Yakın geçmişte bir Afrika ülkesindeydim. Fakirlik diz boyu. Gelir dağılımındaki dengesizlik ise diz boyunu geçmiş gırtlağa dayanmış lakin insanlar mutlu görünüyor. Suratı asık insan yok denecek kadar az. Sokaklar başının üzerindeki sepetimsi taşıyıcı içinde satış yapan özellikle kadınlarla dolu. Bir farkla, diyelim 100 metrelik mesafede 10 seyyar sepetli satıcı var, hiçbiri diğerinin sattığını satmıyor. Yani haksız rekabete geçit yok, kardeşçe her biri kendi ekmeğinin peşinde. Birbiriyle tartışanı ise mumla ararsanız bulamazsınız. Çünkü yok.

Biraz Bizden Bahsedeyim:

Türkiye’miz ve insanımız geldi gözlerimin önüne. Bir ömür birlikte geçiren, hatta birbiri uğruna hapis yatmayı, ölüme gitmeyi göze alanlar neredeyse selamsız sabahsız. Hele sosyal medya gruplarında, güya aynı ve/veya yakın ortak paydayla bir araya gelen arkadaşlar arasındaki sataşmalar… Birbirine bodoslama dalan mı ararsın, kibarca inceden iğneleyen mi, pahalılık var dendiğinde vay sen hükümete çattın alınganlığıyla rol kapan mı, kraldan fazla kralcılık yapan mı, sırf hükümet karşıtlığıyla var olanı bile görmezden gelen mi, kısaca cümbüşün tekmili birden…

Biri Fakirlik var deme hükümete eksi yazar, diğeri Kaan gökyüzünde süzüldü deme hükümete artı yazar diyor. Birisi dertlidir, canı yanmıştır ağlar, diğeri onun ağlamasından bile rahatsız olur, ister ki sussun, gıkını çıkarmasın. İyi de canı yanıyor ne yapsın, canı yanan bitki dahi solarken, hayvan bile böğürürken…

Tam bu tartışmaların ortasında bazen ara verildiğini hissedersiniz yazışmalara. Neden? Ezan okunmuştur, aynı vaktin namazında aynı ayetleri, duaları okuyan, namazda son selamı verdikten sonra Allah’a yakaran insanlar, dışarı çıkar çıkmaz kırk yıllık dostlarıyla yeniden sosyal medya savaşına koyulacaktır.

Biraz Afrika’dan Bahsedeyim:

Bu Afrika ülkesinin çoğu Hristiyan, Müslüman nüfus %35-40 gibi, bir kısmı da yerel dinlerden… İkindi namazımızı küçük bir camide kılmak için ilerlerken, caminin girişinde bir tabela dikkatimi çekti. Çarpıldım, hani sıkça kullandığımız bir ifade var ya, “Ey Türk titre ve kendine dön” aynen öyle. Titredim lakin kendime dönemedim. Çünkü allak bullak olmuştum. Okuyalım bakalım ne yazıyormuş 10 maddelik tabelada… (Parantez içi Türkçe tercümesi tarafımca eklenmiştir.)

1.     SPEAK KINDLY (nazikçe konuş) (Kuran, 2:83)

2.     SPEAK THE TRUTH (gerçeği konuş) (Kuran, 3:17)

3.     SPEAK JUSTICE (adaletle konuş) (Kuran, 6:152)

4.     SPEAK GRACIOUSLY (kibarca konuş) (Kuran, 17:23)

5.     SPEAK FAIRLY (dürüstçe konuş) (Kuran, 17:28)

6.     SPEAK POLITELY (nezaketle konuş) (Kuran, 17:53)

7.     SPEAK NO LIE (yalan konuşma) (Kuran, 22:30)

8.     SPEAK GENTLY (usulca konuş) (Kuran, 20:44)

9.     SPEAK NOT IN VAIN (boşuna konuşma) (Kuran, 23:3)

10.  SPEAK STRIAGHT (dümdüz konuş) (Kuran, 33:70)

Cami bir Vakıf camisi. “Sonsuza Kadar İslam Vakfı (Forever Islam Foundation).” Cami imamları, maaşlı devlet memuru değiller. İmamların kendi işi var, namaz vakti geliyor, namazını kıldırıyor ve tekrar işine dönüyor. İmam Şeyh Mustafa ile sohbetimiz güzeldi. Türk’ü ve Türkiye’yi seviyorlardı.

Cuma namazını, Türkiye’nin külliye şeklinde yaptırdığı dört minareli, bölgenin en büyük camisinde kıldık. Ülkenin resmi dili İngilizce olduğundan hutbeyi İngilizce dinledik. Farzın birinci rekâtında, ben içimden Sübhaneke’ye başlamıştım ki imam doğrudan Fatiha’yı okumaya başladı. Mezhep farkı orada da karşımıza çıktı…

Biri diğerini benimle tanıştırırken, arkadaşım diye tanıtmadı hiç. Hep kardeşim dediklerini ve samimi olduklarını gördüm. Ve acı bir şekilde geçmişi hatırlayarak onlara dedim ki; “bugünlerin kıymetini bilin, muhtemelen 20-30 sene sonra bazılarınızın kardeşliği bitecek, kendinizi farklı mecralarda bulacaksınız, hatta belki de düşman olacaksınız. İnşallah yanılırım ama tecrübeyle varittir…”

Mukayese:

Kendi kendime sordum, yukarıdaki sadece ve sadece 10 maddede özetlenen Kuran-i sözlere insanımız yarı yarıya dahi olsa uysa ne olur? Cevap verdim, huzur olur, mutluluk olur, nezaket olur, zarafet olur, barış olur ve hayat yaşamaya değer…

Malum gelişmiş ülkelerde üçüncü dünya ülkesinden bahsedilirken genellikle Afrika örnek verilir. Ama benim gördüğüm Afrika’da, doğrudur fakirlik var ama dostluk da var. Ülkemizde kim daha dindar, kim daha vatansever yarışı mübarek günlerde bile karalamalarla, yaralamalarla devam ediyor. Yukarıda sunulan Kuran-i emirlerin taban tabana zıttı yapılıyor. Gözden kaçanı ise gören yok. Dostluk pusulanmıştı zaten. Şimdi de arkadaşlık ölüyor, komşuluk ölüyor, sevgi ölüyor, adalet ölüyor, saygı ölüyor, hülasa insanlık ölüyor. Katilin adı ise kör siyaset…

Yazımızı bir deyişle bitirelim, es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun “Minnet Etmem Münafığın Sunduğu Altın Kaba, Katran Olsa İçerim Dostun Bakır Tasından (anonim)” diyebilenlere...

Yavuz KOCA

09 Mayıs 2024