise bu sorunu daha da ağırlaştırdı. Deprem, ülkemizde ‘konutların güvenliği’ ve ‘güven içinde barınma’ krizini de görünür kıldı.

Biz kısa vadede, ‘Yabancıya konut satışından 5 yıllığına vazgeçin, bu işi durdurun’ dedik. Bu, ülkenin konut arzının toparlanmasına imkân verir. İnsanlarımız, başını sokacak bir ev için şu an her türlü bedeli ödemeye hazır. Çünkü ortada ev yok. Uzun vadede ise şehirlerimizi ve oturduğumuz evleri depreme dayanıklı hale getirecek projelere devlet olarak ciddi kaynak ayırmak zorundayız. Deprem olduğunda ‘sokağa çıkmayın, evinizde kalın’ dedirtecek güvenli konutları yapmak zorundayız. Barınma krizini ortadan kaldırmadığınız sürece, sorunu çözemezsiniz. Bunların nedeni mevcut hükümetin hatalı tercihleridir. 

Siz de bunları not ediyor musunuz?

Biz yapılan yanlışları, suiistimalleri ve bunlar sonucunda ortaya çıkan tabloyu tabii ki takip ederiz. Ama demokrasilerde not etme makamı bellidir. Notu verecek olan, milli iradenin sahibi millettir. Milletimiz kendine bedel ödetenlerin notunu da tasdiknamesini de sandıkta verecektir. Millet İttifakı olarak bizim planlarımız, programlarımız hazır. Deprem, yapacaklarımıza yenilerini de ilave etti. Acımız çok büyük. Vatandaşlarımızı yitirdik. Kaybettiğimiz canları geri getirmemiz tabii ki mümkün değil. Ama milletimiz emin olsun; depremde yitirdiği evleri, araçları, enkaz altında kalan alyanslarına kadar bütün kayıplarını telafi edeceğiz. 

Henüz gündemde olmayan ama ilerisi için öngördüğünüz yakıcı sorunlar var mı?

Deprem, Türkiye’nin demografik yapısının bozulmaması gereken bir bölgesinde yaşandı. Buralardaki nüfus hareketleri önümüzdeki dönemde ciddi sıkıntılara yol açabilir. Biz bunları önlemek için, 11 ilde ve onların çeperlerinde bulunan diğer illerle birlikte, yeni bir sinerji yaratacak bütüncül bir bölgesel kalkınma planını hızla yapıp, uygulamaya koyacağız.  

Sözünü ettiğiniz plan ne kadar zamanda yapılmalı?

Mümkün olan en kısa zamanda bölgeyi toparlayacağız. Kırsal kesimde çalışanların yerlerinde kalmalarından başlayarak, fabrikalarda çalışanların geri dönmelerine kadar bir dizi tedbir hızla alacağız. Deprem bölgesinde Organize Sanayi Bölgeleri çok fazla hasar görmedi. Ama onlara girdi ve ara malı sağlayan sanayi siteleri yıkıldı. Çalışanların evleri yıkıldı. Bölgede fabrikaların yeniden çalışmasını, çalışanların bölgeden göç etmemesini temin edecek destekleri öncelikle vereceğiz. Ardından 11 şehrimizi ve çevresindeki illeri de içine alan ve bölgede tarım, sanayi, hizmetleri ve her türlü faaliyeti canlandıracak büyük bir Bölgesel Kalkınma Planını devreye sokacağız. 

‘SINIRLARIMIZDAKİ TERÖR RİSKİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ’

Bölgede terör riski görüyor musunuz?

Bölge, her türlü risk bakımından dikkatle takip edilmeli. Çok kritik bir coğrafya. Maalesef sınırlarımız da perfore hale gelmiş vaziyette. Sınırlarımızın yanı başında ciddi terör örgütlerinin olduğunu tüm dünya biliyor. Bu risk göz ardı edilmemeli. 

Afet bölgesinde insanlar nasıl oy kullanacak, güvenlik nasıl sağlanacak?

Millet İttifakı seçim güvenliğini temin için birlikte çalışıyor. Bu önemli bir güç. Burada yapılacak hiçbir istismara izin vermeyiz.

Ayrı bir çalışma yapmaya ihtiyaç var mı?

Bu konular üzerinde arkadaşlarımız çalışıyor. 

Seçim ertelenir mi, bunun için YSK kullanılır mı?

Seçimin ne zaman yapılacağı anayasa ile belirlenmiş. Erkene alabilirsiniz ama savaş yoksa ileriye atmak olmaz. Anayasal olarak seçimin yapılması gereken tarih belli, en geç 18 Haziran. Öncesindeki her tarih milletin faydasına olur. Çünkü bu ülkenin bir an önce bu yükten kurtulması lazım. YSK’nın görevi seçimin zamanında, güven içinde yapılmasını sağlamaktır. Bunun ötesindeki tartışmalar abesle iştigaldir.

2 Mart toplantısı sonrası aday ismi duyar mıyız?

Aday isminin ne zaman açıklanacağına ve yöntemine Millet İttifakın liderleri karar verecektir. Liderlerin uygun gördüğü zamanda ve biçimde aday açıklanacaktır. 

İYİ Parti tarafı geç kalındığını ifade ediyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener aday konusunda ‘aynı yerde’ olduklarını yineledi. Bunlar süreci olumsuz etkiliyor mu?

Liderler sahayı gayet iyi takip ediyorlar. Kafalarında bir plan var. Bugüne kadar süreci bu plana göre götürdüler. Cumhur İttifakı’nın ‘Bittiler, dağılıyorlar’ dedikleri her noktada, Millet İttifakı kararlıkla belirledikleri programı büyük bir disiplin içinde uyguladı. Bu süreç böyle devam edecektir. Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacaktır.

Bir plan dâhilinde ilerliyorsa neden ittifak üyesi parti kurmayları geç kalındığını ifade ediyor?

İttifak açısından süreç planlandığı gibi yürüyor. 

Akşener’in 2 Mart toplantısına kısa süre kala CHP’ye yönelik yaptığı açıklamalar dikkat çekti. Bu açıklamaların ittifaka kamuoyu nezdinde zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
Millet İttifakı liderlerinin söylediklerini, ittifakı oluşturan parti sözcülerinin yorumlaması gibi bir usulümüz yok.

Saraçhane’deki miting günü Kemal Bey’in yanında siz de vardınız. Akşener’in söz ettiği gibi telefonla Saraçhane’ye bağlanılabilir miydi?

Telefonla bağlanmak yerine, Almanya’dan hızla Türkiye’ye dönülmesi uygun görüldü. Karar günü akşam saatlerinde Saraçhane’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın makamında birlikteydik. Ertesi gün de Saraçhane Meydanı’nda Millet İttifakı liderlerinin katıldığı çok büyük bir mitingle İttifakımızın tepkisini güçlü bir şekilde gösterdik. 

Birden fazla aday çıkma ihtimali var mı?

Millet İttifakı liderleri, ‘ortak aday’ tercihlerini sürekli ifade ettiler. 

Anket yaptırıyor musunuz, sonuçlar ne gösteriyor?

Ülkede yapılan tüm anketleri toparlayıp onlar üzerinden belli istatistiki metotları kullanarak duruma bakıyoruz. Ama deprem sonrasında güvenilir bir anket sonucunu henüz görmedik. Buna karşın anketler, mevcut Hükümetin milletimizin gözünden de, gönlünden de düştüğünü gösteriyor.

MİLLET İTTİFAKININ ADAYI 13. CUMHURBAŞKANI OLACAKTIR

Kimin adı önde?

Millet İttifakı’nın adayının Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı olacağı, anketlerde açık seçik görünüyor.

Kim olduğunun bir önemi yok mu?

Millet İttifakı, çıkaracağı adayın arkasında tabii ki duracaktır. Aday belirlendikten sonra İttifak partileri adaya da, uygulanacak programa da, birbirlerine de kefil olacaklardır. Milletimize bundan daha güçlü bir taahhüt olamaz.

‘PARTİMİZ GENEL BAŞKANIMIZA TAM YETKİ VERDİ’

Partinin Kemal beyin adaylığında netleştiği kulislere yansıdı. Partinin yetkili kurullarının iradesi altılı masada nasıl ortaya konacak, Kemal bey 'adayım' diyecek mi?

Parti Meclisimiz, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda, bundan sonra yürütülecek tüm süreçlerde, genel Başkanımıza oy birliğiyle tam yetki verdi. Böylece partimiz genel başkanımızla birlikte olduğunu bir kez daha vurguladı.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda CHP’nin geri adım atma ihtimali var mı?

Cumhuriyet Halk Partililerin gönlündeki aday genel başkanımızdır. Ama daha önce söylediğim gibi adayı belirleme yetkisi Millet İttifakı liderlerindedir. 

Kemal Kılıçdaroğlu ile yurt dışı gezilerine katıldınız. Neden gittiniz, geziler amacına ulaştı mı?

Amacımız, orta gelir tuzağından çıkabilmek, dijital dönüşümü gerçekleştirebilmek, Endüstri 4.0 sürecine geçebilmek için dünya ve bizim yurt dışındaki bilim insanlarımız neler yapıyor, bunları görmekti. Yine bu çerçevede ziyaretlerimiz, yurt dışındaki bilim insanlarımızla yapacağımız, Türkiye’yi gelişmiş ülkeler ligine çıkaracak siyaset üstü koalisyonun alt yapısını gerçekleştirmeye dönüktü. Seyahatlerimizin, yapacaklarımızı dünyaya ve bilim insanlarına anlatmak bakımından da faydalı olduğunu düşünüyorum.

‘Gelişmekte olan ülke’ tanımından ne zaman kurtulacağız?

Mutabakat metninde uygulayacağımız ekonomik, sosyal, politik, hukuki tüm önlemleri ayrıntılarıyla yazdık. Ayrıca, gerçekleştireceğimiz zihniyet değişiminin tanımını da yaptık. 

AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye, dünyanın 20 büyük ekonomisinden biriydi. Şimdi ilk 20’den düşme sınırına geldi. Önce uygulayacağımız politikalarla, zihniyet değişikliğini gerçekleştirerek toparlanacağız. Önce feraha çıkacağız, sonra refaha kavuşacağız. 

‘Yaşar Okuyan ile partimizin ilişiği kesildi’ dendi. Nasıl bir süreç oldu?

Sayın Okuyan’ın açıklamaları Millet İttifakı içinde olumlu karşılanmadı, sıkıntılara yol açtı. Bu nedenle Genel Başkanımız istifasını istedi. Kendisi de istifa etti.

FAİK ÖZTRAK KİMDİR?

1954’te Ankara’da doğdu. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. DPT’de uzman, Yıllık Programlar ve Finansman Dairesi Başkanı, İktisadi Planlama Başkanvekili, İktisadi Planlama Genel Müdürü ve Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptı. BDDK Başkan Yardımcılığı ve Hazine Müsteşarlığı görevlerinde bulundu. 23, 24, 25 ve 26. dönemde Tekirdağ milletvekili seçildi. Ekonomi politikaları ve işveren örgütlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı olan Öztrak parti sözcülüğü görevini yürütüyor. 

Editör: Yadigar Hanım