19 Mayıs 1919 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun’a çıkması ile başlattığı Milli Mücadele, 26 Ağustos 1922 - 9 Eylül 1922 tarihleri arasında Türk ordusunun İzmir’e girmesi ve 18 Eylül 1922’de Yunan ordusunun Anadolu’yu tamamen terk etmesiyle sona ermiştir. Osmanlı Hanedanlığının son padişahı olan Vahdettin tarafından kabul edilen ve Sevr olarak bilinen antlaşma metni böylece yırtılıp atılmış, o güne kadar her alanda hor görülmüş, aşağılanmış Türk Milleti kendi özgürlüğüne kavuşmuştur. “HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” ilkesi ile yola çıkarak ,Türk Ulusunun hak ettiği çağdaş Dünya devletleri arasında yerini alması için ilk olarak 29 Ekim 1923 günü CUMHURİYETİN İLANI ile idareyi ve özgür iradeyi Türk Halkına emanet eden Mustafa Kemal Atatürk daha sonra yapmış olduğu büyük devrimlerle bu Yüce Türk Milletini hak ettiği seviyeye taşımıştır. Kurduğu CUMHURİYETİ ilelebet muhafaza ve müdafaa etmesi için de Türk gençliğine emanet etmiştir. 10 Kasım 1938 tarihinde hayata veda edene kadar ki 57 yıllık ömründe Atatürk; 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap, 1 ülke ve milyonlarca özgür insan bırakarak ebedi hayata intikal etmiştir. Vefatından sonraki yıllarda bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde belittiği tüm gerçekleri ne yazık ki yaşamaya başladı. Yukarıdaki bilgiler doğrultusunda geldiğimiz son nokta, ecdadımızın kanı dökülerek kurulmuş bu topraklar yeniden o zaman ki adıyla Sevr Antlaşması şimdiki adıyla BOP (Büyük Ortadoğu projesi) süreciyle yeniden işgale başlamıştır. 20 yıllık süre içerisinde Ülkemizin tüm değerli limanları ve fabrikaları satılmış, ordu ve emniyet güçleri içerisine tehlikeli cemaatlerin en az kendileri kadar tehlikeli elemanları yerleştirilmiş, ordusu düzenlenen kumpaslarla zayıflatılmış ve Türk Milleti hareket edemez duruma getirilmiştir. PKK ve FETÖ terör örgütü gibi oluşumların yanında, ciddi sorun haline gelen cemaatler, dergahlar, sözde din kisvesi altında ülkeyi bölmeyi amaç edinmiş durumdadır. Bunlarla birlikte, büyük göç projeleri ve ülkemiz içerisinde kurulan birbirinden tehlikeli oluşumlar ile amaçlarına hızla yaklaşmakta oldukları net olarak görülmektedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve yücelttiği Türkiye Cumhuriyeti’ni, Gençliğe Hitabesinden aldığım güç ile korumaya devam edeceğim. Bu doğrultuda aynı ülküler ile hareket eden Zafer Partisi ile birlikte yürümeye karar vererek, yaşadığım Kocaeli, Gölcük’te Zafer Partisi İlçe Başkanı olarak görev almış bulunmaktayım. Bu uğurda yüreğinde ülke sevdası olan herkesi Atatürk ülküsünde birleşmeye davet ediyorum.