80'lerin sonu 90'ların başında çocuk olmak bir lütuf muydu? bize bilmiyorum ama en güzel yılları çocuk olarak yaşadığımıza inanıyorum.

2000'lerin değişimine, teknolojisine, dejeneresine son bakıştı.Son sokakta oynayan çocuklardık. Bilyenin, gazoz kapağının, sakızlardan çıkan futbolcu resimli kartların değerini en iyi biz bilirdik.

Bisiklet; bir tur ver bineyim demekti. Televizyon tek kanal, sabahları çizgi film, cuma akşamları Türk filmi demekti. Askerlerimizin göndere bayrağı çekip İstiklal Marşımızla yayının başlaması demekti.

Müzik; mahalle düğünlerinden yeni salonlara geçen, düğünlerde dinlediğimiz, telli turna, caney caney, radyoda dinlediğimiz, Türk Sanat müzikleri, araba teybiyle dinlediğimiz, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Cengiz Kurtoğlu ve televizyonda çokça

çıkan Kayahan'dı.

Her şeyin en iyisi öne çıkardı. Youtubede milyon tıklandı diye, reklamı bol yapıldı diye zevksizliğe ve mahkum kalmazdık.

Arabeskin zirve yaptığı 70'lerden bize ulaşan devleri severdik en çok. Ferdi Tayfur, Cengiz Kurtoğlu, Orhan Gencebay, sesi kadar yüreği de gür olan Müslüm baba.

Ve bu büyük sanatçıları büyük yapan şarkıların sözlerini yazan büyük şairler.

Milenyum neslinin keşfetse şiirlerini, güftelerini her alanda paylaşacağı, şarkılara ruh katan gönül insanları.

Ahmet Selçuk İlkan, Aşkın Tuna ve Ali Tekintüre.

Şimdiki kadar kolay mıydı? bir şarkıyla bir şiirle, kopyala yapıştır yazılan kitaplarla ünlü olmak ve para kazanmak. Emek verdiler, yüreklerinden süzülen mısralarla efsane eserlere can verdiler.

Müslüm Gürses'in kaset kapağına baktığımda çoğunlukla şarkı sözlerinde tek isim olurdu. Ali Tekintüre.

Gülden Karaböcek, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay İbrahim Tatlıses, Mine Koşan ve daha nicelerinin, en sevdiğimiz şarkılarının şairi Ali Tekintüre.

Sana minnet ve teşekkür borçluyuz şiirleri kadar yüreği de koskocaman olan güzel insan.