Av. Dr. İrfan  Sönmez

Av. Dr. İrfan Sönmez

Cumhur’un masasına meze olmak!

Apo, en sonunda muradına erişti, birinci çözüm sürecinden beri mecliste bir komisyon kurulmasını istiyordu, kuruldu.

Amaç terör meselesini ‘Kürt Sorunu’ adı altında meclise taşıyarak böyle bir sorunun varlığını kabul ettirmekti. Kurulan komisyonla bunu kabul ettirmiş oldu.

Başta PKK şartsız silah bırakacak demişlerdi.

Kimse şartsız bir silah bırakma olacaksa bu komisyon neyi konuşacak diye sormuyor.

Birinci çözüm sürecinde yaşananlardan dolayı Erdoğan ve ortağı Bahçeli, ısrarla CHP’nin komisyona girmesini istediler. Amaç riski paylaştırmaktı. CHP’nin eline önemli bir fırsat geçti, “Bu komisyonun demokratikleşme ve terör sorununun çözümü ile alakası yok, esas amacı Erdoğan’a ölünceye kadar krallık yolunu açmaktır, biz bu oyunun bir parçası olmayacağız, sizi DEM P. ile başbaşa bırakıyoruz” deseydi, kendi sınırlarını çok aşan bir ivme kazanırdı. Bunu yapmadı, kendini paralasa alacağı en fazla yüzde 2-3’lük bölge oyu için büyük bir kitleyi feda etti.

Bütün bir siyasetini İmamoğlu’nun tutukluluğu üzerine kurdu. Zaman zaman halkın gündeminden uzaklaştı.

Tutuklamaların bir kısmı zaten CHP’yi masada oturmaya, baş eğmeye zorlamak içindi. CHP masaya oturarak bu baskıya boyun eğdi.

Özel’in “ salt çoğunluk değil nitelikli çoğunluk isteriz” talebi tamamen gelen tepkileri azaltmaya yönelik taktik bir hamleydi. Önceden konuşulmuş olacak ki, meclis başkanı Kurtulmuş, hemen bu öneriyi kabul ettiklerini açıklayarak kararların beşte üç çoğunlukla alınacağını söyledi. Böylece CHP masaya oturmadan talebini kabul ettirmiş gibi bir hava oluşturuldu. Oysa gerçekte salt çoğunlukla beşte üç çoğunluk arasında hiç bir fark yok. Komisyonun üye sayısı İYİ parti üye vermediği için 48. Nitelikli çoğunluk 29 , CHP’nin üye sayısı 10. Bu sayı ile CHP komisyonun hangi kararını engelleyebilecek?

Beşte dört çoğunluk denilseydi 10 üye ile bazı kararları engellemek mümkün olabilirdi.
Özel, komisyona katılma kararı ile aslında AKP ve MHP’nin çıkaracağı her kararın bir parçası oldu.

Bahçeli’nin Öcalan’ı meclise davetinden beri, örgüt silah bırakmaya karşı ne istediğini Kandil postası ile açık açık söylüyor.

Televizyon kanalları maskesini çıkaran bölücülerle doldu. Sadece onlar konuşturuluyor. Sessiz çoğunluğun, şehit ailelerinin, terör mağdurlarının ne düşündüğü kimsenin umurunda değil.

Bu taleplerin sadece birini bile yerine getirmek Türkiye’nin ve Türk milletinin birliğinden vazgeçmektir. Milletin kaderini bir örgütün eli kanlı lideri ile konuşmak o milletin bütün moral değerlerini ayaklar altına almaktır.

Herkes biliyor ki, o masada sadece partiler yok, İmralı’nın, Kandil’in gölgesi de masada. Halbuki düne kadar ne diyorlardı: “ biz asla teröristlerle konuşmayız, pazarlık yapmayız, böyle bir cibilliyetsizliği kabul etmeyiz” Peki şimdi o masada kim oturuyor?
PKK ile halvete giren kim, rest çeken kim?

Meydanda birbirine sallayıp duranlar şimdi aynı masadalar. Aslında yok birbirlerinden farkları. Sadece aynı senaryonun farklı rollerini paylaşıyorlar. Artık iki türlü siyaset var, DEM P. ile masa kuranlar, milletle masa kuranlar. Kazanacak olan er geç millettir. CHP yanlış tarafta durarak kendi yolunu kendisi kesti.

Bundan böyle yoluna bir tekeri patlak olarak devam edecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Av. Dr. İrfan Sönmez Arşivi

Düşünmeden konuşmak

28 Temmuz 2025 Pazartesi 20:46

Komisyon tuzağı

26 Temmuz 2025 Cumartesi 16:35

Hasta mahkumlar ve vicdanı kaybetmek

25 Temmuz 2025 Cuma 05:30

Bu yol, yol değil!

22 Temmuz 2025 Salı 01:58

Lübnanlaşma ve kota siyaseti

20 Temmuz 2025 Pazar 11:20

Onlar ne yaptı biz ne yapıyoruz?

13 Temmuz 2025 Pazar 03:03

Kahrolsun metan gazı!

09 Temmuz 2025 Çarşamba 22:14

Değişen Öcalan değil…

08 Temmuz 2025 Salı 03:54