Türkiye şuanda dünya genelinde en çok radyasyon alan ülkeler arasında 3.sırada olduğu biliniyor. pchocasi.com.tr’den Taner Aydos’un haberine göre; Bu durumun farkında olan Doçent Doktor Elif İnce ve ekibi uzun süredir geliştirmeye çalıştıkları ve patentini almak için uğraştıkları radyasyon yaymayan tomografi cihazını geliştirdiklerini duyurdular. Geçtiğimiz ay görev yaptığı üniversite tarafından da basın açıklaması yapılırken, böylesine güzel bir gelişmenin sosyal medyada yayılmamış olması bizi de rahatsız etti. ALTIN MADALYA ÖDÜLÜ ALDI Doç. Dr. Elif İnce ve ekibi tarafından geliştirilen “Alt Üriner Sistem Elektrik Empedans Tomografi” cihazı mesane görüntülenmesi gibi durumlarda bebekler, hamileler ve çocuklar için radyasyon almadan görüntüleme yapabiliyor. Üstelik bu cihaz ile birlikte harcanan paradan da ülke olarak %80 oranında tasarruf edilebiliyor. Bu başarı tabii ki Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından da es geçilmedi. Elif İnce’ye düzenlenen uluslararası yarışmada birinci olarak altın madalya takdim edildi. TÜRKİYE DÜNYADA EN ÇOK RADYASYON ALAN 3. ÜLKE Ne kadar acı bir durum aslında değil mi? Bir dönüp bakın, özellikle büyük şehirlerde hastaneler tıklım tıklım ve insanlar sürekli hasta. Bu durumda hastalıkların arkası kesilmediği için, sürekli de film, tomografi ve benzer görüntüleme sistemler mecburi olarak kullanılıyor. Doç. Dr. Elif İnce’de bu durumun farkında olduğu gibi şu açıklamaları yaptı; “Türkiye şuanda dünya çapında PET ve Tomografi ile en çok görüntülenen 3. ülke konumunda. Bu da doğal olarak en çok radyasyon alan ülkeler konumuna bizi yerleştiriyor. Elektrik empedans tomografide hiç radyasyon olmadan, insan vücuduna girmeden, sadece elektrik sinyallerini kullanarak 3 boyutlu görüntleme yapan bir cihaz. Özellikle çocuklarda, hamilelerde ve bebeklerde rahatlıkla kullanabiliyoruz. Bu cihazın avantajı kullanılarak, radyasyondan uzaklaşmamız da sağlanabilecek.” “BU CİHAZ MESANE İÇİN GELİŞTİRİLDİ” Şuan için geliştirilen bu tomografi cihazı sadece mesane bölgesinin görüntülenmesinde kullanılıyor. İlerleyen dönemlerde de akciğer organı için çalışmalar yapılacak. Zira yurt dışında akciğer için geliştirilen çalışmalar var. İlk defa ise mesane için bir cihaz geliştirilmiş oldu. Özellikle çocuklar Tomografi ve PET cihazlarında durmak istemedikleri gibi, kapalı alandan korkuyorlar ve çıkmak istiyorlar. Bu cihaz ise basit bir düzenek yardımı ile vücutlarına dışarıdan elektrik sinyalleri iletiyor ve görüntülerini çekiyor. Açıkçası hocamızı ve ekibini tebrik ediyoruz. Bu şekilde ülkemizde hem yazılım hem de donanım alanında büyük işler yapabilecek insanlar var. Yeter ki önleri açılsın. Biz de bir girişimci olarak hocamızı yakından anlıyor ve karşılaştıkları zorlukları tahmin edebiliyoruz. “TEHDİT EDİLEBİLİYOR, ÖNÜNÜZ KESİLEBİLİYOR” Önemli girişim projelerinde dikkatleri üzerinize çekebilmeniz mümkün. PCH olarak biz de geçen sene yerli yazılımımız ile elle kontrol edilebilen drone yapmıştık. Sonrasında düşünce kontrolüne geçmiş ve projeyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştık. Bazen istediğiniz şeyler yerinde gitmiyor. Tehdit ediliyorsunuz, zorda kalıyorsunuz, projeniz için bir yol arıyor ve bulamadığınızda duraklama dönemlerine girebiliyorsunuz veya önünüzü kesmeye çalışıyorlar. Biz de ne yazık ki geçen sene hepsini yaşadık. Ne diyeyim, biz yılmadık devam ediyoruz girişimciliğin en ağır dönemlerini atlatarak. Herkesin hakkında hayırlısı olsun. Umarız hocamız da çok daha iyi girişimlere ve projelere imza atarak ülkemizi temsil etmeye devam ederler.