
Av. Dr. İrfan Sönmez
Başbağlar’da…
Başbağlar katliamının üzerinden 32 yıl geçti. Önceki gün, İYİ Parti Genel Başkanı Sn. Dervişoğlu’nu takip etmek ve şehitlerimize Fatihalarımızı sunmak için Başbağlardaydık.
Şehitlik, köyün 20 km daha doğusunda. İYİ Parti lideri beraberindeki heyetle şehitliği ziyaret etti, tüm mezarlara karanfiller bıraktı, ardından Kuran tilavetiyle dualar edildi.
Başbağlar yolu virajlar, uçurumlar, kanyonlarla dolu zor bir yol. Küçük bir sürücü hatası ile uçurumun dibini boylamak mümkün.
Başbağlar’a vardığımızda başta Erzincan ve çevre illerden gelenlerle alanın dolmuş olduğunu gördük. Anma toplantısına Genel başkan düzeyinde katılım sağlayan tek parti İYİ Partiydi.
Önce köy muhtarı konuştu, vakur, siyasi yanı olmayan etkili bir konuşma yaptı. Aradan 32 yıl geçmesine rağmen katillerin yakalanmadığından yakındı. (Bundan sonra zaten yakalansalar da zamanaşımı süresi dolduğu için bir gün bile hapis yatmayacaklar) Aslında olaydan sonra çevre köylerden birkaç kişi gözaltına alınmış, teşhis de edilmişlerdi, ama ne olmuşsa olmuş, zanlılar serbest bırakılmış, onlar da soluğu yurt dışında almışlardı.
Eylem Öcalan’ın Sivas katliamına karşı Alevi vatandaşlarımızı PKK’nın yanına çekmek için yaptırdığı bir “İntikamınızı aldık” katliamıydı.
Araştırmacı yazar Hakkı Öznur’un ifadesiyle “Emir bizzat Öcalan tarafından verilmişti.” Ama failleri yakalanıp cezalandırılamadığı için bu kirli oyun teşhir edilemedi.
Muhtarın ardından sırası ile parti temsilcileri konuşmalarını yaptılar. Vatan Partisi, HÜDAPAR, İYİ Parti, CHP ve AKP oradaydılar. MHP ve diğer partiler temsilci göndermemişti. Konuşmacıların hepsi de bir anma toplantısında olduklarını akıllarında tutarak konuştular. Vatan Partisi genel başkan yardımcısı, heyecanlı bir konuşma yaptı Cumhuriyet vurgusu yaptı. HÜDAPAR milletvekili, PKK’nın röntgenini çıkaran başka katliamlardan örnekler verdi. CHP adına Veli Ağbaba kısa bir konuşma ile adalet vurgusu yaptı.
Herhalde en dolu konuşmayı Dervişoğlu yaptı. Şehitleri andı, Başbağlar katliamının sorumlusunun PKK ve onun başındaki kişi olduğunu söyledi, PKK ile kurulan masayı ima ederek buna halkın karar vermesi gerektiğini, yani referanduma işaret etti. Bizi birleştiren tutkalın “Türklük” olduğunu kimliğimize sahip çıkmanın önemine dikkat çekti, zımnen kimliğimizi kaybedersek dağılırız, dedi. İçeriği dolu, ağır başlı, törene yakışan bir konuşmaydı, en çok alkışı da o aldı.
AKP adına ise Efgan Ala konuştu. Çeyrek asırdır AKP’nin söylediklerini tekrar etti. Konuşurken zorlandığı belliydi, Başbağlar katliamını yapanlarla masa kurmuşlardı. Bazen cümlelerinin başı ile sonu koptu. Ne dediği anlaşılamadı. Daha çok oraya yığılan, AKP’den kemik bekleyen bürokrat takımından alkış aldı.
Şunu gördüm, Sn. Dervişoğlu iyi bir konuşmacı, kendini çok rahat ifade ediyor. İYİ Parti travmayı atlatmış, genel ve yerel seçimlerde sağa sola dağılan taban dönüyor. Elazığ’ın çalışkan il başkanı ile gelenlerde bunu gördüm.
Son SONAR anketinde, İYİ parti oyu yüzde 6,3 olarak ölçülmüş. Sn. Dervişoğlu’nun tanınırlığı arttıkça bu desteğin katlanarak artacağını düşünüyorum. Bunun için İYİ Partinin halkta karşılığı olan politikaları iyi tespit etmesi gerekiyor. AKP, hem Başbağlar katliamının sorumluları ile masa kuruyor, hem de kurbanlarına nutuk atıp oy alıyor. Bu ikiyüzlülüğün teşhir edilmesi gerekir.
Son yıllarda Türk halkının sosyolojisi çok değişti. AKP uygulamalarına bakarak çok insan dinden uzaklaştı. Ama buna rağmen parti seçerken “Dinime zarar gelmeyecek olanı” seçeyim diyen büyük bir kitle var. O kitleye bu güveni vermek lazım. Açlık, yokluk, sefalet ve adaletsizlik ülkeyi esir almış olmasına rağmen AKP hala yüzde 25/30’lu rakamlardaysa bunun sosyolojik psikolojik, siyasal sebepleri iyi irdelemelidir.
PKK ve bölücülüğe karşı tutumu ile taban edinen MHP, bugün bölücü başını göklere çıkarıyor ama hala oy kaybı çok düşük düzeyde. Bir partinin varlık sebebi olan politikalarından dönmesinin tabanda yeterli tepkiyi niçin görmediğinin de dikkatle analiz edilmesi gerekir. Eksiklik, muhalefet partilerinin politikalarında mı, yoksa başını kuma gömen, ağır propaganda taarruzu altında düşünemez hale getirilen insanlarımızda mı?
Bugün toplumda, en çok adalet çağrısı, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele söylemi taraftar buluyor. Bu parametreler üzerine kurulu bir siyaset biçimi mutlaka karşılığını bulur.
Hiç şüphesiz, Türkiye’nin yeni bir siyasete ve yeni bir kadroya ihtiyacı var. İYİ Parti, toplumun nabzını iyi tutarsa o değişimin aktörlerinden biri olabilir. Sağ seçmen, güven duyacağı bir liman arıyor, İYİ Parti söylem ve uygulamalarıyla “O liman benim” güvenini verirse büyük bir kitlenin yeni adresi olur. Bunun için her milletvekilinin Sn. Dervişoğlu kadar terlemesi, topluma kanallar açması gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.