Babacan, Meclis'te görüşmeleri süren “dezenformasyon yasasını” şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu yasa, sansür yasasıdır. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçmuş. İhbar ediyorum. Adres veriyorum. Ankara Necatibey'de Rakamları Ayarlama Enstitüsü diye bir yer var. Nam-ı diğer TÜİK. Her ay düzenli olarak halkı yanıltıcı bilgiyi alenen paylaşıyor. Yüzde 200'e yaklaşmış enflasyonu hâlâ yüzde 83 diye açıklıyor. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Gitsinler, halkı alenen yanıltıcı bilgiyi düzenleyen ve yayan kuruma. O kuruma, o talimatı verenleri incelesinler, bulsunlar.”

“BTK başkanı bir içeriğin kaldırılmasını istedi mi mesela Twitter onu kaldırmak zorunda kalacak. Savcılık vatandaşın kimlik bilgilerini mi istedi? Aynen vermek zorunda kalacak. Savcılıkla yetinseler yine iyi. Emniyet dahi bilgi isteyebilecek. Vermezse Twitter'a giremeyeceğiz. Bırakın hukuk devletini, kanun devletini, tüm inisiyatifi idari bir birime bırakma zihniyeti bu. İktidar milletin hak ve özgürlüklerine savaş açmış, adına ‘dezenformasyon yasası' demiş.”

“Sosyal medya şirketlerinin Türkiye'ye temsilci gönderip göndermemesiyle oyalanmasın kimse. Bunun için zaten yasa çıkarmaya gerek yok. Siz hukuk güvenliğini sağlayın, yatırımın ortamını iyileştirin, o şirketler koşa koşa gelir zaten. Burada vergi verirler. Ama bu yasa sosyal medya şirketlerini Türkiye'ye çağırma değil, Türkiye'den kovma yasasıdır. Bu yasa; Twitter’sız, Facebook’suz, Instagram’sız bir Türkiye'nin yasasıdır.”

“Bu yasa, yasaklıyor; ifade özgürlüğümüzü kısıtlıyor. Bu yasa, yalnızlaştırıyor; bizi demokratik dünyadan kopartıyor. Bu yasa yoksullaştırıyor; internetten ticaretin köküne de kibrit suyu döküyor. Esnafla, çiftçiyle kavga ediyor. İktidarın keyfine göre milleti hizaya sokmaya çalışan bu sansür yasasını topyekûn reddediyoruz.”

Editör: Gökçe Sevim