Yaşanan devasa ekonomik kriz ve sigaraya üst üste gelen zamlara rağmen 15 yaş üstü nüfusta sigara kullanım oranları açısından Türkiye'nin Dünya birincisi olduğu açıklandı..

Yüzyılımızın vebası sigara, akciğer kanserleri başta olmak üzere birçok kanser çeşidiyle yakından ilişkili.
Akciğer kanseri dışında insan hayatını kalitesizleştiren KOAH açısından da en önemli risk faktörü Düzenli sigara içenlerin yaklaşık yüzde 20’si KOAH’a yakalanırken hayat boyu içicilerin yaklaşık yarısı KOAH oluyor. Koroner kalp hastalıkları riskini bariz olarak arttırdığı bilinen bir gerçek.

Bunca zararlarına rağmen çoğumuz için sigarayı bırakmak maalesef o kadar kolay olmamaktadır. İşte bu noktada birçok insan bağımlılık verici nikotin etkisinden kurtulmak ve el alışkanlıklarını tatmin edebilmek için e-sigaradan medet ummaktadır.

Nikotin konsantrasyonları cihazlar arasında farklılık göstermekte olup ​üzerlerinde içerdikleri nikotin miktarını yazan etiketler mevcuttur. Cihaz sıvısında bulunan propilen glikol sebze gliserini ve konsantre aromaları da içeren maddelerin akciğer dokusuna etkileri konusunda son yıllarda endişeler artmaktadır.
Amerika gıda ilaç ajansı (FDA) 2009 yılında  e- sigaraların gösterildiği gibi masum olmadığı uyarısını yaparken, bu ürünlerde yer alan zararlı maddelerin insan sağlığına zararlı olacak değerlere asla ulaşamayacağını ve bu nedenle zararlı olduklarının söylenemeyeceğini belirten araştırmacılar da vardır.

Fakat son yıllarda ABD de özellikle genç e-sigara kullanıcılarında artan sıklıkta görülen (Sayıları 2020 başında 3000'e ulaştı ) solunum yetmezliğiyle hastane yatışı ve ölümlere yol açabilen gizemli bir akciğer hastalığı tartışmaları alevlendirmiştir.

İngilizce e-sigara ve nemlendirici kullanımına bağlı akciğer hasarı cümlesinin kısaltması EVALI sendromu olarak isimlendirilen bu hastalıkta e-sigara içinde Hastalığa hangi maddenin yol açtığı tam olarak bilinmemektedir ve aroma içeren elektronik sigaraların ABD genelinde satışı ve kullanımı yasaklanmıştır. Geçmişte yapılan tartışmalarda e- sigara kullanımının tamamen zararsız kabul edilememekle birlikte tütün kullanımına kıyasla çok daha az sağlık yan etkisine yol açtığı için sigarayı bıraktırmada bir alternatif olabileceği düşüncesi ön plana çıkmaktaydı. Birçok ülkede halk sağlığı açısından yararları göz önünde bulundurularak  bu ürünlere karşı bir sempati mevcuttu.

Fakat elektronik sigaraların zararlarıyla ilgili her gün yeni bilgiler literatüre ekleniyor ve son veriler e-sigaraların nikotin bağımlılığıyla mücadelede yeterince etkili olmadığı gibi bizzat kendilerinin bağımlılık oluşturabilme potansiyeline sahip olduğunu, içeriğinde ne olduğu tam olarak bilinmeyen merdiven altı kaçak ürünlerin ciddi akciğer hasarına ve ölüme yol açabilme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Üstelik yakın zamanda yayınlanan bir makalede e-sigaraya bağlı ölümlerde en büyük risk faktörü olarak sokak satıcılarından alınan ürünlerdeki tetrahidrokannabinol (esrar etken maddesi) suçlanmıştır .

Ülkemizde E-sigaralar içeriğine bakılmaksızın tütün ürünü olarak kabul edilmiştir ve bu nedenle hiçbir ürüne ruhsat verilmemiştir. Yakın tarihte Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) e-sigaraların diğerleri kadar tehlikeli olduğuna ve üstelik normal sigara içme alışkanlığını bıraktıramadığı gibi kendilerinin bizzat bağımlılığa yol açtığına yönelik sert uyarılarda bulunmuştur. Sigaradan kurtulacağız derken birde elektroniği çıktı. Hem de ölüm saçan merdiven altı üretim yapılan ürünlerle...